Derelerin Kardeşliği platformunun çağrısıyla 25 mart cuma günü Avcılar'ın Mustafakemalpaşa mahallesinde HES'ler ve Suyun Ticarileşmesi konulu bir panel düzenlendi.
Mustafakemalpaşa mahallesindeki Ardahan Damal Eğitim ve Kültür Derneğinde yapılan etkinliğe Derelerin kardeşlii platformundan Ali Merdan Aymelek ve Özge Ozan, Munzur Koruma Kurulundan Yılmaz Yurdakul ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Semra Ocak konuşmacı olarak katıldılar.
Panel'de ilk sözü alan Yılmaz Yurdakul, Dersim'de verilen baraj karşıtı mücadeleyi anlattı. Baraj yapımıyla beraber, eskiden çığ tehlikesi olan yerlere kar yağmaz olduğuna, iklimin değişmesiyle tarım koşullarının değiştiğine bununda bölgenin ekonomisini değiştirdiğine değindi. Bölge halkının devlet desteği olmadan tarımdan elde ettiği kazancın Barajlara oranla çok daha büyük bir mebla olduğuna değinen Yurdakul Baraj projelerinin bölgede köy boşaltmalarına sebebiyet vereceğini, zaten uzak olan mesafelere baraj eklenince ilçelerin merkezden koparılabilineceğine dikkat çekti. Yurdakul iki yıl önce 30.000 nüfuslu kentte 25.000 kişiyle yürüyüş yaptıklarından ama bunun kazanmak için yetmedğine değindi. Yurdakul, saldırınin bütünlüklü bir saldırı olduğuna, tüm Türkiye’de buna karşı mücadele edilip, birleşilirse gerçek anlamını bulacağına değindi. Bu yüzden "9 Nisan’da Ankara’ya herkesi bekliyoruz" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Daha sonra söz alan Şavşat Derelerin Kardeşliği'nden Ali Merdan Aymelek, Şavşat ilçesi ve Artvin ilindeki mücadele deneyimlerini aktardı. Şavşat'ta bu mücadeleye beş kişi başladıklarını belirten Aymelek kısa zamanda 50 köyde örgütlendiklerini ve her köyden 3 temsilciyle kurulan yürütme kurulundan bahsetti. Şavşat'ta ve Artvin'in genelinde kazanıma götürenin hukuki mücadeleden ziyade fiili mücadele olduğunu belirten Aymelek kadınların derelerin yakın civarında tuttuğu nöbetlerin kendilerini kazanıma götürdüğüne dikkat çekti. Bölge’de AKP’ye oy veren insanların bile “Ben oyumu AKP’ye verdim ama suyumu vermeyeceğim” diyerek yaşam alanları üzerindeki söz hakkını kimseye vermediğinin örneklerine değindi. Aymelek "Onlar sularını boğmak istiyor, Bizde 9 Nisan’da insan seliyle onları boğacağız" diyerek Ankara’da yapılacak mitinge platform olarak katılacaklarını belirtti.
Fındıklı Dereleri Koruma Platformu adına söz alan Özge Ozan ise, HES’lerin suyun ticarileştirilmesinde doğrudan bir araç olarak kullanıldığını belirtti. Ozan, “49 yıllığına devretmek açıkça satmak demektir” dedi. Bölge halkını kalkındırma vaatleriyle kandıran şirketlerin ve kamu yöneticilerinin yoksul olan bu bölgelerde halkı sağlık hizmetine ulaşamama ve güvencesizlikle tehdit ettiğine değindi. HES yapımı sırasında direnişi önlemek için bölge halkının birbirine düşürülmeye çalışıldığına dikkat çeken Ozan, sularına sahip çıkmak, termik santral ve nükleer santrallere dur demek, doğaya ve yaşama sahip çıkmak için tüm katılımcıları 9 Nisan’da Ankara’ya çağırdı.
Panelde son konuşmacı olan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Semra Ocak ise HES’lerin çevreye olan etkilerinden bahsetti. Tarım ve Hayvancılıkla geçinen bölgeleri iklimsel olarak değiştirmesinin getirdiği zararları, suların değişen yapısını anlatan Ocak, balıklarında su alma yapılarına takılması sebebiyle balık ölümlerindeki artışa dikkat çekti.
Etkinlik, tüm bunlar yerine maliyeti daha az olan Rüzgar ve Güneş enerjisine yönelmek yerine devamlı inşaat sektörüne yatırım yapılmasının bir devlet politikası olduğu, bizlerin ise buna karşı birlik ve beraberlik içerisinde mücadele etmemiz gerekliği ve 9 Nisan’da kitlesel katılım çağrısı yapılarak son buldu.