AKP’nin Suriye Savaşı’nda sınır hattını cihatçı çetelerin üssüne dönüştürmesinin en kanlı sonucu Reyhanlı Katliamı’nın davası Ankara’da devam ediyor. Adana’da başlayan, görevsizlik gerekçesiyle Hatay’a, oradan da güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya taşınan davada katillerin aklanmasına izin vermeyeceklerini söyleyenler davanın takipçiliğini sürdürüyor
Halkevleri, katliamda çocuklarını yitiren ailelerle birlikte duruşma öncesi Ankara Adliyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut 52 kişinin öldüğü, 128 kişinin yaralandığı Türkiye tarihinin en kanlı bombalı saldırısının davasında ilk duruşmanın ancak iki yıl sonra görüldüğüne dikkat çekti. Adana’da durdurulan silah yüklü MİT TIR’larını, Kırıkhan patlamasını, Suriye’ye yönelik savaş politikalarının ses kayıtlarını ve benzeri davaların sürüncemede bırakılmasını hatırlatan Karabulut, “Halkları ateşe atanlar ister saraylarda ister polisiye devleti önlemleriyle olsun hesap vermekten kurtulamayacaklardır” dedi. Karabulut, Halkevleri Hukuk Dairesi’nin bu davayı sonuna kadar takip edeceğini dile getirerek açıklamasını sonlandırdı.
Reyhanlı Katliamı Davası’nın avukatlarından Hatice Can sınır hattının cihatçılara açılmasıyla katliamın göz göre göre geldiğini söyledi. Hatice Can, açık sınır politikasının en temel insani haklardan biri olan sığınma hakkı için gerekli olduğunu ancak sınırların cihatçı çetelere açılarak elek haline getirilmesinin özellikle Hatay’da bulunan insanların yaşamlarını tehlikeye attığını söyledi. Türkiye tarihinin en büyük bombalı saldırısını düzenleyen katillerin ve arkasındaki siyasi sorumluların bulunamaması için hükümetin elinden geleni yaptığını belirten Can, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısında Türkiye adına konuşan büyükelçi Tacan İlden’in Reyhanlı Katliamı’nı El Kaide’nin yaptığını söylediğini ifade etti.
Ankara Barosu yöneticileri de davanın il il dolaştırılarak sürüncemede bırakılmak istenmesine tepki gösterdi.
Can’ın ardından söz alan Reyhanlı Katliamı’nda yaşamını yitiren Kadriye Alyar’ın yakınları ise Tayyip Erdoğan’ın “Orada Sünni kardeşlerim öldürüldü” söylemini hatırlatarak “11 Mayıs’ta cehennemi yaşadık. Alevi, Sünni, Kürt, Arap, Türk hepsi kardeştir. Aramıza nifak tohumları sokmasınlar. Patlamanın sorumlularını cezalandırsınlar” diye konuştu.
Basın açıklamasının sonuçlanmasının ardından duruşma salonuna geçildi.
Davayı Halkevleri Hukuk Dairesi’nin twitter adresinden takip edebilirsiniz. (@halkevlerihukuk)
Basın metninin tamamı için aşağıdaki linki tıklayınız: