Hatay/Reyhanlı’da 12 Mayıs’ta gerçekleşen saldırının ardından AKP hükümetinin yas ilan etmemesi üzerine Hatay Halkevi’nin çağırısıyla tüm yurtta katliamın birinci haftasında yas eylem ve etkinlikleri yapılırken, Sarıyer’de de Emek ve Demokrasi Güçleri (Halkevi, Kaldıraç ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi) olarak Büyükdere’de bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Büyükdere Balıkçılar’da buluşan Sarıyerliler “AKP elini Ortadoğu’dan çek” “Reyhanlı halkı yalnız değildir” “Katil ABD işbirlikçi AKP” sloganları atarak çay bahçelerine doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca siyah kurdele dağıtan ve Büyükderelileri Reyhanlı’da yaşanan saldırıyı protesto etmeye çağırdılar. Basın açıklamasının yapılacağı alana gelerek burada katliamın sorumlusunun Ortadoğu’da halka zulmeden,her fırsatta savaş çığırtkanlığı yapan ABD ve ABD’nin işbirlikçisi AKP iktidarı olduğunu vurgulayarak Reyhanlı’da yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından basın açıklamasını Sarıyer Emek ve Demokrasi Güçleri adına Sarıyer Halkevi başkanı Hasan Pulat okudu ve emperyalizmin aktif taşeronu olmak için Türkiye’yi bütün komşu ülke rejimleriyle kavgalı hale getiren Dışişleri bakanı Davutoğlu’nu ve AKP hükümetini istifa etmeye çağırdı.
Basın açıklamasının tam metni:
Reyhanlı için ses veriyoruz!
Savaşın ve faşizmin partisi AKP’den hesap soruyoruz!
Tam bir hafta önce, bu saatte, Antakya’nın Reyhanlı ilçesinde yaşanan bombalı saldırılarda 100’ün üzerinde yurttaşımız öldü, çoğu çocuk yüzlerce insan yaralandı.
Reyhanlıya bombaları kimin koyduğu meçhul. Ama, bombaların Reyhanlı’ya konulmasının ve ilçenin provokasyona açık hale getirilmesinin, kısacası Türkiye tarihinin en büyük katliamının sorumlusu bellidir:
Suçlu, Antakya’yı bir kirli savaş üssü haline getiren, yüzlerce evladını kaybeden Reyhanlı halkını suçlu ilan eden ve bu büyük acı karşısında yas ilan etmek yerine savaş çığlıklarını sürdüren AKP hükümetidir.
AKP hükümeti Antakya halkının iktidara olan öfkesini gizlemek, katliamdaki sorumluluğunu örtmek için, 1 Mayıs’tan bu yana azgınca sürdürdüğü faşist uygulamalara yenilerini ekledi: Reyhanlı ile ilgili yayın yasağı getirerek, katliamla ilgili gerçekleri karartmaya çalıştı. Katliama sessiz kalmayan üniversitelilere, emek ve demokrasi güçlerine biber gazı ve polis copu ile saldırdı.
Ancak ne emek ve demokrasi güçlerini sindirebildi, ne de halkın gerçekleri konuşmasını engelleyebildi. Bugün katliamdan bir hafta sonra, başta Antakya olmak üzere ülkenin dört bir yanında, emek ve demokrasi güçleri olarak hep beraber Reyhanlı için ses vermek için sokaktayız.
Reyhanlı için yastayız, savaşın karşısındayız.
Patlamanın yaşandığı Reyhanlı ilçesi, AKP tarafından para ve silahla desteklenen Suriyeli muhalif kılığındaki çapulçu çetelerinin ve uluslararası cihatçıların üssü konumuna getirilmiştir. AKP’nin Ortadoğu’da emperyalizmin aktif taşeronluğunu üstlenme sevdası ile sürdürdüğü savaş çığırtkanlığı ve Suriye’de iç savaşı derinleştirme politikası ile Reyhanlı Suriye sınırındaki diğer birçok kentimiz gibi çatışmaya açık hale getirilmiş, halkımız savaşın hedefi yapılmıştır.
AKP iktidarı, Suriye’de savaş kışkırtıcısı Türkiye’de de gerici, şoven, mezhepçi politikalarla yanı başımızdaki yangını körükleyip ülkemize taşımış, Türkiye içindeki bir çatışmanın tohumlarını ekmeye çalışmıştır. Bu gerçek daha önce Antep’de, Akçakale’de, Cilvegözü’nde yaşanmış, halkımız benzer saldırıların hedefi haline getirilmiş ancak AKP hükümeti savaş politikalarını eleştiren herkesi Esat yanlısı ilan ederek bu kirli oyunu göz göre göre ve halkımızın kanı pahasına tırmandırmaya devam etmiştir.
Halkın tüm tepkilerine rağmen AKP, bölgesel güç olma böbürlenmeleriyle, emperyalist savaş kışkırtıcısı politikalarından vazgeçmemiştir. Tayyip Erdoğan, Obama ile görüşmesi öncesinde ABD kanallarına Suriye’ye yönelik bir askeri müdahaleye destek vereceklerini ilan ederek açıkça savaşı ülke topraklarına çağırmıştır. Reyhanlı işte bu savaşın ta kendisidir!
Savaşı bu ülke topraklarına taşıyan, yüzlerce insanımızın canını kaçınılmaz bir bir egemenlik maliyeti sayan AKP hükümeti hesap vermelidir.
Emperyalizmin aktif taşeronu olacağım diye, komşu ülkelerdeki mezhepçi etnik temelli iç savaş bataklıklarını büyüten, ülkeyi bütün komşu ülke rejimleriyle kavgalı hale getiren Dışişleri bakanı Davutoğlu hesap vermelidir.
Sınır kentlerimiz silahlı çetelerin ve uluslar arası cihatçıların üssü olmaktan çıkartılmalıdır.
Savaş politikalarını haklı çıkartmak için izlenen Alevi-Sünni, Türk-Kürt gerilimini besleyen gerici-şoven siyasetler derhal terk edilmelidir.
AKP tarafından emperyalizmin çıkarları için ülkemize yerleştirilen füze kalkanı ve patriot sözde savunmaya yönelik saldırgan sistemler derhal kaldırılmalı; NATO üsleri kapatılmalıdır.
Bizler, Türkiye halkları olarak ülkemizin Ortadoğu’da ne askeri bir güç, ne de saldırgan bir büyük devlet olmasını değil, halkların barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir Ortadoğu coğrafyası istiyoruz. Emperyalizmin aktif taşeronu AKP’nin barış ve demokrasiden anladığı, basına sansür, 1 Mayıs’a sıkıyönetim, emek ve demokrasi güçlerine biber gazı, grevci işçi düşmanlığı, mezhepçilik ve şovenizmdir.
Bizler, Reyhanlı’ya ses vermek için Türkiye’nin her yerinde sokağa çıkan emek ve demokrasi güçleri olarak, ülkemizde ve Ortadoğu’da gerçek bir barış için, halkların kardeşliği için, demokrasi ve eşitlik için birlikte mücadeleyi yükselteceğiz. Savaşın ve faşizmin partisi AKP’den hep birlikte hesap soracağız.
Bir kez daha haykırıyoruz: Reyhanlı halkı yalnız değildir!Gerçek bir barış için AKP-ABD düşman, halklar kardeştir!