Halkevci Kadınlar 8 Mart’ta sosyal güvence istedi

Çar, 09/03/2011 - 10:28
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle İstanbul Halkevi’nde buluşan Halkevci Kadınlar İstiklal Caddesi boyunca yürüyerek, “Gerçek eşitlik için kadınlara sosyal güvence” talebiyle başlattıkları kampanyalarını duyurdu.

Üzerinde, kadın düşmanı söylemleri ile son dönemde gündeme gelen isimlerden Hıncal Uluç, Engin Ardıç, Emre Aköz, Recep Tayyip Erdoğan, Orhan Çeker, Hüseyin Üzmez’in fotoğraflarının olduğu bir kum torbası ile Taksim Meydanı Tramvay durağına kadar gelen Halkevci Kadınlar eylemi kum torbasını yumruklayarak, tekmeleyerek, yerde çiğneyerek bitirdi.

“Ocaktaki tencere kimin umrunda, bu dünyanın yükü benim omzumda” diyerek sokağa çıkan kadınların, “İsyan” çığlıklarına ve ıslıklarına çevredeki kadınlar alkışlarla selam verdi. Dayanışma çağrısı, kimi kadınların kum torbası üstüne kendi kocalarının fotoğraflarının eklemek istemesi ile karşılık buldu. Soğuğa ve kara aldırış etmeden 8 Mart etkinliklerini gerçekleştiren kadınlar “Kar, kış demeyiz, hakkımızı isteriz” dediler.

Her gün beş kadının öldürüldüğünü, kadınların birçoğunun gidecek başka bir yeri olmadığı, sosyal güvencesi olmadığı için şiddete uğradığı yerde kalmaya mecbur bırakıldığını ifade eden Halkevci Kadınlar yaptıkları açıklamada, “Ücretli bir işte çalışabilenlerimizin çoğu güvencesiz çalışıyor. Uzun çalışma saatleri, kötü çalışma koşulları artık olağanlaşıyor. Çalıştığımız iş yerlerinde aynı işi yapan erkeklerden daha az maaş alıyoruz” dediler.

Kadınları ücretli bir işte çalışsalar da çalışmasalar da aile üyelerinin bakımını üstlenmek zorunda bırakıldığını, ev işlerinin üzerlerine yükletilmesine rağmen “ev kadınlığından” olunmadığını söyleyen Halkevci Kadınlar, sosyal güvence taleplerinin karşılık bulması durumunda sağlanacak koşulları şu şekilde anlattı: “Kadınlara sosyal güvence sağlanırsa, evlenmeyi kadın için kural olarak dayatan, evlenmemiş olmayı meşru görmeyen bir düzende, AKP’nin, başbakanın, bakanların üç çocuk doğurmayı vaaz verdiği, ilahiyatçıların etek boyumuzu belirlemeye çalıştığı, kadını ikinci sınıf insan ve evinin bekçisi gördüğü bir ülkede kadın düşmanı uygulamalara karşı bir set oluşturabiliriz.”