CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik faşist saldırıyı kınıyoruz. Saldırı hepimizedir.

Ankara’nın Günbegün ve Çubuk İlçesi’nde Hakkari’de yaşamını yitiren asker Yener Kırıkçı’nın cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı örgütlü, planlı bir saldırıdır. Türkiye halkları saldırının arkasındaki güçlerin kim olduğunu, egemenler ve kontrgerilla tarafından planlanmadan bu saldırıların gerçekleşmediğini tarihten de gün be gün yaşananlardan da çok iyi bilmektedir.

AKP-MHP ittifakı 31 Mart seçimlerinde aldığı yenilginin üzerine koltuklarının “bekasını” korumak için faşist provokasyondan medet ummaktadır.  İstanbul seçimlerinde halkın sandığa yansıyan kararını yok saymaya soyunan eller bu provokasyonu tertipleyenlerdir.

Daha önce CHP yöneticilerini “Şehit cenazelerine almama talimatı verdim” demiş olan Süleyman Soylu, Erdoğan ve Bahçeli başta olmak üzere, “cumhur ittifakı”nın seçim süreci ve sonrasında muhalefeti “terör ittifakı” olarak hedef göstermiş olan tüm temsilcileri faşist saldırının zeminini hazırlamıştır.

Saldırı sırasında linçci güruha “Değerli arkadaşlarım” diye seslenerek “Mesajınızı verdiniz” diyen Savunma Bakanı Hulusi Akar, linç girişimini “protesto” olarak nitelendiren Ankara Valiliği ve iktidar medyası planın açık görünür yüzleridir.

Halkevleri olarak Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye geçmiş olsun diliyoruz. Ve biliyoruz ki bu saldırı yalnız Kılıçdaroğlu’na değil demokrasiyi, eşitliği savunan herkese yapılmıştır. Saldırıyı gerçekleştirenler, planlayanlar, bütün sorumlular hesap vermelidir.

31 Mart’ta halk kazanmıştır, halkın kazanımlarını her koşulda korumak faşizme karşı omuz omuza mücadele etmek hepimizin, tüm demokrasi güçlerinin görevidir. Bu görevin gereğini yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Demokrasi güçlerinin iktidara “mesajı” açıktır: Demokratik bir ülke mücadelemiz hiçbir faşist saldırganlığa boyun eğmeyecektir. 

Faşizme karşı omuz omuza mücadele edeceğiz, haramilerin saltanatını yıkacağız.

Halkevleri Eş Başkanları Dilşat Aktaş ve Nuri Günay