BASINA VE KAMUOYUNA
Bugün 18 milyon öğrenci, 800 bin öğretmen yarıyıl tatiline giriyor. Milyonlarca öğrenci, öğretmen ve veli için 15 günlük tatil eğitimin biriken sorunlarının yarattığı endişeyle geçecek. 2. Dönemde sınavlar ne olacak, okulumuz imam hatibe dönüştürülecek mi ya da okul içinde imam hatip sınıfı açılacak mı, öğretmenlerimizin yeri değiştirilecek mi, müdür yardımcılarımız görevlerinde kalabilecekler mi, yeni din dersleri mi gelecek gibi birçok soru ve sorunlarla geçerken; AKP iktidarı 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararları ve tartışmalı birçok öneriyi hayata geçirmenin planlarını yapacak. Parasız, bilimsel, laik anadilinde eğitim hakkı mücadelesi yürüten bizler içinse 15 tatil AKP’nin gerici piyasacı eğitim politikalarını durdurmak için mücadele ile boykot hazırlıklarıyla geçecek. O yüzden AKP’nin rahatı bozulacak, gerici, cinsiyetçi, bilim düşmanı politikalarını sorunsuzca uygulayamayacak.
Bizler harcında gericilik, mezhepçilik, ayrımcılık olan AKP iktidarının eğitim bakanlığının ve sendikası Eğitim Bir- Sen in şurada önerdiği ve tartışmaya açtığı pek çok konuyu eğitimin esas öznelerine sorduk. Halkevleri Ankara Eğitim Hakkı Meclisi olarak Dikmen, İlker, Mamak, Keçiören ve Batıkent bölgelerindeki okulların önlerinde, öğretmen odalarında veli ve öğretmenlere 19. Milli Eğitim Şurası’nda tartışılan, önerilen ve alınan kararlara ilişkin görüşlerini sorduk.
2-6 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilen 19. Milli Eğitim Şura’sına ilişkin Ankara veli ve öğretmen görüşleri anketi değerlendirme sonuçları
• Ankete katılanların %69,3 ü 19. Milli Eğitim Şurası’nın bilgisine sahipken , %29,6 sı 19. Milli Eğitim Şurası hakkında bilgisinin olmadığını belirtmiştir.
• 19. Milli Eğitim Şurası’nda önerilen ve alınan kararlar içerisinden en çok bilgi sahibi olunanlar sırasıyla;
% 71.6 ile Zorunlu din dersinin ilkokul 1. sınıftan itibaren verilmesine ilişkin verilen karar ilk sırada yer alırken,
% 70.6 ile Osmanlıca dersinin Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu hale getirilmesi ve diğer ortaöğretim kurumlarında ise seçmeli ders olarak okutulması kararı ikinci sırada yer aldı.
Şura boyunca AKP’nin sözcülüğünü yapan Eğitim Bir Sen tarafından önerilen ve tartışılan ancak şurada kabul edilmeyen karma eğitimin kaldırılması önerisi % 63,9 ile üçüncü sırada bulunuyor.
% 54.3 ile “değerler eğitimi” Okulöncesi eğitimi programı kapsamına alınması kararı 4. Sırada yer alırken,
% 50.4 ile Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinin öğretim programları ve ders çizelgelerinden "Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama" dersinin kaldırılması kararı ise en çok bilinenler arasında 5. sıradadır.
• 4+4+4 düzenlemesinin ardından Eğitim Bir Sen tarafından sık sık gündeme getirilen ve 19. Milli Eğitim Şurası’nın da en tartışmalı önermelerinden olan “karma eğitimin kaldırılmasını doğru buluyor musunuz” sorusuna ilişkin katılımcıların %91,6 sı hayır yanıtını vererek, karma eğitimin kaldırılmasını doğru bulmadıklarını belirtmişlerdir.
• Şura’da okul öncesi eğitim programı kapsamına alınması kararlaştırılan “Değerler Eğitimi”ne ilişkin ankete toplam katılanların %79,3’ü, ankete katılan öğretmenlerin de % 90,2 si “Allah ve peygamber, cennet-cehennem ve yemek duası” uygulamasının “pedagojik ve psikolojik açıdan çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratacağını” düşünmekte ve bu yüzden okul öncesinde değerler eğitimi adı altında din eğitimi verilmesini doğru bulmamaktadırlar.
• “Zorunlu din dersinin okul öncesinden başlatılmasına katılıyor musunuz” sorusuna ankete katılanların % 80,9 hayır, %17,6’sı ise evet cevabını vermiştir. Ankete katılanlar zorunlu din derslerinin okul öncesinden başlatılmasına itiraz etme gerekçeleri olarak, “çocukların erken yaşta ayrımcılık ve mezhepçilikle tanışmasını sağlayacağı” “Laik ve bilimsel eğitime aykırı olduğu” “Çocuğun bilimsel ve eleştirel düşünme kabiliyeti kazanmasını engelleyeceği” olarak ifade etmişlerdir.
