BARIŞI VE KARDEŞLİĞİ SAVUNANLAR ÖZGÜR!
Geçtiğimiz yıl 18 Mart’ta yapılmak istenen ve Valilik tarafından keyfi biçimde yasaklanan Newroz’a katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan aralarında Halkevleri üyelerinin de bulunduğu 11 kişinin davası bugün Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. Davada yargılanan 11 kişiden 6’sı (İhsan Oğuzcan Yüzgeç, Kadir Ev, Burcu Demir, Yiğit Can Yirmibeş, Eren Yurt) yaklaşık 9 ay tutuklu kaldı. Barış ve kardeşliği savunan 11 kişi terör örgütü üyeliği ve propagandasını yapmaktan yargılandı.
İlk duruşması bugün görülmeye başlanan Newroz davası öncesi, saat 10.00’da Çağlayan Adliyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Öğrenci Kolektifleri, Emek Gençliği, HDK Gençlik Meclisi, Sosyalist Yeniden Kuruluşçu Gençler’in çağrısıyla yapılan basın açıklamasına TMMOB İKK, TTB, İHD İstanbul Şubesi, Öğretim Üyeleri Derneği, Liseli Genç Umut, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi (TÖDİ), HDK, EMEP, Genç-Sen, Sosyalist Yeniden kuruluş, Sosyalist Demokrasi Partisi, TKP’li Öğrenciler de destek verdi. “Newroz tutuklanamaz, barış yargılanamaz!” diyen Halkevleri de kitlesel bir şekilde adliye önüne geldi. Hukuk fakültesi öğrencileri de davanın hukuksuzluğuna dikkat çekmek için cübbeleriyle geldi. Uluslararası Af Örgütü’nden bir temsilci ise duruşmayı takip edecek.
Basın açıklamasını üniversite öğrencileri adına Mertcan Zeyrek okudu. “İddianamade Newroz kutlamaları ile ilgili haber yapan bütün siteler delil olarak gösteriliyor ve ‘terör örgütü güdümündeki sitelerden yapılan çağrılarla’ denilerek eyleme katılmak terör suçu ilan ediliyor. Tutuklu gazetecilere özgürlük eylemine katılmak, kadınlara sosyal güvence talebinde bulunmak, 4+4+4 eylemlerine katılmak, bu yasaya karşı olmak hepsi terör faaliyetlerine birer delil olarak sunulmuştur. Aydınlardan, akademisyenlerden, siyasi partilerden oluşan HDK terör örgütü olarak önümüze konulmuştur. Şu an kitapçılarda satılan kitapçılar ’80 sonrası toplatma kararları gerekçe gösterilerek yasadışı yayın olarak addedilmiştir” diyerek iddianamede yer alan suçlamaların hukuk dışılığına vurgu yaptı.
Zeyrek, Cesur Yürek filminin ve yaz kampı iletişim formunun iddianamede terör suçuna delil olarak yer aldığını belirtti. Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda yankı uyandıran İlkay Akkaya’nın telefon numarasının İhsan Oğuzcan Yüzgeç’in telefonunda yer almasının delil olarak gösterilmesinin akıl dışılığına bir kez daha dikkat çekti.
Tutuklamalara rağmen üniversiteler direniyor
700’ü aşkın öğrencinin tutuklu olması, AKP’nin üniversiteleri yasalarıyla, polisleriyle işgal etmesinin nedenini ise şu sözlerle açıkladı: “AKP hükümetinin istediği gibi dindar-kindar-itaatkar olmayan her öğrenci soruşturulabilir, cezalandırılabilir, tutuklanabilir… Daha dün ODTÜ’de AKP’yi üniversiteye geldiğine pişman eden öğrenciler, üniversitede iktidar ve sermaye işgalinin anayasası olan yeni YÖK yasasını durduracak yine aynı üniversitelilerdir. İşte bu yüzden AKP’nin bizimle uğraşması.”
Üniversiteliler tüm bunlara rağmen AKP’nin karşısında durmaya devam edeceklerini, arkadaşlarını almakta kararlı olduklarını “Ancak bizler vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızı alana kadar, bugün tutuklu arkadaşlarımızın da aralarında bulunduğu bütün tutuklu öğrenciler özgür olana kadar, hukuksuz yere devam eden davalar beraatla sonuçlanana kadar mücadelemize devam edeceğiz” sözleriyle vurguladı.
Newroz davasında barış için tüm tutuklulara özgürlük
Üniversiteliler barış ve tutuklu tüm öğrencilerin serbest bırakılması talebini şu sözlerle dile getirdi: “Tutuklu arkadaşlarımız ‘barış’ dedikleri için halkların kardeşliğini savundukları, anadilde eğitim istedikleri, Newroz bayramını kutladıkları için 9 aydır Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde tutuklular. AKP’nin sahte açılım yalanlarına, Kürt sorununda çözüm yalanıyla baskı, şiddet, tutuklama ile yıldırma politikalarına karşı üniversiteliler olarak ‘Tüm tutuklu öğrenciler serbest bırakılsın! Yaşasın halkların kardeşliği’ diyoruz.”
Basın açıklamasının ardından TÖDİ adına İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Kahveci, EMO İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin konuştu. Dava avukatlarından bir avukat da konuşma yaptı.
Gerçek adalet için hukuk öğrencileri cübbeleriyle Çağlayan’da
Duruşmaya “Tutuklu Arkadaşlarımızın Davalarında Hukuku Öğrendik Adaleti Arıyoruz” pankartı ve cübbeleriyle katılan hukuk fakültesi öğrencileri adına ise Gökay Işık konuşma yaptı. “Bize öğretilenle bu binada gördüklerimiz aynı değil” diyerek AKP’ye muhalefet edenlerin davasında yaşanan hukuksuzluklara dikkat çeken Işık, “Gerçek adalet için cübbelerimizle arkadaşlarımızı almaya geldik” dedi.
Gecikmeli başlayan duruşmaya tüm itirazlara rağmen aileler alınmadı. Basının içerisi girmesine de izin verilmedi. Basından yalnız Zaman gazetesi muhabirinin içeri alınması hem yargılananların yakınlarının hem de avukatların tepkisine neden oldu.
9 kişi verdikleri ifadelerde Newroz'a katılmanın suç olmadığını, Newroz'un açık çağrılı bir biçimde gerçekleştiğinin altını çizerken; iddianamede yer alan delillerin hukuk dışılığına da vurgu yaptılar.
Tüm tutuklulara tahliye
Adliye önünde sloganlarla, halaylarla, türlülerle süren uzun süreli bekleyişin ardından tüm sanıkların tahliye olduğu haberi büyük bir sevince sebep oldu. Adliye önünde bulunanlar AKP yargısının barışı, kardeşliği savunanlar, üniversitelerine sahip çıkanlar karşısında bir kez daha yenildiği ifade edildi.
Kararın ardından tahliye edilenleri karşılamak için Tekirdağ'a cezaevine gidildi.
Halkevleri Basın Merkezi