AKP Ankara İl Binası önüne giden Halkevciler "şüpheli şahıslar" sıfatıyla durduruldu

Pt, 21/03/2016 - 15:48
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Ankara’da Halkevleri şube yöneticileri yaşanan katliamların ardından “10 katliam, 610 ölü, 0 istifa” diyerek AKP’nin kapısına dayandı. Halkevciler, patlama saati 18.45'de ise Güvenpark'ta idi.

13 Mart Ankara Katliamı’nın üzerinden bir hafta geçmemişken dün (19 Mart) İstanbul İstiklal Caddesi’nde bir başka patlama meydana geldi. Halkevciler yaşanan katliamların ardından “10 katliam, 610 ölü, 0 istifa” diyerek AKP’nin kapısına dayandı.

AKP il binası önünde basın açıklaması için bir araya gelen Halkevleri şube yöneticilerinin önü Kocatepe Otoparkı önünde polis tarafından kesildi. Yöneticilere basın açıklaması yapamayacaklarını söyleyen polis GBT yapmak üzere Halkevleri yöneticilerinin kimliklerini topladı.

Halkevciler polisin GBT yaptığı sırada basın açıklamasına başladı. Halkevleri adına konuşan MYK üyesi Dilşat Aktaş “Ülkenin güvenliğine dair çeşitli istihbarat bilgiler geliyor. Bizim hiçbirimizin can güvenliği yok. İktidar sessiz kalarak halka karşı suç işliyor. Bütün bir ülkeyi savaşa sürükleyen bir iktidar tarafından yönetilmek istemiyoruz. Hepsini koltuklarını terk etmeye çağırıyoruz. Polisler aldıkları duyum üzerine bizim kimliklerimizi topladıklarını söylediler. IŞİD militanları ortalarda gezerken, burada demokratik kitle örgütlerinin yöneticilerinin kimlikleri toplanılıyor.” dedi.

Bir hafta sonra aynı yerde aynı saatte eylem

Gündüz yapılan açıklamanın ardından 13 Mart patlamasının ilk haftasında aynı saatte aynı yerde buluşan Halkevciler, katliamın sorumlularını bir kez daha istifaya çağırdı. Halkevleri GYK üyesi Candaş Türkyılmaz “Bu savaş ve korku ortamını kardeşliğin ülkesini kurarak tesis edeceğimize inanıyoruz. Ülkenin her yerinde bombalar patlıyor, henüz istifa eden yok. Biz halkın hakları mücadelesi verenler olarak tüm halkımızı ayağa kalkmaya çağırıyoruz.” dedi.

Candaş Türkyılmaz’dan sonra söz alan Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu Başkanı Ayten Gürsoy ise “Biz katliamların acısını Sivas’tan biliriz. Halka dönük katliamlar ne taraftan gelirse gelsin lanetliyoruz.” dedi.

AKP İl Binası'na giderken yolları kesilen Halkevcilerin adına Eğitim Sekreteri Betül Öztürk bir basın açıklaması okudu. Açıklamanın tam metni şöyle;

Savaşa, Faşizme ve Teröre Teslim olmuyoruz!

Yaşamak için #AyağaKalk

Dün bir kez daha bombalarla vurulduk. Ve yeni bombaların nerede ne zaman patlayacağı belli değil.

Başta Erdoğan olmak üzere, AKP iktidarının sahipleri, iktidarlarını ve iktidarın sağladığı ayrıcalıkları korumak ve sürdürmek için; ülkemizi uzun süreceği şimdiden belli olan kanlı bir kaosun ortasına sürüklediler. Bölge ve ülke siyasetini terörle dizayn etme stratejisini Suriye politikalarıyla başlattılar ve 7 Haziran seçimlerinin ardından ülke içine taşıdılar. Geldiğimiz nokta ülkemizin, içinde AKP’nin besledikleri de dahil olmak üzere çok sayıda terörist grubun eylem alanı haline dönüştürülmesidir.