• Şura kararları arasında bulunan İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi derslerinin kaldırılmasına ilişkin kararı ankete katıların % 75,6’sı “çocukların hak ve özgürlüklerini öğrenme sürecini olumsuz etkileyeceğinden” doğru bulmadıklarını belirtmiştir.
• Tayyip Erdoğan’ın isteseniz de istemeseniz de öğrenilecek ve öğretilecek dediği Osmanlıca dersinin lise programına dahil edilmek istenmesi hakkında; ankete katılanların % 66’i gereksiz %9,4’ü gerekli olduğu, %24,6’sı ise zorunlu değil seçmeli olarak verilmesi gerektiğini düşünmektedir.
• Şura gündemleri içerisinde “yüksek güvenlikli okullar” ifadesi üzerinden sorduğumuz “disiplin işlemleri gerektiren olaylarda polisin sürece dahil olmasını ” doğru buluyor musunuz sorusuna toplam ankete katılanların %78’i, ankete katılan öğretmenlerin de %95’i hayır cevabını vermiştir.
Şura gündeminden bağımsız olarak, AKP’nin 13 yıllık eğitim anlayışı ve uygulamaları üzerinden sorduğumuz:
• Müzik, resim, beden eğitimi ders saatlerinin azaltılması gerektiğini düşünüyor musunuz sorusuna ankete katılanların %79,3’ü “çocukların sosyal, bedensel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyeceğini düşündüklerini belirtmiştir.
• Yine “sizce bir okulda mutlaka olması gerekenler nelerdir” sorusuna, ankete katılanların %67,6’sı kütüphane, %60,6 laboratuar, %59,6’sı spor salonu, %56,6 bilim odası ve çok amaçlı salon, %50,3’ü revir olarak yanıt verirken; mescit mutlaka olmalı diyenler %8,6 oldu. Ayrıca ankete katılan öğretmenlerin %11,1’i, velilerin ise % 7,2’si bir okulda mutlaka mescit olmalı yanıtını vermiştir.
• Okullarda derslere türbanlı öğrencilerin, türbanlı öğretmenlerin girmesinin, din derslerinin sayısının artmasının eğitim ortamına etkisi ne oldu sorusuna verilen cevaplar; okullarda ayrımcılık her geçen gün daha da hissedilirken, mezhepçilik kutuplaştırmaya yol açarken, laik ve bilimsel eğitime ilişkin tüm değerler zedelenmiştir.
Anket sonuçları da göstermiştir ki: Bu şura eğitimin gerçek ihtiyaçları, öğretmen, öğrenci ve velilerin taleplerini değil, padişaha tebaa, patronlara köle olacak bir nesil yaratmanın ihtiyacı olarak bir Din şurası olarak gerçekleşmiştir. Kararları ve önermeleri ile laiklik düşmanıdır, kadın düşmanıdır, bilim düşmanıdır, eğitim düşmanıdır. Şuranızı ve kararlarınızı tanımıyoruz, uygulatmayacağız.
Bugün buradayız. 2014-2015 eğitim öğretim yarıyılında karnelerini alan 18 milyon öğrencinin sesiyiz…
Eğitimde yaşanan öncelikli sorunların ele alınmadığı, öğretmenleri itibarsızlaştırmaya ve güvencesizleştirmeye devam eden kararların alındığı, pek çok konunun bilimsel araştırma bulgularıyla örtüşmediği; Eğitim Psikolojisi, Gelişim Psikolojisi, Öğrenme Psikolojisi gibi alanların temel bilgileriyle çelişen, çocukların gelişim dönemlerine uygun olmayan derslerin okutulmasını öngören kararların alındığı şuranıza karşı;
Şunu bilin ki; değerler eğitimi adı altında zorla, dayatmayla vermeyi planladığınız din eğitimine de ilkokul 1. sınıftan itibaren zorunlu din derslerinin verilmesine de izin vermeyeceğiz. Karma eğitimi kaldırmanıza, mezar taşı okumaktan başka hiçbir işe yaramayacak olan Osmanlıca derslerinin zorla öğretilmesine izin vermeyeceğiz. Okullarımızda laboratuvar, bilim odası, kütüphane, spor salonu, revir yokken var olanları bodrum katlarda işlevsizleştirmenize, okullara mescit yapmanıza izin vermeyeceğiz. Çocukları katleden polisin “yüksek güvenlikli okul” bahaneleriyle okula girmesine sessiz kalmayacağız. Ne gerici kadrolaşmanız için okullarımızdaki öğretmenlerimizin istekleri dışında, eğitimin esas öznelerine sorulmadan başka okullara gönderilmesine ne de okullarımızın imam hatipleştirilmesine izin vereceğiz. Okullarımıza dokundurtmayacağız!
Çocuklarımız özgürce büyüyebilsin diye parasız, anadilinde, laik, bilimsel eğitim için; gerici, mezhepçi, cinsiyetçi, bilim düşmanı, kadın düşmanı şuranızı tanımıyoruz! İzin vermeyeceğiz. Siz yaptıkça, milyonlarız bozarız!
HALKEVLERİ ANKARA EĞİTİM HAKKI MECLİSİ
SILA UZUNPINAR