Halkevleri 22. Genel Kurul kapanış konuşması - Oya Ersoy

Pt, 18/06/2012 - 14:08
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Sevgili Halkevciler; sevgili yoldaşlarım; yol arkadaşlarım.

 Bugün bir adım daha attık. Yeni bir döneme giriyoruz. Düşmanı daha iyi tanıdığımız; dostlara daha çok ihtiyaç hissettiğimiz, yoldaşların daha sıkı kol kola gireceği bir dönem bu. Daha da önemlisi halkın bizi; Halkevcileri, Halkevleri örgütünü daha iyi tanıdığı, umut bağladığı bir döneme giriyoruz.

Umudumuz kadar sorumluluğumuz da çok büyük. Çünkü halkımızın bizden beklentileri her geçen gün artıyor.

Kapitalizmin krizi, neoliberal masalların inandırıcılığına peş peşe darbeler indiriyor. Ayrı gemilerde olduğumuzu artık gizleyemeyen sermaye, emeğe azgınca saldırıyor. Buna karşılık dünyanın dört bir yanında emekçiler “artık böyle gitmez” diyerek ayağa kalkıyor.

Sermaye çıkarlarının ülkemizdeki iktidarı AKP, kazanılmış haklarımızı, hakkı, hukuku, barışı, kardeşliği, insanlık onurunu ayaklar altına alarak emeğimize, doğamıza, yaşamımıza saldırıyor.

Biz ise meydan okuyoruz! Halkın üzerine bir karabasan gibi çöken AKP karşısında susmuyor, sinmiyor, mücadele ediyoruz, mücadeleye çağırıyoruz. Haramilerin güç törenleri yaptığı, umutsuzların bu güce korkuyla biat ettikleri anda biz onların karşısına halkın hakları mücadelesiyle dikiliyoruz.

Biliyoruz ki: Onların kurtuluşu bizim felaketimiz. Onların refahı bizim sefaletimiz. Onların büyümesi bizim sömürülmemiz. Onların kalkınması doğamızın katledilmesi. Onların yatırımları bizim yerimizden yurdumuzdan edilmemiz. Onların tokluğu bizim açlığımızdır. Hopa’da, Sivas Katliamı davasında, Uludere’de ve daha nice yaşananlar göstermiştir ki ayrı dünyaların, ayrı duyguların insanlarıyız. Acılarımız ayrı! sevinçlerimiz ayrı! umutlarımız ayrı!

Bizim, halkın çıkarından ayrışmış çıkarlarımız yok. Sınıflar mücadelesinin bize bu dönemde yüklediği politik görevi “Halkın Hakları Mücadelesi”ni yükseltiyoruz. Son on beş yılımıza damgasını vuran bu mücadeleyi basitçe bir “ekonomik çıkar” mücadelesi olarak değil eşitlik, özgürlük, demokrasi, kardeşlik ve bağımsızlık mücadelesinin gerçek anlamına kavuştuğu sınıfsal zemin olarak örgütlüyoruz.

Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kamusal hakların kazanılması mücadelesi, aynı zamanda demokratik halk iktidarına gidecek yolumuzu açacaktır. Bu hedef bugünden yarına “kesintisiz” ilerlemenin yoludur.
Emperyalizme ve faşizme karşı militan, meşru ve kitlesel mücadele tarzımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu uğurda mücadele tarzımızı izin ya da icazet belirlemeyecek. Bizim için esas olan halk nezdinde meşruiyettir. Özel yetkili savcılar nezdinde değil. AKP, cemaat ve sermaye nezdinde hiç değil!
Örgütlenme anlayışımız, politik çizgimiz ve mücadele tarzımızla aynı zamanda tutucu, bürokratik kalıpları kırıyor, politik mücadeleye güncel devrimci içeriğini kazandırıyoruz. Sol saflara sızmış, solu hantallaştıran, liberal davranış kalıplarını kırıyoruz.
 Egemenlerin ezberini bozuyoruz. Tekerlerine çomak sokuyoruz.

Kent arazilerinin, vadilerin sermayeye peşkeş çekilmesini engellediğimiz için Gökçek bas bas bağırıyor.

Halkın ulaşım hakkına yüksek zamlarla yapılan saldırıların simgesi haline gelen turnikelerin nasıl işe yaramaz hale getirilebileceğini gösterdik.

Halkevcilerin bulunduğu yerlerde “katkı payı” adı altındaki haraçları, toplanamaz oldu.

HES projeleriyle, zehirli madencilik teknikleriyle toprağı, suyu, havayı tahrip etmek ve doğayı talan etmek isteyenleri engelledik.  
Dokunulmazlara halk adına dokunduk, gerçek yüzlerini açığa çıkardık. Rüyalarında bile yumurta gören yalancılar, talancılar, rantiyeciler şemsiyesiz sokağa çıkamaz oldular.

 Hava döndü, gün bizim günümüz. 1 Mayıs meydanlarına, Newrozlara akan yüzbinlerin öfkesinde, çoban ateşleri gibi çoğalan işçi direnişlerinde, rantçılara kök söktüren barınma hakkı direnişlerinde; HES’çilerin, madencilerin, termikçilerin yollarını kesen köylülerin direnişlerinde, 4+4+4 eylemlerinde, kadınların isyanlarında sermayenin, işbirlikçiliğin, faşizmin iktidarı AKP’yi tarihin çöplüğüne yollayacak bir devrim mayalanıyor.

 Bizler bu devrimin işçileriyiz, emekçileriyiz. Yöneticisiyle, üyesiyle; kadınıyla, erkeğiyle; genciyle, yaşlısıyla; alınterimizle, emeğimizle ilmek ilmek örerek bugünlere geldik. Hiç kimseye mal edilemeyecek, herkesin büyük bir keyifle, gönül rahatlığıyla sahiplenebileceği bir birikim yarattık.  Ve yine aynı yoldaşlık, aynı duygudaşlıkla geleceğe yürüyoruz.

 Uzun, meşakkatli bir yoldan geliyoruz. Önümüzde uzun bir yol var. Bu yolun bir bölümünü bugün seçtiğiniz yönetimle yürüyeceğiz. Hepimizin emeğine sağlık.

Başta Başkanlığıyla Halkevlerine sayısız katkıları olan ve bu yönetimde de de yer alarak katkılarını sürdüren İlknur Hocama,  

Hayatı boyunca mücadelenin her aşamasında bitmek bilmeyen enerjisiyle  7’ den 70’e tüm Halkevcilere örnek olan Abdullah Hocama,

Ülkenin dört bir yanında inatla, kararlılıkla, militanca mücadele eden tüm halkevcilere yönetim kurulu adına teşekkür ediyorum.    

Yolunuz yolumuz açık olsun