Bütün hedefleri gericilik üzerinden yükselen iktidarlarını korumak, emeğin, doğanın, kentlerin ve halkın haklarının yağmasına dayalı neoliberal yağma rejimini sürdürmek, emperyalistlerin bölgeyi yağmasından kırıntı kapmaktır. Bu amaçla ülke kan gölüne çevrildi. Gazetecilere, akademisyenlere yönelik tutuklamalar gerçekleşti. Kürtlere dönük bombalama ve çeşitli onur kırıcı psiko-terörü de kapsayan uygulamaları devreye soktular. Cerattepe’de olduğu gibi haklarını arayan herkese devlet terörü uyguladılar. Kısacası ülkenin geleceğine terörle yön vermeye çalışıyor, halklarımızın geleceğini tehdit ediyorlar. Sarayın bekası için insanlarımızı hayattan koparıyorlar.

10 Katliam, 610 Ölü, 0 İstifa!

Reyhanlı katliamından bu yana ülkemiz her an nerede gerçekleşeceği belli olmayan bombaların patladığı bir ülke haline geldi. İstanbul Taksim’de gerçekleşen patlama ile birlikte 10 katliam yaşadık. Yüzlerce insanımız bu katliamlarda hayatını kaybetti. Yüzlercesi yaralandı. Son 5 ayda dört patlama gerçekleşti. Patlamaların ardından, 14 yıldır iktidarda olan cumhurbaşkanının, başbakanın, AKP’li bakanların aklına istifa etmek hiç gelmedi. Adeta uzayda yaşıyorlar, en küçük bir sorumluluk dahi duymuyorlar. Söyledikleri tek şey “ birliğimizi, bütünlüğümüzü zedeleyemeyecekler” oldu. Oysa iktidara geldikleri günden beri gerici, mezhepçi, şoven politikaları ile ülkede iç savaşı tırmandıran, herkesi içerde ve dışarda büyük bir hevesle savaşa davet eden, cihatçı çeteleri, ülkemizin içinde rahatça hareket etmelerini sağlayan AKP politikalarıdır. İktidarda kalma hırsları halkın can güvenliğini, halkların bir arada yaşama umudunu ortadan kaldırmıştır.

Valisinden bakanına, başbakanına kadar, hiçbiri patlamalarla ilgili duyumları dikkate almayarak halkın can güvenliğini önemsemedi. En son İstanbul’da meydana gelen bombalı saldırıya Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş; “Ne yaparlarsa yapsınlar yol, köprü yapmaya devam edeceğiz” diyerek cevap verdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu saldırıya ilişkin kınama görevini yerine getirir getirmez ”İran’la ticaret hacmini büyütmek, turist sayısını arttırmak istiyoruz” dedi.  Önceliklerinin insanların yaşamları değil dağıtacakların rantın ve sarayın bekası olduğunu adeta itiraf ettiler. Yeni bombalı saldırıların olacağına ilişkin duyumlar üzerine Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “her patlamadan sonra böyle şeyler olur” diyerek halkın can güvenliği kaygısını ciddiye almadığını ilan etti.

Savaşa ve faşizme teslim olmayacağız!

Bizler kardeşliğimize, özgürlüğümüze, bir arada yaşama umudumuza yönelik giderek derinleşen terör politikaları ile yaşamak istemiyoruz. Yol, köprü değil, can güvenliği içinde kardeşçe yaşamak istiyoruz.  Bunun için;

Devlet, savaşla derinleştirdiği Ortadoğu politikalarına son versin! İçeride ve dışarıda barışı esas alan politikalar uygulansın.

Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP iktidarının tüm kadroları istifa etmeli ve katliam politikalarının tüm sorumluları hesap vermelidir.

Tüm halkımıza çağrımız: terör politikalarının başlatıcısı ve birinci derecede sorumlusu AKP sözcülerine itibar etmemeleri, hayatın her alanında teşhir etmeleri, faşizme ve teröre karşı seslerini yükseltmeleridir.

Halkevleri olarak, savaş, faşizm ve terör politikalarının başarısızlığa uğratılması ve eşitlik, özgürlük, kardeşlik temelinde bir yaşamı kurmak için mücadeleye devam edeceğiz.