Sivas katliamının üzerinden tam 20 yıl geçti…
Sivas katliamı; özgürlüğe ve farklı kimliklere düşman olanlar, gericiler, yobazlar tarafından yapıldı.
Bu ülkenin ilericileri, Alevileri, sosyalistleri, demokratları sinmedi! Susmadı! Mücadele etti!
Bu davanın peşini bırakmadı. Sokaklarda, adliye önlerinde hesap sormaya devam etti.
Bu ülkeyi yönetenler ise katilleri korudu, kolladı.
AKP iktidarı, yıllarca açılım yalanlarıyla Alevilerle alay etti. Katliamcıların avukatlığını yapanları ise milletvekili, belediye başkanı yaptı.
İktidara gelirken “Alevi açılımı”ndan bahsedenler, açılım adı altında “kendi Alevisi”ni yaratma projesi iflas edenler, her fırsatta “alevi düşmanlığı” üzerinden mezhepçilik yaptılar. İlkokullara kadar türbanı, mescidi soktular. Camiye gitmeyenler "ayrımcı-bölücü" oldu.
AKP imam hatip açma hevesi ile okullara el koymak istediler. Biz zorunlu din dersi dayatmasına karşı mücadele ederken “sözde seçmeli fiiliyatta zorunlu din dersleri”ni dayattılar. AKP’nin Muğla milletvekilinin de açıkça ifade ettiği gibi tüm okulları imam hatipleştirmeye çalıştılar.
4+4+4’le birlikte gündeme gelen “kıyafet serbestliği” yönetmeliğiyle liseler başta olmak üzere eğitim sisteminde türbanı yaygınlaştırmaya çalıştılar. “Özgürlük” adı altında türbanı okula sokma, dinsel baskı ve ayrımcılığı ve cinsiyet eşitsizliğini ilkokuldan itibaren derinleştirmeyi hedeflediler.
İnançsız olmayı “suç” haline getirdiler. Fazıl Say’a ceza verdiler.
AKP’in izlediği gerici birlik siyasetinin, mezhepçi politikalarının sonucu olarak Alevi yurttaşların evleri işaretlendi, Malatya-Sürgü’de Alevi aileye dönük linç girişimi yapıldı, Ankara Battalgazi’de okullarının imam hatibe dönüştürülmesine karşı mücadele eden Alevi ailenin evi kurşunlandı.
Ancak bu böyle gitmez…
AKP’nin 11 yıllık iktidarı boyunca uyguladığı neoliberal, gerici, faşist politikaları bu gün büyük bir toplumsal patlamaya neden oldu.
Gezi Parkı direnişi olarak başlayan halk hareketi, Tayyip Erdoğan’ın dediğinin kanun olduğu düzene, otoriterleşmeye, AKP’nin yaşam tarzına müdahalesine, son dönemde giderek tırmanan gerici-mezhepçi politikalarına ve iktidarın halka karşı uyguladığı gözü dönmüş şiddete karşı görkemli bir karşı koyuşa dönüştü.
Ülkenin dört bir yanında insanlar özgürlükleri ve onurları için ayağa kalktı.
11 yıllık iktidarı boyunca ilk kez bu kadar sıkışan AKP iktidarı, halkın sokaklardan, meydanlardan yükselen sesini duymak, taleplerini yerine getirmek yerine, polisiyle, gazıyla, TOMAsıyla halka saldırmaya, gözaltılarla, tutuklamalarla, yalan ve takiyye ile hareketi parçalamaya ve bu sesi bastırmaya çalışmaktadır.
Tayyip Erdoğan, iktidarını korumak adına tamamen kendi tabanını saflaştırmaya yönelik gerici söylemlere, “camilerimize ayakkabıları ile girdiler, camilerimizde içki içtiler, başörtülü kadınları dövdüler, çadırların içinde ve dışında milletin edep ve adabıyla örtüşmeyen şeyler yaşanıyor” benzeri yalanlara devam etmektedir. Tüm yalanları tek tek açığa çıkmasına rağmen hala yalanlarını AKP kitlesine yaymaya çalışıyor.
Diğer yandan Tayyip Erdoğan, düzenlediği “Milli iradeye saygı” mitinglerinde “Türkiye’de çok çirkin tahriklerle Alevi kardeşlerimiz üzerinde oyun oynanmak isteniyor.” Diyor.
Dün Karacaahmet Cemevine "ucube"diyen, Sivas katliamı davasının zaman aşımına uğraması sonrasında “milletimize hayırlı olsun” diyen, Suriye’de müdahaleye karşı çıkanları “mezhepçilik”le suçlayan başbakan, bugün Alevilerin tahrik edildiğinden bahsediyor.
Dün seçim meydanlarında Alevileri yuhalatanlar, bugün miting meydanlarından Alevilere “kardeşliğimizi bozacak şeylere karşı tedbirli olun.”diye sesleniyorlar.
11 yıl önce ortaya attıkları “alevi açılımı”nı yeniden ısıtarak “Alevi dedelerine maaş bağlanması” gibi düzenlemelerle rüşvetle Alevileri satın alacağını sanıyor. Kendisi gibi olanlar için çok başarılı olacak bu yöntem, elbette geri tepecek. Bu Tayyip Erdoğan, Alevileri hiç tanımıyor!
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Biz biliyoruz ki, bugün Sivas’ta yakılan aydınlarımızı yaşatmak demek gericiliğe, faşizme karşı mücadele etmek demektir!
Biz, Alevisiyle, Sünnisiyle, / inananıyla - inanmayanıyla / Türküyle, Kürdüyle, Ermenisiyle "Yaşasın halkların kardeşliği" demeye devam edeceğiz. Barışın ve kardeşliğin ülkesini kurmak için mücadele edeceğiz.
Gün karanlığa meydan okuma günüdür.
Bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkma günüdür.
Bugün ülkenin dört bir yanında Sivas katliamının hesabını sormaya devam ediyoruz, katilleri yönlendirenleri, koruyanları, arkasında duranları biliyoruz.
Gericiliğin, karanlığın üstüne yürüyen bizler AKP’den hesap soruyoruz. AKP’yi sokakta yeneceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
Adaletin olmadığı AKP düzeninde, adalet haykırışımız onların kulaklarında çınlamaya devam edecek.
Haklarımızı biliyoruz, alacağız!
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı