Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri tarafından 26-27 Ocak'ta İstanbul'da yapılacak olan Eğitim Hakkı Forumu öncesinde Nilüfer Halkevi'nde eğitim hakkı söyleşisi yapıldı.
Eğitim hakkı söyleşisinde Eğitim-sen Bursa Şube Başkanı Hasan Özaydın, Halkevi GYK üyesi ve İstanbul Eğitim Hakkı Meclisi Üyesi İlknur Birol'un konuşmacı olduğu söyleşinin moderatörlüğünü Şahin Yaşık yaptı. Nilüfer Halkevi okul destek atölyelerinin öğrenci velilerinin yoğun katılım sağladığı söyleşide veliler ve öğretmenler buluştu.
Söyleşide ilk sözü alan Hasan Özaydın, 4+4+4 Eğitim sistemine gerekçe gösterilen okullaşma oranını arttırma, kız çocuklarının okullaşma oranını arttırma ve meslek liselerinin önünü açma gerekçelerinin aslını sayısal veriler ile açıkladı. “Meslek liselerinin önü kapatılıyor” denilen zaman dilimi içerisinde meslek liselerine giden öğrenci sayısında %110 artış görüldüğünü kaydeden Özaydın, 4+4+4 eğitim sistemi ile %30 olan meslek lisesi oranının %60'lara çekilmek istendiğini, bunun asgari ücrete çalışacak ucuz işgücü yetiştirme projesi olduğunu açıkladı. Bursa'da 4+4+4 eğitim sisteminin sonuçlarını sayısal veriler ile ortaya koyarak önümüzdeki 2013-2014 öğretim yılında Bursa'da 150 bin öğrencinin, on bin öğretmenin okulların ayrıştırılması sebebi ile okullarının değiştirileceğini ifade etti. Özaydın 4+4+4 eğitim sisteminin eğitimin piyasalaştırılması, öğretmenlerin güvencesizleştirilmesi ve ucuz işgücü yetiştirilmesi projesi olduğunu anlatarak bunun karşında Eğitim-sen olarak eğitim alanındaki tüm kararların demokratik mekanizmalar ile alınmasını, öğretmenlerin güvenceli çalışmasını ve parasız, bilimsel, laik bir eğitim sistemi talep ettiklerini belirterek sözlerini sonlandırdı.
İlknur Birol ise eğitimin yirmi beş milyon öğrenci, sekiz yüz bin öğretmen ile toplumun hücrelerine kadar işleyen ve toplumun yeniden inşasındaki en önemli alan olduğunu belirtti. Eğitimin kamusal niteliğinden çıkartılarak pazar haline getirildiğini ve sermayenin bu alandan kar elde ederken, bizlerin de paramızın yettiği kadar eğitim alır hale getirildiğimizi, öğretmenlerin güvencesizleştirilirken aynı zamanda öğrencisinin tüm sorunları ile ilgilenen bir öğretmen yerine sadece müfredatı aktaran yeni bir öğretmen modelinin de yaratıldığını söyledi. Birol, meslek liselerinde staj adı altında büyük bir sömürünün gerçekleştiğini ve "meslek lisesi memleket meselesi" kampanyasının bütün bir topluma “Çocuklarınız için ucuz iş gücü olmak dışında bir hayal kurmayın” demek olduğunu söyledi. “4+4+4 eğitim modelinin ilk yarıyılı içerisinde 136 bin çocuğun okulu bıraktığını söyleyen Birol, bu çocukların büyük bir kısmı kız çocukları. Bu eğitim sistemi cinsiyetçi bir eğitim sistemidir" dedi. Birol konuşmasına eğitim bilimcilerin “Dini kamusal alana sokmayın. Bu sınıfların, toplumun yapısını böler, parçalar” demesine rağmen okullarda zorunlu din derslerinin yanına bir de seçmeli dini derslerin eklendiğini, imam hatiplerin orta öğretimlerinin açılarak dindar ve itaatkar bir nesil yetiştirilmek yolunda toplumsal barışı bozan bir projenin hayata geçirildiğini belirti. 66 ile 72 ay arası çocukların aynı sınıfta ders görmesi sonucunda küçük çocukların çok ciddi bir özgüven problemi yaşamaya başladığını belirten Birol, bu sistemin küçük çocuklar üzerinde yarattığı tahribatı telafi etmenin mümkün olmadığını, bu sistemden bir an önce vazgeçilmesi için öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin yılmadan mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak, 26-27 Ocak'ta İstanbul'da yapılacak olan Eğitim hakkı forumuna çağrı yaptı.
Söyleşinin ikinci kısmında veliler 66 aylık çocuğunu ilkokula göndermesi sonucu yaşadığı sıkıntıları, okulların bölünmesi ile çocuğu iki ayrı okula birden giden velilerin hangi çocuğu ile ilgileneceğini şaşırdığını, meslek lisesindeki kızın staj adı altında nasıl zor ve uzun çalışma süreleri ile çalıştırıldıklarını anlattı. İlkokul birinci sınıfı okutan öğretmenler ise sınıfta yaşadıkları zorlukları ve çocukların geleceklerinden duydukları endişeyi aktardıktan sonra 4+4+4 eğitim sistemine karşı mücadelede kararlı olduklarını belirterek son buldu.
