AKP’nin zam paketi halkın krize karşı şartları var

Cu, 14/08/2009 - 08:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

“Ekonomik kriz teğet geçecek…”, “Biz krizi fırsata çevireceğiz…”, “Bütün dünyayı etkiliyor, bizde de bir sürtünme yaratacak…” Başbakanın küresel kriz dünya ve ülke gündemine girdiğinden beri sarf ettiği sözlerden birkaçı.

Geçtiğimiz ayların kısa özetini herhalde iki cümleyle yapabiliriz. Birincisi Başbakan şahsında bütün hükümet teğetti, sürtünmeydi diyerek bizleri kandırdı ve seçim sürecinde kesenin ağzını açarak kizin sonuçlarını fazlaca hissettirmedi. İkincisi fırsat sözüne kimin için diye sorulacak bir soruya bağıra bağıra defalarca sermaye için diye cevap verdi. Kısacası kriz bir yandan bizi deldi geçti diğer yandan patronlar için fırsata dönüştü.

Ancak tüm bu politikalar önlenemez bir kötü gidişi beraberinde getiriyor. Bütçe açığı yılın ilk göre yüzde 1310 artarak 23.2 milyar TL’ye ulaştı. Gelirler ise yüzde 0.9 azaldı. Önümüzdeki kısa dönemde İMF’nin de direktifleri doğrultusunda hedef olarak belirlediği AKP’nin gözünü diktiği üç alan belli. belediyeler, Sosyal Güvenlik Kurumu ve tarım. Seçim döneminde kaşıkla pay verilen bu alanlardan şimdi kepçeyle alınacak.(1)

Hükümet yaşanan ekonomik yıkımın faturasını tamamen halka ödetmeyi planlıyor. Mali disiplin adı altında kamuda bazı harcamaların kısılmasıyla ve akaryakıtla başlayan zamlar önümüzdeki günlerde yağmur gibi gelecek. Basına yansıyan haberlere göre hükümetin bürokratları 37 maddelik tam bir kemer sıkma planı hazırlamışlar. Plana göre 2011 yılı sonuna kadar alınacak ekonomik tedbirlerden 57 milyar getiri hedeflenmekteymiş.

Bilindiği gibi akaryakıttaki ÖTV'nin artırılması, pasaport ve ehliyet başta olmak üzere değerli kâğıt bedellerinin yüzde 50 artırılması, cep telefonların alınan ÖTV'nin asgari 40 TL olarak uygulanması, ilaçta yüzde 22 bandının 15'e çekilmesi gibi uygulamalar gerçekleştirilmiş durumda.

Hükümetin başındaki beyefendilere bunlar da yetmemiş,  Emlak Vergisi ve hususi araçlardaki Motorlu Taşıtlar Vergisi'yle (MTV) ilgili fazladan 1 taksit daha tahsil edilmesi, ilaç katılım paylarının artırılması, sağlık personeline aktarılan döner sermayelerin azaltılması, yurtdışı çıkış harcının 30 TL'ye çıkartılması, yol ve köprü ücretlerinin yüzde 20 artırılması, ilaçta katılım payının emeklilerde yüzde 10'dan 15'e, çalışanlarda yüzde 20'den 30'a çıkartılması, sokak aydınlatma bedellerinin tüketicilere yansıtılarak ödenmesi, memurlara verilen toplu görüşme priminin kaldırılması gibi düzenlemeler yapılması planlanıyor.

Diğer yandan AKP’li Büyükşehir Belediyelerinin seçim döneminde saçtıkları paralardan kaynaklı kasaları boşalmış durumda. Gelirleri de kısılıyor. İETT şoförlerinin maaşlarını öde(ye)meyen İBB bilindiği gibi önce ulaşıma yüzde 15, ardından da suya yüzde 8 zam yaptı.

Hemen ardından YÖK’ün 2009–2010 eğitim-öğretim yılı üniversite harçlarına ilişkin yapılmasını planladığı, birinci öğretimde %8 ikinci öğretimlerde ise %100'den %500'e kadar planladığı zam gündeme geldi. 

Tüm bunlar AKP’nin yoğun bir zam saldırısına giriştiğini gösteriyor. Üstelik yaz aylarının avantajını kullanıyorlar. İnsanlar memleketlerine gitmeye başladığında, okullar kapalı olduğunda ardı ardına zamları sıraladılar. Ve zamlar her alanda hem belediyeler, hem de hükümet tarafından yapılmaya devam edecekler.

Önümüzdeki günlerde İstanbul'un en güzel okullarını sermayeye peşkeş çekmeye çalışacaklar. Ve daha kimbilir şimdilik bizim aklımıza gelmeyen kimbilir neleri, nereleri satmayı planlıyorlar.

Toplumsal muhalefet genel olarak zamlara karşı suskun. Yaz sıcağı, tatil mevsimi muhalefetin suskunluğunun nedenlerinden birisi. Ama krizin hayatı yaşanamaz hale getirdiği bu günlerde bahane bulma lüksümüz olamaz.

Zamlara karşı çeşitli örgütlerden sesler çıkıyor. Halkevcilerin İBB önünde su nöbeti, öğrencilerin harç zamlarına karşı eylemleri bunlardan birkaçı. Ancak ortak bir sesin ülkenin aklını vicdanını temsil eden meslek odalarının, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin ortak bir ses çıkarma zamanı geldi de geçiyor.

Halkevciler bu bilinçle zamlara karşı aktif bir mücadele çizgisi oluşturmalıdır. Birinci hedef zamların engellenmesi, ikincisi yapılan zamların geri aldırılması, üçüncüsü temel hizmetlerin kriz sebebiyle bir kısmının ücretsiz sağlanmasını talep etmek olmalıdır. Halkevciler halkın hakları, krize karşı şartları için AKP hükümetinin yakasını bırakmayacaktır.

(1) AKP’nin vergi ve zam freni boşaldı!...- Mustafa Sönmez (Cumhuriyet)   20 Temmuz 2009

Halkevleri Genel Başkanı

İlknur Birol