AKP hükümetinin demokratikleşme iddialarının içi boş bir iddia olduğu bir kez daha açığa çıkmıştır. AKP iktidarının sermayeden, faşizmden, gericilikten, emperyalistlerden yana olduğu bir kez daha açığa çıkmıştır. AKP iktidarının yandaş basınıyla, cemaatleriyle tarikatlarıyla nasıl bir demokrasi istediği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Dört gün önce Samsun’da Halkevleri üye ve yöneticilerinin maruz kaldığı polis operasyonları yaratmak istedikleri yeni Türkiye’nin nasıl bir şey olduğunu göstermesi açısından ibret vericidir.
Halkevleri uzun zamandır iktidar yanlısı medyanın yalan ve iftira dolu saldırılarına maruz kalmaktadır. Ancak bu sefer Samsun Halkevi hakkındaki yalan ve iftiralar sonradan gerçeğe dönüştü. 26 Mayıs’ta Zaman gazetesinde Halkevi üyelerinin “terör örgütü operasyonlarında gözaltına alındığı” yalan haberinden sonra 1 Haziran’da sabaha karşı evlerinin kapıları kırılarak yapılan polis operasyonlarıyla Samsun Halkevi başkanı Halil Mert dahil 11 kişi gözaltına alınmıştır. Zaman gazetesi, Samsun Halkevi’ne yapılacak baskını önceden bilmiştir. Halkevlerine yönelik olarak yandaş basının öncülüğünde yürütülen yalan ve iftira kampanyalarının ardından baskı ve sindirmeye dönük polis operasyonları gelmektedir.
Uydurma iddialar ve delil olmayan delillerle, akla hayale gelmedik uydurma polis fezlekeleriyle Samsun Halkevi başkanımız dahil dört kişi tutuklanmıştır.
Yandaş medya tutuklamalar sonrasında da görevini sürdürmektedir. Tutuklanan 17 yaşındaki bir gencin annesinin ağzından yalan haberler yazılmaktadır. Oğlunun tutuklanmasındaki hukuksuzluğu haksızlığı eleştiren bir annenin duygularına bile tahammül edemeyen yandaş medya, annenin oğlunu ve Samsun Halkevi’ni suçladığını yazabilmektedir.
Neden, bütün faaliyetleri, kimlikleri, etkinleri açık yasal ve meşru olan örgütümüzün üye ve yöneticileri hakkında gizlilik kararı verilen bir soruşturma sürdürülmektedir? Neden Samsun Halkevi hedef alınmaktadır?
Halkevleri bütün Türkiye’de olduğu gibi Karadeniz’de de halkın hak ve çıkarları doğrultusunda mücadelesini sürdürmektedir. Karadeniz son yıllarda bir yağma ve talan saldırısı altındadır. AKP hükümetinin, her derenin başına kurmak istediği yüzlerce Hidro Elektrik Santral (HES) yağmacıların iştahını artırmıştır. Karadeniz’de AKP iktidarında derinleşen yoksulluk ve işsizlik ayakları altındaki toprağı kaydırmaktadır.
Doğanın, Karadeniz’in o güzelim yeşilinin tahrip edilmesi için yapılan bu büyük saldırıya karşı bütün Karadeniz halkı ayaktadır. İsyandadır. AKP hükümeti bu isyanı bastırmak için “korku ve dehşet” duygusunu yaymak istemektedir.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, Giresun’da, İkizdere’de, Tonya’da, Kalkandere’de, Uzundere’de, Şavşat’ta, Macahel’de doğal yaşamı olduğu gibi kültürel yaşamı da şekillendiren Karadeniz derelerinin yağma ve talan projeleriyle yok edilmesine karşı durdular.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, derelerin suyun özelleştirilmesine, alınıp satılmasına karşı çıktılar.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, kumsalıyla balıklarıyla ünlü Samsun-Dereköy sahilinin akaryakıt dolum tesisi yapılarak katledilmesini istemediler.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, Sinop-Gerze’yi çöle çevirecek olan termik santralin yapılmasına karşı geldiler.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, Karadeniz köylüsünün temel geçim kaynaklarından olan çay’ın ve fındığın üç kuruş paraya köylünün elinden alınmasına karşı durdular.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, “Karadeniz Kararmasın” diyerek bölgelerindeki kanser vakalarına dikkat çekip ücretsiz kanser tedavisi ve kanser hastanesi istediler.
Karadenizli Halkevciler suçludur! Çünkü onlar, Filistin halkıyla olan dayanışmalarını “van münit” şovlarıyla değil, İsrail elçisini Trabzon’dan kovarak gösterdiler.
Türkiye’deki bütün Halkevciler suçludur. Halkın eğitim, sağlık hakkına sahip çıktıkları için suçludurlar. Kentsel dönüşüm yağmalarına karşı halkın barınma hakkını savundukları için suçludurlar. Halkın nitelikli parasız ulaşım ve su hakkını savundukları için suçludurlar.
Halkın hakları mücadelesinin örgütü Halkevleri yukarıda yazılı suçları işlemeye devam edecektir. Evet biz örgütüz, halkın hak ve çıkarlarının örgütüyüz. Böyle olmaya da devam edeceğiz. Bizleri tutuklamalarla, yandaş medya marifeti ile karalama kampanyalarıyla susturacaklarını sananlar şunu bilsinler ki, Halkevleri yürüyor mücadele büyüyor!
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Halkevleri Örgütlenme Sekreteri
Kutay Meriç