Gezi direnişinde Hatay’da yapılan eylemlerin hemen her birinden, 2911 e muhalefet, polise etkin direnme, kamu ve şahıs malına zarar verme gerekçeleriyle direnişçiler hakkında soruşturma açılmıştı.
60 ayrı davadan 400’e yakın kişiye açılan soruşturmaların davaları Hatay Adliyesinde görülmeye devam ediyor. 16 Haziran günü görülen üç davadan biri HSYK düzenlemesi nedeniyle, Hatay Adliyesinde görevli birçok hâkimin yerinin değişmesi sonucu görülmedi. Diğer iki dava ise Eylül ayına ertelendi.
Diğer iki davada ise direnişçiler; yargı önüne çıkarılması gerekenlerin “Ahmet Atakan’ı, Ali İsmail Korkmaz’ı ve Abdullah Cömert’i katleden polisin olduğunu” söyleyerek, “o tarihlerde yapılan eylemlere katıldık ve katılmaya devam edeceğiz. Bizler katillerin biran evvel bulunup yargı önüne çıkarılması için sokağa çıkıyoruz. Ancak polis tarafından demokratik hakkımız olan basın açıklaması hakkımız engelleniyor ve şiddete maruz kalıyoruz” dedi. Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Av. Gürkan Korkmaz da mahkeme salonunda yerini alarak direnişçilere destek oldu.
Av. Hatice Can, savunmasında polisin yapılan eylemlere kasti şekilde müdahale ettiğini dile getirerek, gösterdiği emsallerle beraber derhal beraat istemesine karşın hâkim davayı Eylül ayına erteledi.
16 Haziran 2014 sabah saatlerinde, Antakya adliyesinde yapılan duruşmanın ardından Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adliye önünde yaptıkları basın açıklamasıyla süreci protesto etti.
Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ortak basın açıklamasını okuyan Mehmet Karasu, Gezi direnişçilerine karşı cadı avını başlatıldığını vurguladı.
Polisin demokratik gösteri haklarını kullanan on binlerce insana her defasında TOMA’larla, kimyasal katkılı tazyikli sularla, gaz bombalarıyla, plastik mermilerle müdahale ettiğini belirten Karasu, “Mahalleleri günlerce kuşatarak kitlelerin üzerine gaz bombaları yağdıran polis bununla yetinmeyerek evlerin içlerine kadar tazyikli su sıkarak ve gaz bombaları atarak mahallelere de yoğun şiddet uygulamıştır. Ülke genelinde polisin müdahaleleri sonucunda 8 gencimiz yaşama veda etmiş, binlerce insan yaralanmış, yüzlercesi sakat kalmış durumdadır. Hatay, Abdullah cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan'ı polis şiddeti ve eli sopalı sivillerin saldırıları sonucunda yitirmiştir. Ancak ne yazık ki, bu güne kadar polisler ve halka yönelik yapılan müdahalelerin arkasındaki yetkililer gerçek manada yargılanmamış, deliller karartırmış, polisler aklanmaya çalışılmıştır.
Ülkemizin çeşitli kentlerinde yaşanan polis şiddetinde, şiddeti uygulayan polisler hakkında hiçbir işlem yapılmazken, yüzlerce insanımız soruşturma geçirmekte ve yargılanmaktadır. Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Hatay, Adana olmak üzere tüm şehirlerde Gezi direnişlerine karşı cadı avı başlatılmıştır. Temel hak ve özgürlük mücadelesini yürüten birey, kurum, örgüt ne varsa bugün AKP hükümetinin hedefindedir. Kentimizde binlerce kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı, izinsiz toplantı ve gösteri suçundan dava açmıştır. Böylece AKP iktidarı Gezi direnişinde halka yönelik geçekleştirdiği uygulamaları başka biçimde sürdürmektedir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını kullanmaları gerekçe gösterilerek yargılanan tüm arkadaşlarımızın suçsuz oldukları açıktır” dedi.
Halkevleri Genel Yönetim Kurulu Üyesi Eylem Mansuroğlu da konuşmasında 60'a yakın farklı davada 400'e yakın gencin yargılandığı bilgisini verdi. Kendisinin de yer aldığı yargılanan gençlerin halkı kin, nefret ve isyana teşvik etmek, ateşli silahlarla polisi yaralamak, polise etkin bir şekilde direnmek suçlarıyla hakim önüne çıktığını söyleyen Mansuroğlu, bu davanın hukuki değil siyasi olduğunu bildirdi, sokakta verdiğimiz mücadeleyi yargı önünde de vermeye devam edeceğiz dedi.