Antalya Kepez’de “kentsel dönüşüm” saldırısı – Kutay Meriç

Sa, 08/01/2013 - 13:19
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Kamuoyunda “2B kanunu” olarak bilinen 6292 sayılı “orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile hazineye ait tarım arazilerinin satışı hakkında kanun 26 Nisan 2012’de yürürlüğe girdi. Ve bu kanunun yürürlüğe girmesinin ardından, ev ve tarlalarının tapularına kavuşmayı bekleyen yoksul halka yönelik yeni saldırı planları yapıldığı ortaya çıktı.

2B arazilerinin hem hak sahibi hem de büyüklük açısından en çok bulunduğu kent olan Antalya’da 20 mahalle TOKİ tarafından“kentsel dönüşüm” kapsamına alındı. Alınmış demek daha doğru. Altı ay önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından TOKİ’ye “proje alanı” olarak devredilen bu mahallelerin ve Antalya kamuoyunun, bu durumdan yeni haberi oldu. Söz konusu gelişmeyle ilgili bakanlık yazısında, ayrıca birçok ildeki vatandaşlarımızı ilgilendiren benzer kararlara yer verilmektedir.

6292 sayılı 2B yasasının proje alanlarının belirlenmesi ve bu alanda kalan taşınmazların değerlendirilmesi” ile ilgili 8’inci maddesine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “proje alanı” olarak talep edilen 2B arazilerindeki bütün inisiyatifi ilgili idareye bırakıyor. Yasaya göre proje alanını kapma için öncelik sıralaması TOKİ, büyükşehir belediyeleri ve belediyeler olmak üzere” deniliyor.

8’inci  maddenin 7’inci fıkrasında ise “proje alanı” ilan edilen bölgelerdeki taşınmazların ve binaların başına neler gelebileceği açıkça anlatılmış: Üzerinde yapı ve eklentileri bulunan proje alanında kalan taşınmazların üzerindeki yapılar için; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedeli ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedel ödenir ya da bu bedel, devralan idareler tarafından gerçekleştirilen projeler kapsamında hak sahiplerine verilecek taşınmazların bedelinden mahsup edilir. Bu durumda hak sahipleri, bu hakların dışında taşınmazların doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.”

Yani bu alanlarda bulunan bütün binalar proje bütünlüğü açısından yıkılır. Hak sahibi olarak belirlenenlere yapılacak konutlardan satılır. Mevcut binalarının yıpranma payları düşüldükten sonra ödenecek tutar da lütfedecekleri konutun borcundan düşülür.

Antalya’da AKP’li siyasetçilerin akla zarar açıklamaları

Kentsel dönüşüm ilan edilen bölge Antalya şehir merkezinde AKP’nin tek belediye alabildiği Kepez ilçesinde. Kepez ilçesi, kert yoksullarının yoğun olarak yaşadığı, nüfusu ve genişleme potansiyeli itibariyle de kent merkezinde en büyük ilçe olmaya aday bir yerleşim yeri.

Geçtiğimiz yıl 25 Haziran’da Antalya’daki 20 mahalleyi kentsel dönüşüm kapsamına alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ’nin açık kararlarına ve yazışmalarına rağmen AKP’li yerel siyasetçiler kentsel dönüşüm kararı olmadığını söylüyorlar. Öyle ki “proje alanı” kavramıyla “kentsel dönüşümün” farklı şeyler olduğunu iddia ediyorlar.

Oysa TOKİ’nin, Antalya Büyükşehir Belediyesine gönderdiği yazıda bu iddianın aksi hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek şekilde açıkça şu ifadelerle belirtilmiş: “6292 sayılı kanunda belirtilen gecekondu veya kentsel dönüşüm uygulamalarında kullanılabilme niteliği ve başvuru usul, esas ve öncelikleri çerçevesinde değerlendirilerek Bakanlık Makamının 25.06.2012 tarih ve 10218 sayılı Olurları ile ‘Proje Alanı’ olarak onaylanmıştır.”

Ancak, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü Bir bardak suda fırtına koparılıyor. Sanki proje alanı ilan edilmiş. Sanki kesinleşmiş. Yarın TOKİ geliyordiyebiliyor.

AKP Antalya İl Başkanı Mustafa Köse ise basına yaptığı açıklamalarda hiçbir zaman TOKİ’nin bu bölgede kentsel dönüşüm planının bulunmadığını, TOKİ’nin bu yönde bir yazısının da olmadığını, “kentsel dönüşüm” değil “özel proje alanı” ilan ettiklerini söylüyor. Laf kalabalığıyla durumu ört bas etmeye çalışıyor. TOKİ sanki konut projesi yapmıyor da uzay üssü projesi yapıyor. Peki yukarıda TOKİ yazısından aktardığım Kepez’in ilgili mahallelerini tarif ederken kullanılan“gecekondu veya kentsel dönüşüm uygulamalarında kullanılabilme niteliğiifadesi ne oluyor. Ama Köse, TOKİ’nin Antalya Büyükşehir Belediyesine gönderdiği B.02.1.KNT.0.13.01.00-140.02 4527 sayılı yazısını bile inkar ediyor.

