Okulların açılmasına sayılı günler kala “kılık kıyafet yönetmeliği”nin nasıl uygulanacağı tartışılırken AKP’nin 5. Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yönetmelikte yeniden değişiklik yaptı. Kılık kıyafet yönetmeliği değişikliğinin en önemli amacının “türbana” özgürlük olduğu bu değişiklikle bir kez daha görüldü
AKP’nin bir önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 4+4+4 sistemi ile sayısı arttırılan din derslerinde kız çocuklarının türban takmasının zeminini hazırlarken, “demokrasi ve özgürlük” söylemleri ile eğitim alanında tek tip formaya dayanan kılık kıyafet yönetmeliğini kaldırmış, aynı dönem “zorunlu” seçmeli din derslerine kız çocuklarının türbanla girmesinin önü açılmıştı.
Okulların açılmasına sayılı günler kala “kılık kıyafet yönetmeliği”nin nasıl uygulanacağı tartışılırken AKP’nin 5. Eğitim Bakanı Nabi Avcı döneminde yönetmelikte yeniden değişiklik yaptı. Yeni değişiklikte “velilerin yüzde ellisinden fazlasının muvafakati alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilir” denildi.
AKP 30 Ağustos’ta da konuyla ilgili bir genelge yayınladı. Kılık kıyafet yönetmeliği değişikliğinin en önemli amacının “türbana” özgürlük olduğu bu değişiklikle bir kez daha görüldü.
AKP, 1981 yılından beri uygulanan, tek tip üniforma giyilmesi esasına dayanan kılık kıyafet yönetmeliğini, 27 Kasım 2012 tarihli ve 28480 sayılı Resmi gazetede yeni bir kılık kıyafet yönetmeliğinin yayınlanması ile kaldırmış, kılık kıyafet “serbestliği” yoğun tartışmalara neden olmuştu. AKP, 4+4+4 gibi eğitim sistemini baştan aşağı gerici/piyasacı bir biçimde siyasal olarak “tektipleştirdiği” bir dönemde bu değişikliği “tek tipleştirmeye” karşıyız diye savunmuştu. Gelen tepkileri yatıştırmak ve olası sonuçların sorumluluğundan kurtulmak için ise düzenlemelere velilerin yüzde 60’ının istemesi halinde o okulda üniformanın devam edeceğine dair bir madde eklemiş, yeni kılık kıyafet yönetmeliğinin sadece öğrencilere yönelik olduğunu ve 2013-2014 eğitim-öğretim yılında uygulanacağını duyurmuştu. Ancak uygulamanın nasıl gerçekleşeceğine dair soru işaretleri dinmedi. AKP 2013-2014 eğitim yılının başlamasına sayılı günler kala, yönetmelikte ilgili maddeyi “velilerin yüzde ellisinden fazlasının muvafakati alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilir” biçiminde değiştirdi. 30 Ağustos’ta ise da bir genelge yayınladı. Velilerin %80’den fazlasının serbest kıyafete karşı olduğu bilinirken, AKP’nin yaptığı bu değişiklikle okullarda serbest kıyafetin değil yalnız türbanın önünün açılacağı bir kez daha doğrulanmış oldu. “Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik oylama veya anket çalışmalarının 4 yılda bir yapılması, bu çalışmaların mart ayı sonuna kadar sonuçlandırılması” gerektiğini yazan genelge ise bu yıl başında öğrencilerin ne yapacağı konusunda net bir bilgi vermediği için veliler tarafından eleştiriliyor.
