Eskişehir Halkevleri, ‘Bir davayı değil, hayatı ve barışı savunmaya’ diyerek, Ankara Katliamı’nı protesto ettikleri için tutuklananların 11 Aralık’ta görülecek olan davasına çağrı yaptı.

 “Bir Davaya Değil, Hayatı ve Barışı Savunmaya Çağrıyoruz

Mahşeri bir can pazarında kanı birbirine karışmış yüzlerce can’ın ölüsünün bize teslim edildiği bir Türkiye günlüğünde öfkemiz ve acımız, davamızın ön şartıdır.

 Suruç’un bir kültür bahçesinde, Ankara Gar’ının kapısında son nefesini vermiş insanlarımızın hatırası ve bir yudum barış için toplanmış kalabalıkların ölüme yuvarlanmış çaresiz yüz ifadesi, davamızın savunmasıdır.

 Yüksek duvarların gerisine tutsak edilmiş binlerce muhalifin, gazetecinin, devrimcinin isyanı ve Diyarbakır sokaklarına kurulmuş bir hain pusuda canı alınmış barış elçi’sinin son sözleri, dava dilekçemizin ilk sözleridir.

 Ankara katliamında öldürenlerin ve öldürmeyi planlayanların ortaya çıkarılmadığı, hesap vermediği bir faili belli devlet dosyasına karşı Eskişehir sokaklarında tepki vermek için yürüyüş yapanların tutuklandığı bir haksız davaya karşı barış ve kardeşlik adına buluşuyoruz.

 İktidara muhalif olan, barış ve kardeşlik yanlısı, emekten yana bir siyaset için mücadele veren, demokratik bir ülke idealiyle siyasal parti ve kitle örgütlerinde aktif çalışan 6 kişinin tutuklanması haksızlığın ilamıdır ve halka gözdağıdır.

 Eksiltilmiş, çalınmış hayatlardan biriktirilen bir zenginlik üzerine inşa edilmiş kaçak saray’ın yalanlarına karşı gerçekleri söylemek için,

Aylardır her gün öldürülen insanların ölüsü üzerine yükseltilen çıkarcı, zalim siyasete karşı hayatımızı ve çocuklarımızı savunmak için,

Savaş, hırsızlık ve katliam üzerine kurulu bir siyaset çemberinde AKP eliyle yükseltilen bu faşizme karşı insan kalma onuru adına direnmek için bir davayı savunmaya çağırıyoruz. 

Varlığını sürdürmek için kana doymayan AKP siyasetinin rol almak istediği savaş çılgınlığı karşısında halklar için bir barış davasıdır çağırdığımız.

Çağımızın ve coğrafyamızın koyu karanlık istibdat günlerinin perdelerini yırtıp atmak isteyen bir toplumsal özgürlük davasıdır çağrısını yaptığımız.

 Gazetelerin basıldığı, gazetecilerin tutuklandığı, muhaliflerin sayısız düzmece soruşturma ile susturulmaya çalışıldığı yeni Türkiye masallarında duvarın her iki yanı arasında bir fark kalmamıştır.

Ortadoğu’da eli silahlı, cihatçı çetelere yardım etmeyi milli bir devlet politikası haline getirerek savaş canavarları yaratan AKP siyasetinin halk adına iyi bir şey söyleyecek, vaad edecek hali, mecali kalmamıştır.

Cumhurbaşkanı talimatıyla gazeteci tutuklatan, ev baskınlarında insanları öldüren, zam isteyen demir çelik fabrikası işçilerini polise dövdüren, güvenlik içine aldıkları Nusra’cı, El Kaide’ci, IŞİD’çi gerici gruplara kampuslarda ve meydanlarda gösteri yaptıran bir savaş hükümetinden adalet beklemiyoruz. 

Gökhan, Ömer, Ayhan, Kadir, Ahmet ve Koray’ın özgürlük davası halkımızın davasıdır.

10 Ekim Ankara katliamının sorumlusu AKP iktidarıdır.

Barış yürüyüşüne tahammül edemeyen iktidar, arkadaşlarımızı öldürmeye, öldüremediklerini hapsetmeye yeminli bir siyaset yürütmektedir.

 Eskişehir hapishanesinde alıkoyulan arkadaşlarımızın serbest bırakılması ve ülkede katliamların faillerinin hesap verecekleri adil bir yargı sisteminin kurulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. 

AKP zulmüne karşı kavga veren Eskişehir halkını, demokratik kamuoyunu 11 Aralık Cuma, saat 13.30’da Eskişehir Adalet Sarayı’nda görülecek davaya katılmaya ve özgürlük çığlığına ses vermeye çağırıyoruz.”