4+4+4 sistemi engelli çocukları altyapısız ve kadrosuz okullar nedeniyle eğitim dışı bırakıyor.
Eğitimde yapılan son değişikliklerden olumsuz etkilenen kesimlerden biri de engelli çocuklardır. 2002 yılında devlet tarafından yapılan araştırmaya göre, ilkokulu bitirebilen engelli öğrencilerin oranı yüzde 41’den, ortaokulu bitirebilen engelli öğrenci oranı ise yüzde 6’dan düşüktür. 2007 yılında yapılan bir başka araştırmada 5-14 yaş grubundaki 253 bin engelli çocuktan yaklaşık 100 bini eğitime devam edebilmektedir. İlköğretim çağındaki 25 bin işitme engelli çocuktan 6 bini; 37 bini aşkın görme engelli çocuktan ise yalnızca bin 500’e yakını okula erişebilmektedir.
Bunun iki temel nedeni var: Birincisi okullarımızın fiziki yapıları engelli eğitimine uygun değildir ve ikincisi yeterli eğitim personeli, yardımcı personel bulunmamaktadır. Eğitimin her aşamada özelleştirildiği ve maliyetinin ailelere yıkıldığı koşullarda buna bir de yoksulluğu eklemek yerinde olacaktır.
Kesintisiz eğitimin parçalanmasıyla oluşturulan 4+4+4 sistemi, yetersiz koşullar nedeniyle, var olan eğitimden kopma sürecini artıracak bir ortam yaratmaktadır.
Bu sisteme bağlı olarak özel eğitime gereksinme duyan öğrenciler açısından sorunları daha artıran yeni adımlar gelmektedir. Zihinsel, işitme ve görme engelli çocuklar için yapılmış okullar birer birer kapatılmakta; çocuklar, karma eğitime yönlendirilmektedir. İşin detaylarına girildiğinde, çok ciddi ve onarılması mümkün olmayan yapısal hatalara kapı açıldığı gözlenmektedir.
Mevcut okulların hiçbirisi karma eğitim için gereken altyapıya sahip değildir. Mevcut okullar engelli çocukların erişimine (giriş ve çıkışlar, merdivenler) uygun değildir. Sınıflarda farklı engelli gruplarının gereksinmelerini karşılayabilecek donanım yoktur. Tuvalet ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri olanaksızdır.
Altyapının düzeltilmesi için çıkarılan yasa değiştirilip, “sonsuza” ertelenmiş, engelli çocuklar evlerine hapsedilmiştir.
Yukarıdakiler kadar önemli bir diğer konu da öğretmen, psikolog, rehberlik gibi özel eğitim için zorunlu kadro bakımından mevcut okulların tümüyle yetersiz olmasıdır. Psikolojik destek için ayrılan süreler azaltılırken, din bilgisi ve ahlak dersi özel eğitimin temel ve zorunlu bir parçası olarak öne çıkarılmaktadır.
Mesleki eğitimde üst yaş sınırı konulması, özel eğitime ihtiyacı olan engellilerin yeterli altyapısı olmayan belediyelere, halk eğitim merkezlerine ve özel eğitim okullarına yönlendireceği ve ailelere ek yükler getireceği için eğitimden kopmasıyla sonuçlanacaktır.
“Ne yapılmalıdır?” sorusuna yine çok kaba hatlarıyla şu yanıt verilebilir:
1. 4+4+4 sistemi kaldırılmalıdır.
2. Okulların tümü hızla engellilerin erişimine uygun hale getirilmeli, bunu mali yükümlülük mutlaka MEB bütçesi içinden çözümlenmelidir.
3. Okullarda özel derslikler, terapi odaları vb. bölümler gereksinimlere uygun olarak ayrılmalı ve düzenlenmelidir.
4. Özel gereksinimlere uygun beslenme programları oluşturulmalı ve parasız yemek sağlanmalıdır.
5. Erişim sorununda okula ulaşım; yani servis boyutu unutulmamalıdır. Asansörlü araçlar dahil yeterli donanıma sahip servisler tümüyle parasız hizmete sunulmalıdır.
6. Din bilgisi ve ahlak dersleri zorunlu olmaktan çıkarılmalı; bunların yerine özel gereksinimlerine uygun psikolojik destek ve diğer konulardaki alan ders saatleri artırılmalıdır.
7. Özel eğitim için gerekli alan öğretmenlerinin, psikolog ve diğer yardımcı personellerin kadro sayıları artırılmalı ve atamaları zaman yitirilmeden yapılmalıdır.
Engelli çocuklar yine evine mahkum - Ergün İşeri
İlgili içerik
Halkevleri Genel Merkezi Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap