Ne boş vaatler istiyoruz ne de sadaka, haklarımız için mücadele ediyoruz

Per, 16/04/2009 - 08:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Halkevleri emperyalizme karşı, tam bağımsız bir ülke; gericiliğe karşı halkın aydınlanma mücadelesinde 77 yaşına girdi. Bu ülkenin yoksul mahallelerinin vicdanı, öncüsü olan Halkevleri, halk sıcaklığının buluştuğu yerler olarak, halkın haklarını savunma mücadelesinde kararlılıkla yoluna devam ediyor.

77. mücadele yaşımızı kutladığımız bugünlerde, ülkemizde yeni bir seçim döneminin içindeyiz. Ekonomik krizin yıkıcı etkilerinin her gün daha fazla hissedildiği bir dönemde yerel seçimler için sandık yine önümüze koyuldu. Siyasi partilerin kısır seçim çekişmeleri arasında halkın dertlerini umursayan yok. Hırsızlık, yolsuzluk dosyalarının havada uçuştuğu, ahlak ve adalet sınırlarını çoktan aşmış bulunan en rezil seçim süreçlerinden biri yaşanırken, halkın büyük bir kesimi neredeyse sadece hayatta kalmaya çalışıyor. Halk kendi derdinin, yaşam savaşının telaşına düşmüş bir durumda.

Halkla adeta alay edercesine, kömür ve makarna dağıtımları seçimler nedeniyle alabildiğine hız kazanmış durumda. Bu ülke vatandaşlarına yaşamlarını onurluca sürdürecekleri bir iş sağlamak yerine, elektriği olmayan köylere buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtma garabeti mevcut iktidarın zihniyetini açıkça ortaya koymaktadır.

30 yıldır ülkemizde yaşanan yıkıcı neo-liberal dönüşüm devleti olduğu gibi belediyeleri de kar amacı güden şirketler haline getirmiştir. Bugün AKP hükümeti aracılığıyla sürdürülen uygulamalarla yaratılan sadaka devleti, sosyal devlet diye yutturulmaya çalışılmaktadır.

Ülkemizdeki oluşturulan bu sadaka devletinin en önemli pratik uygulayıcıları da AKP belediyeleridir.

HALKÇI BELEDİYE DEMOKRATİK YEREL YÖNETİM İSTİYORUZ

Biz Halkevleri olarak, devleti-belediyeyi şirket, halkı müşteri gibi gören bir anlayışı kabul etmiyoruz. Halkın kentsel kamusal haklarının, kent yaşamının olmazsa olmazları olan; temiz ve ucuz su hakkının, enerji hakkının, ulaşım hakkının ve en önemlisi barınma hakkının en temel yaşamsal haklardan olduğunu düşünüyoruz.

Halkevleri olarak bugünkü AKP iktidarının ve onun belediyelerinin bugünkü sürecin esas sorumlusu olduğunun bilincindeyiz. Ancak, AKP’ye alternatif olduğunu söyleyenler de halkın en temel hakları konusunda kayda değer bir program açıklamamıştır. Mevcut siyasi partilerin seçim vaat ve programlarında bu temel kamusal hizmetlerin halk tarafından kullanılması bir hak olarak değerlendirilmemektedir. Halkın haklarını gözetmeyen bir siyasi oluşumun AKP’nin neo-liberal ve gerici uygulamaları karşısında hiçbir şansı yoktur.

Bugün AKP’nin yerelde 15 yıldır, merkezde 7 yıldır iktidar olduğu ülkemizde durum nedir?

Kentin temizliği on yıllarca parasız yapılırken önce paralılaştırılmış sonra özelleştirilmiştir.

Kent içi ulaşım on yıllarca kar amacı güdülmeksizin gerçekleştirilirken ve öğrenciler çok ucuza taşınırken şimdi kent içi ulaşım büyük bir kar kaynağı haline getirilmiş, belediyeler özel otobüslerden daha pahalı ulaşım hizmeti vermektedir.

Şehir suyu giderek içilemez hale gelmiş, bu içilemez su ise fahiş fiyata halka satılmaktadır. Atık su bedeli adı altında soygun büyütülmüştür.

Barınma adına neredeyse hiç yatırım yapılmamaktadır. Kentler gecekondulaşma yoluyla büyümüş, bugün ise belediyeler barınma sorununu çözmek değil, kent rantını ele geçirmek amacıyla kentsel dönüşüm uygulamaları yapmaktadır.

Koruyucu sağlık hizmetleri nerdeyse tarihe karıştı. Yerel yönetimlerin tek tük sağlık birimleri ise ya ticarileştiriliyor ya da kapanıyor.

Gıda ve fiyat denetimi serbest piyasanın işleyişine terk edilmiş, kanserojen gıdalar ortalığı kaplamıştır.

Sosyal yardım işleri ise önce bir hak olmaktan çıkartılmış sonra da sadaka yöntemiyle seçmenin oyunu almayı hedefleyen bir biçimde yeniden yapılandırılmıştır.

Halkevleri, uygulamalarıyla sermayenin değil, halkın çıkarlarını esas alan bir belediyecilikten yanadır. Bir milyona yakın insanın işsiz kaldığı ve ülkemizin bütün üretken altyapısının çökme noktasına doğru sürüklendiği bu günlerde, daha da derinleşecek olan ekonomik krizin yıkıcı etkileri de göz önünde bulundurulduğunda halkın yaşamsal sorunlarını acil olarak öne alacak bir belediye istiyoruz. Biz halktan yana bir belediye istiyoruz.

Halkevleri, halkın sokağıyla mahallesiyle yaşadığı kent hakkında söz ve karar sahibi olmasını savunuyor. Şeffaflık-katılımcılık gibi sözlerle göz boyama amaçlı sözde demokrasi gösterilerine karşıyız. Kentin planlanmasından yönetilmesine kadar, yerel yönetimin her safhasında halkın söz, karar ve yetki sahipliğinin esas alınmasını istiyoruz. Biz demokratik bir belediye istiyoruz.

Halkevleri, Kendini devlete ya da belediyeye karşı değil halka karşı sorumlu olarak görecek, halkın dayanışmasını, mücadele ve örgütlenmesini geliştirmeye kendini adayacak bir muhtarlık anlayışını savunuyoruz. Muhtarların yerel yönetimlerde en temel birim olduğunun bilinciyle halkımızı halkın muhtarlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Halkevleri’nin halktan başka kimseye verilmiş bir sözü yoktur. Halkevleri’nin halkın çıkarlarından başka hiçbir özel çıkarı yoktur. Halkevleri, seçim sonrasında belediyelerin başında her kim olursa olsun, halkın en temel yaşamsal haklarını ve çıkarlarını savunmaya devam edecektir.

Şartlarımız Var !

1-     Yerel yönetim hizmetlerinde kar amacı güdülmemelidir.

2-     Her haneye 18 m3 su, 140 m3 doğalgaz, 230 KW saat elektrik ücretsiz olmalıdır.

3-     Sabah 06.00-09.00 ve akşam 17.00-21.00 saatleri arasında ulaşım ücretsiz olmalıdır.

4-     Okullarda ısınma, su, elektrik parasız olmalıdır.

5-     Hiç kimse kentsel dönüşüm adı altında evinden yerinden atılmamalıdır.

6-     Yerel yönetimler tüm yoksulların beslenme, barınma, eğitim, sağlık ihtiyaçlarını gidermelidir.

İlknur Birol

Halkevleri Genel Başkanı