Çernobil’in yıldönümünde, sermayenin enerji projelerine karşı mücadeleye

Pt, 24/04/2006 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Ukrayna’daki Çernobil nükleer reaktöründeki kazanın ardından tam 24 yıl geçti. Kaza sırasında oluşan radyoaktif bulutlar Avrupa’ya ve Karadeniz’e yayılmış kaza sonucu ölenlerin sayısı hakkında 4 binden, 200 bine kadar çeşitli tahminlerde bulunulmuş, önümüzdeki nesiller de dahil olmak üzere yüzbinlerce kişinin kansere yakalandığı ve yakalanacağı belirlenmişti.

Türkiye’de ise dönemin iktidar üyeleri, halkın sağlığını güvence altına almak yerine radyoaktif bulutların getirdiği yağmurlarla zehirlenen çayları basın önünde içmekten geri durmamış, Kenan Evren “biraz radyasyonun kemiklere yararlı” olduğunu iddia etmişti.  Tüm bu gelişmelerin ardından Karadeniz bölgesinde artan kanser oranları endişe yaratmıştı.

2006 yılında “Karadeniz kararmasın, kanserden ölümler kaderimiz değildir” başlığıyla tüm bölgede kanserden ölüm oranını tespit etmek ve devleti bu konuda sorumluluk almaya zorlamak yolunda sürdürdüğümüz kampanyada erken tanı, tedavi ve bu hizmetlerin ücretsiz verilmesi için gerekli yatırımların yapılması için yaygın bir çalışma yürüten Halkevleri olarak bugün enerji alanında yaşanan gelişmeleri de kaygıyla takip ediyoruz.

Türkiye’de sermayenin en fazla ilgi gösterdiği sektör olan enerjide, kar hırsı para babalarının gözünü döndürmüş durumda. Türkiye’de Sinop ve Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santraller için geri sayım başladı. Türkiye’den sermaye grupları, uluslararası tekellerin yanında bu ihaleleri kapabilmek için kırk türlü ayak oyunları çeviriyorlar. Sadece sermayenin gözü dönmüş kar arayışı sadece nükleer enerji alanında gözlenmiyor. Artık tüm akarsularımıza göz dikmiş durumdalar.

AKP iktidarının akarsuların kullanım hakkını Hidroelektrik Santral Projeleri için şirketlere satmasıyla hızlanan yağma saldırıyı doğaya ve tüm canlılara yöneltmiş durumda.

Hidroelektrik Santralleri projeleriyle dereler kurutuluyor, doğal yaşam/ekolojik denge tahrip ediliyor, baraj yapılan bölgelerde halk yerinden ediliyor, tarımsal üretime darbe vuruluyor, yöre halkının suya erişim hakkı engelleniyor. Çeşitli baraj projeleriyle tarihi ve doğal değerler sular altında bırakılmak isteniyor. Sermayenin kar güdüsü önünde hiçbir engel istemiyor. Sonucu ne olursa olsun, yıkmak, yağmalamak ve mutlaka kar etmek istiyor.

AKP iktidarı ise sermaye için buldozer işlevi görüyor. AKP’li Çevre Bakanı dahi, doğayı ve insanı tehdit eden projeleri, kar hesaplarını öne sürerek savunuyor. Üzerinden kar elde edilmeyen suyun “boşa aktığını” savunuyor. Bu aynı zamanda suyu metalaştırma saldırısının temel bir parçası ve iktidarın doğaya sadece sermayenin “kar” güdüsüyle baktığını gösteriyor. İktidar halktan gelen tepkilere, taleplere kulaklarını tıkayarak sadece ve sadece para babalarının çıkarlarını kolluyor.

Çernobil’in yıldönümünde bir kez daha uyarıyoruz. Nükleer santral başta olmak üzere, enerji şirketlerinin daha çok kar etmesini hedefleyen tüm enerji projeleriniz halkı ve doğayı tehdit etmektedir. Bu projeler gayrimeşrudur ve Halkevleri bu projelere karşı halk direnişlerini kurmak ve desteklemek adına elinden geleni ardına koymayacaktır. Halkın sağlığına ve doğaya zarar verenler bunların hesabını vermekten kaçamayacaklardır.

Nuri Günay

İstanbul Halkevi

Yönetim Kurulu Başkanı