AKP’liler başta Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ve İl Başkanı Mustafa Köse olmak üzere akıl almaz açıklamalar yapıyorlar. Tamamen halkın bilgisizliğine güvenen bu açıklamalarla, 200 bin vatandaşın (neredeyse Kepez’in yarısı) yaşadığı; imarlı, ruhsatlı binaların da bulunduğu bu bölgeyi “kentsel dönüşüm” alanı ilan etmediklerini söylemeye devam ediyorlar.

AKP Antalya’da baltayı taşa vurmuştur

Bu akıllara zarar tutum ve açıklamaların bir tek nedeni var: seçim kaybetme korkusu. Kepezli seçmen AKP’ye Antalya’da seçim kaybettirir. AKP’li siyasetçiler halkın tepkisinden kurtulmak için çareyi “kentsel dönüşüm” kararını külliyen inkâr etmekte bulmuşlar.

Kentsel dönüşüm kararının duyulmasından sonra halkta kendiliğinden başlayan basit tepkiler bile AKP’li yerel siyasetçileri ürküttü.* AKP’li siyasetçiler apar topar Ankara’nın yollarına düştüler. Kararın iptali için Bakanlık ve TOKİ koridorlarını arşınladılar.

Yerel siyasetçilerin haberi olmadan Kepez’de kentsel dönüşüm alanı ilan edilebilmesi mümkün değil. Burada da devreye herhalde suçluluk psikolojisi ile her konuda söyledikleri “biz yapmıyoruz ama devletin bazı kurumları yapmış olabilir söylemi devreye giriyor. Bu durumda, Antalya-Kepez yağma saldırısında AKP’li bakanın yönettiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile AKP’nin atadığı TOKİ başkanı başka, AKP’li Kepez Belediye başkanı başka, AKP Antalya il başkanı ise bambaşka ve birbirinden habersiz kurumlar oluyor.

Bütün bu olup biteni halka anlatan, başlarına gelecekler konusunda uyaranlar ise suçlu, velveci, uydurma görüşler açıklayan insanlar oluyor. AKP’lilere göre, her şey muhalefetin uydurması.

AKP’li yöneticilere sormak gerekli: “Vatandaşın istemediği bir şeyi yapmayız” diyorsunuz; altı ay önce alınmış “kentsel dönüşüm” kararından haberinizin olmaması mümkün mü? Neden, bütün bunları Kepezli vatandaş ve kamuoyu başka kanallardan öğrenene kadar altı ay boyunca sakladınız? Sizin kamuoyuna açıklamanız gerekmez miydi?

Madem TOKİ’nin aldığı karar, “kentsel dönüşüm” değil boş arsalara konut yapılacak “proje alanı” neden günlerce bakanlık koridorlarında iptal ettirmek için uğraştınız? TOKİ’nin Büyükşehir Belediyesinden istediği koordinatların boş arsa olmadığını siz herkesten iyi biliyorsunuz?

Kepezlinin mücadeleden başka seçeneği yok

2B arazilerinde evi-gecekondusu olan Kepezli vatandaş, barınma hakkını garantiye almak için tapu beklerken kentsel dönüşüm saldırısına maruz kaldı. Kepezli vatandaş, evini kaybetmemek için (yasaya göre) rayiç bedel üzerinden satılacak arsaların bedellerinin düşük tutulmasını talep ederken, şimdi açık bir şekilde barınma hakkını bütünüyle kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

AKP’nin, Kepez’e yönelik bir kentsel yağma ve yıkım sürecini planladığı açığa çıkmıştır. AKP, Kepez’de niyetini açık etmiştir. Kentsel ranta el koyup ve yerli-yabancı sermayeye pazarlama iştahı o kadar baskın gelmiş ki, Antalya merkezde tek belediye kazandıkları Kepez’de “kentsel dönüşüm” yağmasını başlatmaya yeltenebilmişlerdir.

Şimdilik yağma planlarını ört bas etmeye çalışacaklar. Ancak AKP’nin yine geçen yıl çıkardıkları “Afet yasası” kapsamında bütün Kepez’i yağmalamalarının önünde yasal bir engel yok. Çok açık ki, yerel seçimlerden (oylar alındıktan) sonra büyük yağma saldırısı başlatılacak.

Kepezli vatandaşların basit tepkileri bile bu yağmaya niyetlenenleri ürküttü. Şimdi sıra, daha güçlü tepkiler ve kalıcı mücadeleler oluşturarak, halkın barınma hakkına yönelik bu pervasız yağma saldırısını tamamen durdurmakta.

Kutay Meriç

Halkevleri GYK üyesi

Akdeniz bölge temsilcisi

*Antalya Halkevi, geçtiğimiz yaz yüzlerce Kepezlinin katılımıyla mahallede bir panel düzenlemiş ve mücadelenin startını vermişti. Sonrasında yapılan küçüklü büyüklü toplantılardan ve AKP’nin kentsel dönüşüm saldırısı kararından sonra mücadelenin büyütülmesi kararı da alınmış oldu. Antalya Halkevi mahalle toplantılarına hız verirken, “2B yağmasına da, kentsel dönüşüm yağmasına da Hayır” başlığıyla çıkarmış olduğu on beşbin broşür ile halkı aydınlatmaya ve mücadeleye çağırıyor.