Belgesel sinemacılar, Hopa tutukluları için bir eylem yaparak 9 Aralık'ta Ankara Adliyesi Önünde olacaklarını söylediler. Bugün Yüksel Caddesi'nde saat: 11.30'da bir basın açıklaması gerçekleştiren belgesel sinamacılar, Sudeki Suretler Belgesel Filmi'nin ekibinde yer alan Çağrı Yılmaz'ı geri istediler. "Ortak Değerlerimizi Savunmayadır Çağrımız" başlıklı açıklamayı Sudaki Suretler'in yönetmeni Erkal Tülek okudu.
Yapılan açıklamaya şu sanatçılar ve kurumlar destek verdi;
İşçi Filmleri Festivali, Sinetopya, Halkevleri Film Atölyesi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi Sinema Topluluğu, BarakaKültür Merkezi, Sinematölye, Sine- SenBaşkanı Zafer Ayden, Elif Ergezen (Yönetmen) Fatin Kanat (Yönetmen), Ayten Başer (Yönetmen) Sevgi Türkmen (Yönetmen Yardımcısı) Bora Balcı (Kurgucu), Thomas Balkenhol (Kurgucu), Özcan Alper (Yönetmen), Onur Saylak (Aktör), Yeşim Ustaoğlu (Yönetmen), Ersan Ocak (Yönetmen), Seray Genç (Film Eleştirmeni), İnan Temelkuran (Yönetmen), Ahmet Gürata (Akademisyen), Ceylan Özgün Özçelik (Yönetmen), Hüseyin Karahan, Nil Perçinler, Hatice Aydoğdu (Yönetmen), Emrah Dönmez (Kurgucu), Ayşe Çetinbaş(Yönetmen), Çayan Demirel (Yönetmen), Nergis Öztürk (Oyuncu), Özgür Doğan (Yönetmen), Vedat Türkali (Yazar), Enver Özüstün (Yönetmen), Özgür Balcı (Yönetmen), İnci Balabanoğlu Ahıska (Sanat Yönetmeni), Reis Çelik (Yönetmen), Reis Çelik (Yönetmen) Ömer Uğur(Yönetmen), Aydın Sayman (Yönetmen), Orçun Benli (Yönetmen), Oktay Güzeloğlu (Yazar/İstanbul Kısa Filmciler Derneği Başkanı), Nejat İşler(Aktör), Fırat Tanış(Aktör), Mehmet Esen(Aktör), İhsan Ustaoğlu(Aktör), Galip Görür(Aktör), Mehmet Özer (Fotoğraf Sanatçısı), Sırrı Süreyya Önder (Yönetmen, Milletvekili), Sertaç Canbolat (Çevirmen)
Açıklamanın tam metni şöyle;
Yaygın kılınan korku mikrobunun sirayeti, yayınevlerinden, gazete yazıhanelerinden, kitapevlerinden, hukuk bürolarından sonra belgesel setlerinde hüküm sürsün isteniliyor.
Ama nafile…
Sahte ve süslü gerekçelere inat kameramız, metnimiz ve montajımız gerçek için, ifşa için sade doğalında korkusuzdur, akıllı ve cesurdur.
Sudaki Suretler, deresinde sermayenin eline, hükmüne ya da makinesine izin vermeyen halkların ve mücadelenin belgeseli. Birçok yerde gösterildi, olumlu/olumsuz eleştiriyle boyunun ölçüsünü ala ala yoluna devam ediyor. Belgeseli üretenler ise yapımcısı İnşaat Mühendisleri Odası’ndan sesçisine, altyazıcısından yönetmenine hülasa tüm ekip uzunca bir zamandır bir dert taşıyor:
Bilindiği üzere 31 Mayıs’ta Hopa’da, HES’lere karşı gelen ve direnen Metin (Lokumcu) öğretmenimiz yaşamını yitirmiştir. O gün, yılların güneşli, yeşil/mavi ve ferah mı ferah Hopa’sını, siyah takım/karagözlüklü ya da kasklı/coplu bir dizi güvenlikçi, AKP’ye Hopa Mitingi için uygun koşullar üreteceğiz diyerek bozup yerine 2-3 saatlik, korkunç, gıpgri ve gazlı ve takır takır silah sesli bir Hopa yaratmışlardır. İşte bu 2-3 saat ömürlük Hopa’da gerçekleşmiştir öğretmenimizin ölümü.
Akşamında acımızı sorumluların yüzüne yüzüne haykırmak ve acil adalet demek için Ankara’da Emek ve Demokrasi Örgütlerinin davetine icabet, siyah bir çelenk ile AKP Ankara İl Başkanlığına yürüyen bizleri, polis, barikatıyla karşılayıp yolumuzu kesmiş, acımızı seslemeye salmamıştır. İlerleyen günlerde de yürüyüşe katılanlar üzerinden teknik, artistik ve silindirik takiplerle önce gözaltılar ve peşi sıra tutuklamalar geçekleşmiştir.
Dert buradadır: Filmin kameramanı, ses ve ışıkta gönüllü asistan, ses çözümlemeden montaja, tüm çekim sonrası işlerinin emekçisi Çağrı Yılmaz, sözünü ettiğimiz süreçte aramızdan alınıp, Sincan F Tipi’ne götürülmüştür.
Onca zaman sonra ilk duruşma 9 Aralık Cuma günü görülecek. Mahkeme öncesinde ifade etmek isteriz ki; terör ve terörist imalı suçlamaları, objektiflerimizle, mikrofonlarımızla, ışıklarımızla ve hafıza kartlarımızla karşılıyoruz ve anlam, paylaşım, estetik ve bilgi emekçisi bizlerin parçası ve bir Hopa’lı olan Çağrı Yılmaz’ın derhal bırakılmasını talep ediyoruz.
Sudaki Suretler belgesel ekibi olarak, tüm bu dertlerimizi ifade edeceğimiz ve kamuoyuyla paylaşacağımız basın toplantımızda, dost omuzlarınızı omuz başımızda görmek istiyoruz.
Sonrasında biz 09 Aralık 2011’de Çağrı’mızı beklemek için adliye kapısında olacağız. Orada da İhtiyaç duyduğumuz, sinemacıların ve sinema gönüllülerinin desteğini beklediğimizi ifade etmek isteriz.
Sanatın ve emeğin ortak değerlerini birlikte savunmayadır çağrımız.