Ankara Mamak’ta Fethullah Gülen-İzzettin Doğan ortaklığıyla yapılmaya çalışılan asimilasyon projesi cami-cemevi halkın direnişi sonucunda iptal edilmişti. Mamak halkı kullanılmayan binanın halka açılmasını isteyerek kamu hastanesi yapılması için mücadele başlattı
Ankara Mamak Eski Kömür Deposu’nda, 28 Ağustos’ta gerçekleştirilen Demokrasi ve Laiklik Buluşması’nda, Fethullah Gülen-İzzettin Doğan ortaklığında yapılmaya çalışılan ve Mamak halkının yıllar süren mücadelesiyle iptal ettirilen asimilasyon projesi cami-cemevinin binasının hastane olması isteği kürsüden ilan edilmişti. On binlerin katıldığı buluşmada, kullanılmayan binanın “halk hastanesi” yapılması halka sorulmuş ve hastane için mücadelenin sözü verilmişti.
Buluşmanın ardından Mamak’ta çalışmalara başlayan Halkevleri, bir hafta boyunca cami-cemevi etrafındaki sokakları ve bölgedeki mahallelerin sokaklarını kapı kapı gezerek halka, “Bu binaya cami mi, cemevi mi, hastane mi yapılsın” diye sordu. Bölge halkının hepsinin talebi hastane yapılması yönünde olurken, bugün (4 Eylül) cami-cemevi önünde halkla birlikte buluşma gerçekleştirildi.
Buluşmada binanın hastaneye çevrilmesi için neler yapılması gerektiği ve mücadele sürecinin nasıl işletilmesi gerektiği konuşuldu. Cami-cemevi önünden geçenlerin ilgilisi yoğun olurken, mahalle halkı gelip görüşlerini belirtti.
“Mahkeme bizi haklı buldu, proje iptal edildi”
Cami-cemevi projesinin iptal ettirilmesi için yürütülen mücadele sürecini ve şuan kullanılmayan binanın halka faydalı olacak şekilde kullanılması için yaptıkları girişimleri anlatan Halkevleri GYK Üyesi Candaş Türkyılmaz şunları söyledi:
Bu gördüğünüz yapı daha önce hazineye ait olan bir araziydi. Mamak Belediyesi’nin imar planında da burası kültürel-sosyal tesis gözüküyordu. Daha sonra bildiğiniz üzere memleketimizdeki bu siyasal atmosferi kullanan Fethullah Gülen buraya cami-cemevi projesi yaptı. Bizler o dönemde bunun, yıllarca burada Alevisiyle Sünnisiyle kardeşlik içinde yaşayan insanlara, Alevi halkına yönelik bir asimilasyon projesi olduğunu, buradaki insanları birleştirmek yerine ayrıştıracağını düşünerek bu projeye karşı çıktık. Halkevleri olarak dava açtık ve açmış olduğumuz davayı da kazandık. Mahkeme açmış olduğumuz davada bizleri haklı buldu ve bu projeyi iptal etti.
Bu inşa edilen binanın boşa gitmemesi için de bizler 15 Temmuz darbe girişiminden önce belediyeyle çeşitli görüşmeler yaptık, öneriler sunduk. Buranın bölge halkına en iyi, en faydalı şekilde kullanılabilir olması için görüşmeler yaptık. 15 Temmuz’dan sonra burası mevcutta bulunan vakıftan geri alındı. Şuanda hazineye ve hazineden de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi.
“Esnaf, muhtar, mahalleli heyet oluşturalım”
Halkevleri olarak binanın bölgeye faydalı olması için hastane yapılmasını önerdiklerini belirten Türkyılmaz, şunları söyledi:
Bizler bu bölgede yaşayan ve burada 35-40 yıldır kurumu bulunan Halkevleri olarak bu yapının bölgeye faydalı olabilmesi için bölge semt polikliniği-hastane olmasını istiyoruz. Bunu da hep beraber konuşalım, önerelim dedik. Bunu nasıl yapacağız, nerelerle görüşeceğiz hep beraber konuşalım ve adım atalım.
Belediyeye önerileri götürelim, buradan heyetler oluşsun, muhtarlarımız, belediye meclis üyeleri, mahalleden vatandaşlar buna ön ayak olsun, esnaf arkadaşlarımız bölgedeki vatandaşların sorunlarını daha iyi bildikleri için ön ayak olsun, belediyeyle görüşmeler yapalım.
“Halk kamu hastanesi için arsa verdi, belediye özele kiraladı”
Bölgede bulunan tek hastane olan özel hastanenin arsasının bir vatandaş tarafından belediye verildiğini, belediyenin orayı özel hastaneye kiraladığını belirten Türkyılmaz şunları söyledi:
Biliyorsunuz daha önce Özel Ada Hastanesi’nin arsası, bölgede yaşayan bir vatandaşımız tarafından belediyeye ücretsiz tahsis edildi. Aynı şekilde o hastanenin yapılması için 1990’lı yıllarda vatandaşımız tarafından para verildi. Ama ne yazık ki belediye oraya bir kamu hastanesi yapmak yerine, yap-işlet-devret modeliyle orayı 40-50 yıllığına bir özel hastaneye verdi. Buradaki vatandaşlar özel hastaneye gitmek zorunda bırakılıyor. Bu bölgede de bir tane hastane ihtiyacı var, bu ihtiyacın da bu binayla karşılanabileceğini düşünüyoruz. O yüzden buranın hastane olmasını istiyoruz.
“Burası için kan döküldü, burada artık ibadet olamaz”
Halkın hastane istediğini, binada bundan sonra ibadet yapılamayacağını belirten Türkyılmaz şöyle devam etti:
Cami de olsa cemevi de olsa bu saatten sonra buraya vatandaşlarımız gelip ibadet edemez. Çünkü burada ilk temeli atıldığından beri kavgayla, dövüşle kanlar akıtıldı. O yüzden burada hiçbir şekilde bir ibadet olamaz. Kapı kapı dolaştığımızda üç tane seçenek sunduk vatandaşlara; cemevi mi, cami mi, hastane mi olsun burası diye. Bütün vatandaşlar hastane olmasını istiyoruz dedi. Biz de şimdi burada hep beraber konuşalım, kararımız neyse bundan sonra mücadelemizi ona göre devam ettirelim.
Türkyılmaz’ın konuşmasının ardından mahalle halkı stantlar kurularak, evler dolaşılarak imza toplanması önerisinde bulundu. Herkes mücadelede yer alacağını belirtirken, Çağlayan Mahallesi Muhtarı bir heyetle belediyeye gidilmesi önerisini yaptı. Mahalleli kadınlardan birisi, ihtiyacın en başından beri bir hastane olduğunu belirterek, “Günlerce Demokrasi Nöbeti için otobüsleri ücretsiz yaptılar. Buraya bir hastane yapsınlar önce” dedi.
Mahalle halkı bir yandan hastane yapılması gerekliliğini konuşurken, bir yandan da mücadelenin ilerletilmesi için mahalleliyle iletişim listesi oluşturuldu. Daha ilk andan toplantı örgütlemek için görev alan oldu. Cami-cemevi önünde kamu hastanesi kurulması için kampanyanın başlatıldığı duyuruldu.