Okullarda “Başa örtü, eteğe ölçü”
AKP, geçtiğimiz yıl yaptığı düzenlemelerle yalnız okullarda üniformayı kaldırmamış, asıl olarak 4+4+4 sistemi ile ilkokul dördüncü sınıftan itibaren din dersini zorunlu olarak alan çocuklara bunun yanında “seçmeli” adı altında Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin Hayatı gibi yeni dersler eklenmiş ve Kuran derslerinde türban “takılabileceği” Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanmıştı. Bunun yanında yüzlerce okul ise zorla imam hatiplere dönüştürülmüş, dönüşüm sürecinde normal okullarla imam hatipler aynı binaları paylaşmak zorunda bırakılmıştı. AKP “özgürlük” olarak sunduğu yeni kılık kıyafet yönetmeliğinde Başbakan’ın “velev ki siyasi simge” dediği türbanın adı geçirilmezken, “takı, fular, rozet gibi” “siyasi simgeler” yasaklanmıştı. Üstelik yine aynı yönetmelikte “açıkça vücut hatlarını belli eden kıyafetler ve şort, tayt, diz üstü veya derin yırtmaçlı eteklerin giyilmesi kolsuz tişört ve kolsuz gömleğin yasak olduğu” ifade edilmiş, giyilecek serbest kıyafetin kol boyundan etek boyuna kadar sınırları belirlenmiş, AKP “özgürlük” derken kız çocuklarının etek boyunu belirlemekten, kollarının görünmesini engellemekten geri durmamıştı
Veliler, öğrenciler, lise gençliği yönetmeliğe karşı
Geçtiğimiz yıl “4+4+4 piyasacı, cinsiyetçi ve gericidir” diyerek eğitim hakkı mücadelesini yaygınlaştıranlar yaptıkları eylemlerde kılık kıyafet yönetmeliğinin de asıl olarak tek bir özgürlük getirdiğini bunun da “türbana” özgürlük olduğunu vurgulamışlardı. A&G araştırma şirketinin bu dönemde yaptığı araştırmada araştırmaya katılan velilerden çocuğu ilkokulda okuyanların yüzde 81.3’ü, ortaokulda okuyanların yüzde 82’si çocuğunun okula “okul kıyafetiyle gitmesinden yana olduğunu” bildirmişti. Birçok okulda veliler bu uygulamanın türbanın önünün açmasının yanında çocuklar arasında tüketim kültürünü teşvik edeceği, ayrımcılığın derinleşeceği ve her gün çocuklara giydirecek kıyafet bulma zorunluluğunun aileler üzerinde maddi yükü ağırlatacağı gerekçeleri ile yönetmeliğin kaldırılması için imza toplamıştı. Liseliler “dindar, kindar, itaatkar” olmayacağız diyen liseliler yaptıkları eylemlerle yeni kılık kıyafet yönetmeliğinin özgürlük yalanını “başa örtü, eteğe ölçü” sloganlarıyla protesto etmişlerdi.
Tek özgürlük türbana mı?
Henüz yeni yönetmeliğin uygulamaya başlanacağı eğitim-öğretim yılı başlamadan geçtiğimiz yıl yaşananlarla AKP’nin okullarda attığı adımın karşılığı görüldü. Malatya Sürgü lisesinde çocuklara türban dağıtıldı. Birçok okulda öğretmenler ve öğrenciler okullara türbanla girmeye başladı. Bağcılar lisesi örneğinde olduğu gibi okula türbanla giren öğretmenler öğrencilerin de türbanla girmesine ön ayak oldu. Esenler Atatürk İlkokulu’nda ise ilkokul düzeyinde küçük çocukların derslere türbanla girmesine izin verildi. Türbanla okula girme Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaygınlaştı. Durumdan vazife çıkartan iktidar güdümlü Eğitim-Bir-Sen gibi sendikalar “türbana özgürlük” diyerek yeni yönetmeliğin öğretmenler için de uygulanmasını talep eden kampanyalar düzenlediler. Aynı dönemde ise Eğitim-Sen’li kadın öğretmenlerin kılık kıyafetlerine yönelik baskılar arttı. Kamu çalışanlarına kılık kıyafet serbestliği için tüm kentlerde bilbordları süsleyen “kamuda kılık kıyafet özgürlüğü için 10 milyon (özgürlük için) imza kampanyası” ile başta rol model olarak kritik önemde olan öğretmen kadınların türbanla eğitim vermesi gündeme getirildi.
AKP’nin propagandası hazır: “Başörtüsüne saldırıyorlar”
Din derslerinde türban takmaya zemin hazırlanması ile birlikte kılık kıyafet değişikliğine ilişkin yönetmelikte yer alan “tek tip giymeye zorlanamaz” ifadesinin okullarda tüm derslerde türban takan kız çocuk sayısının artırması mümkün. Geçtiğimiz günlerde ODTÜ’de yaşananlar ise okullarda türbanın yaygınlaştırılmasına yönelik tepkileri AKP’nin nasıl karşılayacağını gösterdi. ODTÜ’de cemaat yurtları için veli ve öğrencileri ikna etmeye çalışan cemaatçileri üniversiteden kovan ODTÜ’lüler Başbakan’dan başlayarak AKP kadrolarından yandaş medyaya kadar “başörtülülere saldırıyorlar” diye hedef gösterildi. Başbakan “gereği yapılacak” dedi, protestoya katılan öğrencilerden biri evi basılarak gözaltına alındı. Gerici, cinsiyetçi politikalar nedeniyle yüz binlerce kız çocuğunun okula devam etmediği, çocuk gelinliği teşvik eder biçimde açık lise uygulamasının yaygınlaştırıldığı, paralı eğitim nedeniyle okulu bırakanların sayısının hızla arttığı koşullarda AKP “eğitim özgürlüğü engellenemez” propagandasına sarılarak gericiliği yaygınlaştırma politikalarını sürdürüyor. Eğitim yılı açılışı yaklaşırken eğitim hakkı mücadelesi gündemleri ısınıyor.
Kaynak: Sendika.org