Ankara’da Batıkent Halkevi’nin, “Katliamlara, yalana, talana, yağmaya karşı yaşam için #AyağaKalk” çağrısıyla gerçekleştirdiği yürüyüşe polis saldırdı. Bugün (2 Nisan) Batıkent Metro Son Durak’ta başlayacak yürüyüş öncesi çok sayısa çevik kuvvet ekibinin geldiği Batıkent’te halk yürüyüşün başlayacağı saat 18.00’a doğru toplanmaya başladı.
Son zamanlarda Ankara’nın başka semtlerinde yapılmak istenen yürüyüş ve etkinliklere de izin vermeyen polis, Batıkent’te yürüyüş öncesinde izin vermeyeceğini belirtti. Polisin engelleme çalışmasına rağmen Batıkentliler GİMSA önünde bir araya geldi. Baskılara hiçbir zaman boyun eğmediklerini, Haziran İsyanı’nda olduğu gibi bugün de sokakta olduklarını ve çocuk tecavüzlerine, yasaklara ve katliamlara sessiz kalmayacaklarını belirten Batıkent halkı yola inerek meydana doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş başlar başlamaz polis yoğun biber gazı ile saldırdı.
Polis ilk saldırıda birçok kişiyi darp ederek gözaltına alırken, gözaltına alınmayanlar GİMSA önünde yeniden pankart açtı. Bunun üzerine polis pankart açanları da gözaltına aldı. Gözaltındaki bir kadının parmağının kırıldığı, bir kişiye de polisin yumruk attığı belirtildi. Ayrıca gözaltındakiler de dahil çok sayıda kişi yoğun biber gazından fenalaştı.
Batıkentli gençler ise polisin saldırısına karşılık vererek polise soda şişeleri fırlattı. Gençlere de yeniden saldıran polis, gençlerden kimseyi gözaltına alamadı.
Batıkentliler yılmadı gözaltılardan sonra tekrar toplandı
Gözaltılardan sonran GİMSA önünde yeniden toplanmaya başlayan halk bir süre alkış ve sloganlarla bekleyişini sürdürdü. Ardından “ne yaparsanız yapın biz bu basın açıklamasını yapacağız” diyerek basın metnini okudu. Basın metninde şunlara değinildi:
Saray iktidarı; ordu, emniyet, MİT ve yargı başta olmak üzere devletin tüm kurumlarını, halkın demokrasi, barış, özgürlük, laiklik, eşitlik, adalet ve hak taleplerini bastırmak için kullanıyor. Faşizm, devletin tüm kuvvetlerinin Tayyip Erdoğan’ın tek adamlığı ekseninde seferber olduğu ve bunun gerici-şoven bir kitle temeline dayanarak ayakta tutulmaya çalışıldığı yeni bir icra tarzıyla karşımıza dikiliyor.
Ancak bu ülkede ölüm ve zulüm iktidarının, Erdoğan’ın inşa etmek istediği rejimin karşısında herşeye rağmen bastırılamayan güçlü direniş dinamikleri var. Kendi potansiyelini sokakta Haziran İsyanı’nda, sandıkta da 7 Haziran seçimlerinde ortaya koyan, seçmen olmanın ötesine geçerek siyasetin aktif birer öznesi olmaya yönelenler, bugün de devlet şiddetine rağmen sokağa çıkarak inandıklarını savunanlar var.
Kürtler, Aleviler, kadınlar, emekçiler, üniversite, aydınlar, laikler, kent ve doğa yağmasına karşı direnenler AKP’nin bugün sürdürdüğü yönetme biçimine olduğu gibi yeni rejim inşası hedeflerine de karşı çıkıyor.
Saray iktidarının en büyük korkusu, ilerici toplumsal dinamiklerinin birlikte hareket etmesi, Fırat’ın iki yakasının Saray’a karşı sesini, eylemini birleştirmesidir. Gençlik, aydınlar, kadınlar, Kürtler, Aleviler, laikler, Türküyle Kürdüyle Alevisiyle Sünnisiyle emekçi halk olarak ayağa kalkmamızdır.
Öyleyse bugün teslim olma değil, AKP’nin dayattığı yağmacı, gerici, halk düşmanı diktatörlük karşısında ayağa kalkmanın tam zamanıdır!
Faşizme karşı demokrasi, gericiliğe karşı özgürlük, savaşa karşı barış, sömürüye karşı halkın hakları için AYAĞA KALK!
Batıkentliler basın açıklamasından sonra gözaltına alınan arkadaşlarını karşılamak üzere GİMSA önünden ayrıldı.