Halkevleri Yaz Okulu Yaratıcı Drama Atölyesi’nden gönüllüler çocuklarla çalışma yapmak üzere Cizre’ye gitti.Her yıl binlerce çocuğu yaz okullarında yan yana getiren ve bu yıl yaz okullarının tamamında “barış” gündemini işleyen Halkevleri, yaz okulu deneyiminden edindiği birikimi paylaşmak üzere Cizre’de harekete geçti.
Sendika.Org'ye açıklama yapan Yaratıcı Drama Atölyesi’nden Gökçe Türkmen ve Şennaz Uzun Her “Hergün ısrarla barış diyen bir halka karşı, tekrar tekrar savaş ortamının yaşatıldığı bir bölgede, süreçten ve oluşan sonuçtan, ister istemez etkilenen ve bu sonuçlara maruz kalan öncelikle çocuklar oluyor. Bu etki fiziksel/bedensel bir kayıp da olabiliyor, hayatı boyunca taşıyacağı travmalara da yol açabiyor. O küçük bedenlerin -ama büyük yüreklerin- hayallerinin, oyun oynayacak yaşlarının, gülüşlerinin, kahkahalarının bu şekilde ellerinden alınıp, bu yaşta “büyük” olaylarla mücadele etmeye çalışması çok zor bir durum, aynı zamanda haksızlık… Bizlerin elinde sihirli bir değnek yok, birlikte geçirebileceğimiz bu kısa zamanda elbette ki onların hayatlarını daha olumlu kılacak şeyleri başaramayız. Ancak hem onların yanında olduğumuzu, dayanışmayı onlara gösterebiliriz, hem de içlerinde bir kenara oturmuş bekleyen çocuk olma hallerini uyandırabiliriz. Niyetimiz onlarla oyunlar oynamak, yaşantılarında tanık oldukları zor anları bir an olsun unutturmak ve umut olmak. Bizlerin de, onların bizlere “çocuk aklıyla” söyleyeceği sözleri duymaya ihtiyacımız var. Çünkü onların henüz maniple olmamış, o kadar güzel bir dünyaları var ki; bizlerin o dünyaya gidip, o hayalleri duyup, onların gülüşleriyle bezenmiş, o gözlerden bakan hayatları kurmamız gerekiyor. Onlar insan türünün yavruları, bugün o yavruların ihtiyacı var ve biz de DİLİMİZDE İNADINA BARIŞ söylemiyle, bunun için Cizre’ye gidiyoruz. Yarın bu dezavantajlı grup kadınlar olur, başka bir canlı türü olur gücümüz yettiği sürece orada oluruz. Bu kısa bir ziyaret olacak, ilerde daha kalabalık, daha uzun vadeli çalışmalar yapmak, mümkün olursa tekrar gelmek ve bu dayanışmayı bölge halkıyla devam ettirmek istiyoruz.” dediler.
Cizre’ye giden ilk Halkevleri heyetinde yer alan Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut ise neden çocuklara yönelik bir faaliyetle yola devam ettiklerini şöyle anlattı.
“Halkevleri heyeti ablukanın ardından Cizre’ye gittiğinde ciddi bir yıkımla karşılaştı. Dokuz gün boyunca devletin güvenlik güçleri bir ilçe halkının demokratik taleplerini bastırmak için en ağır şekilde saldırmıştı. Evler, sokaklar ağır silahlarla delik deşik edilmişti. Kadın, erkek, çocuk, genç demeden Cizreliler öldürülmüş, yaralanmış, tutuklanmış ama direnmişlerdi. Cizre faşizme direnirken ‘batı’da çok fazla şey yapamamış, yaptıklarımız zayıf kalmıştı. Ancak hala yapılması gereken çok şey, sarılması gereken çok yara var. Hiç kuşku yok ki başarılması gereken şey bir halkın haklarını ve özgürlüklerini kazanmasıdır; asıl o zaman yaralar sarılır.
Cizre’ye Halkevleri heyeti olarak giderken aklımıza ilk gelen şey bebekler için yanımızda mama götürmek oldu, daha neler yapmak gerektiğine neler yapabileceğimize sonra bakacaktık. Orada gördüğümüz birçok şeyin yanında çocukların yaşadığı travmanın önemli olduğunu düşündük. Bu konuda Halkevleri Yaz Okulunda deneyimlerimiz vardı. Cizre’de milletvekili ve belediyeyle bu düşüncemizi paylaştığımızda olumlu karşıladılar. Bunun üzerine başlangıç olarak iki arkadaşımız gidip üç günlük kısa bir çalışma yapacaklar. Ardından nasıl sürdürmek gerektiğine karar verecek ve ona göre bir planlama yapacağız.”
Halkevleri Yaratıcı Drama Atölyesi’nden gönüllüler ilk etap çalışmasının ardından dayanışma faaliyetinin nasıl devam edeceğini planlamak üzere geri dönecek.