Tüm dünya halkları; “her şey kar için” diyen kapitalizmin yarattığı felaketle, Koronavirüs salgını ile yüz yüze… Ülkemiz; derdi başkanlık, savaş ve patronların çıkarı olan iktidarın kötü yönetimi ile karşı karşıya. Sağlığımızın, yaşamımızın, haklarımızın güvence altında olduğu, eşit olduğumuz, insanı, toplumu, bilimi, doğayı esas alan, eşitlikçi bir sistem mümkün!
Koronavirüs salgını, virüsün ortaya çıkma ve yayılma süreci ve devletlerin, sermayenin politikalarıyla kapitalizmin vahşi, insanlık düşmanı yüzünü bir kez daha ortaya serdi.
Sağlığın piyasalaşması, ilaç üretiminin şirketlere terk edilmesi, koruyucu, önleyici halk sağlığını esas alan önlemlerin alınmaması, kar odaklı kapitalist üretim; neoliberal politikalarla insanların sağlıktan gıdaya, sudan enerjiye temel haklarının gasp edilmesi, ağır güvencesizlik ve sömürü koşulları, koronavirüs salgınının yaşanma, yayılma ve sonuçlarının sınıfsallığını açığa çıkarıyor. Salgının ağır sonuçlarını öncelikle emekçiler, ezilen toplumsal kesimler, “yük” görülen yaşlılar, bakım emeği üstlerine yıkılan kadınlar yaşıyor. İnsanlığın ve doğanın var olabilmesi, “yaşamın sürmesi” için bu sisteme son verilmesi gerek. Ve açık ki toplumsal eşitliği, bilimi, insanı, doğayı temel alan bir sistem ekmek ve su gibi bir ihtiyaç.
Ülkemizde, 18 yıllık AKP iktidarının yarattığı ekonomik-siyasal-toplumsal yıkıntı, Saray rejimi salgının sonuçlarını ağırlaştırmış durumda. Her krizi kendi iktidarlarının devamı ve sermaye için fırsata çevirme tercihinin devam ettiğini görüyoruz. Bir “başarı hikayesi” yazma çabası testlerin sınırlandırılması ve tanıların iktidar tekelinde “gizlenmesi” ile kendisini gösterdi. İktidar, salgın süresince milyonlarca emekçinin her gün risk altında sermayenin çarklarını döndürmek için işe gidip gelmesini zorunlu kılıyor. Halkın, yaygın test uygulamasına, önleyici tedbirlere, parasız sağlık hizmetine, temel hizmet ve ihtiyaçlara erişimi yok.
Koronavirüs salgınının sonuçlarını en ağır biz emekçiler, yoksullar yaşıyoruz/yaşayacağız. O zaman ne yapılması gerektiğini de biz söyleyeceğiz! Salgını dayanışmamızla, birlikte mücadele ederek karşılayacağız.
Herkesi bulunduğu apartmanda, sokakta, mahallede, işyerinde dayanışma ve ortak mücadele için ağlar kurmaya çağırıyoruz. Halkevleri ile iletişime geçelim, dayanışmamızı kuralım, ihtiyacı olanlara birlikte ulaşalım. Sosyal iletişim ağlarımızı yaygınlaştıralım.
1- EŞİT, ULAŞILABİLİR, PARASIZ SAĞLIK
Herkes için yaygın test, herkese parasız temel hijyen malzemeleri, eşit, parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmetleri.
2- EMEKÇİLER KORUNSUN
İşten çıkarmalar yasaklansın, zorunlu alanlarda çalışanlar hariç tüm çalışanlara ücretli izin verilsin, tüm işçilerin ve emeklilerin geçimleri güvence altına alınsın, tüm çiftçilere üretim olanakları sağlansın. Sağlık emekçilerinin ve temel hizmetlerde diğer tüm zorunlu çalışanların güvenli çalışma koşulları karşılansın, periyodik test yapılsın, ebeveyn izni sağlansın.
3- KAMUSAL HİZMETLER PARASIZ OLSUN
Salgın boyunca doğalgaz, elektrik, su ve internet hizmetleri parasız olsun. Kiracıları destekleyecek fonlar oluşturulsun. Bireysel kredi borçları ve kredi kartı borçları faizsiz ertelensin.
4- YAYGIN TEST YAPILSIN
Başta risk grupları olmak üzere toplumun tümü İstisnasız test yapılsın, tüm gerekli hijyen malzemeleri, temel gıda ve ihtiyaçları devlet tarafından karşılansın. Yaygın sağlık ve psikolojik destek hizmeti verilsin. Sağlık hizmetlerinde ayrımcılık yapılmasın.
5- KAYIRMACILIĞA, AYRIMCILIĞA, BİLGİ GİZLEMEYE, ŞİDDETE SON
ŞİMDİ EŞİTLİK ve ŞEFFAFLIK ZAMANI
Halk salgın hakkında düzenli, güvenilir, bilimsel verilerle bilgilendirilsin. Haber alma hakkı önündeki engeller kaldırılsın. Kamusal hizmetlerde eşitlik sağlansın. Her tür ayrımcılığa son. Kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmaları 24 saat, aktif çalışsın.
Koronavirüs salgınına karşı halk için, halkla birlikte!