AKP’nin Halkevleri’ne yönelik saldırılarının bir yenisine Adana Gezi Davası’nda tanık oluyoruz. Emniyetin hazırladığı düzmece fezleke savcı tarafından aynen iddianemeye dönüştürülmüş, akılları sıra Halkevleri suç örgütü gibi gösterilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır. Bugün Adana’da hukuk komedisi bir dava daha görülmüş oldu. Savcının polis iddialarına dayanan tamamen yorum ve dedikodu mahiyetindeki iddianamesinin somutlaştırılmasını, örgüt ilişkisi var denilip isim belirtilmeyen kişilerin kimler olduğunun açıklanmasını talep ettik. Ayrıca iddiaya konu olan eylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğundan görevsizlik kararı verilmesini talep ettik. Bu iki talebimiz mahkeme tarafından reddedildi, dava 26 Şubat 2014 tarihine ertelendi. Ayrıca fezlekeyi hazırlayan emniyet mensupları ve savcı hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.
AKP iktidara geldiği günden itibaren uyguladığı neoliberal politikalarla halkın haklarını gaspetmekte Halkevleri ise buna karşı mücadele etmektedir. Halkevleri'nin AKP piyasacılığına, gericiliğine, faşizmine karşı mücadelesi gayrımeşru ve hukuk dışı yöntemlerle engellenmeye çalışılmaktadır. Ancak her ne pahasına mal olursa olsun halkın hakları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Daha önce gerici-yandaş medya tarafından kara propaganda amaçlı haberler yapılmış her seferinde yargıdan gerekli cevabı almışlardı. Defalarca İçişleri Bakanlığı’nın ve Maliye Bakanlığı’nın denetimleriyle baskı altına alınmaya çalışıldık ancak tüm denetimlerden alnımızın akıyla çıktık. Tüm denetimlerde aklanmamıza rağmen Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı Gül’ün onayıyla Halkevleri'nin kamuya yararlı dernek statüsü kaldırıldı.
Adana’da Gezi eylemlerine katılan üyelerimizden Orbay Gayret’in dosyası AKP’nin Halkevleri'ne yönelik nasıl bir tezgah kurmaya çalıştığının ilginç yeni bir göstergesidir.
Savcı emniyetin fezlekesini içindeki uydurma suçları aynen tekrar ederek bir iddianame hazırlamıştır.
İddianamede Halkevleri terör örgütü uzantısı olarak gösterilmeye çalışılıyor. Toplanan delilerden şüphelinin, üyesi olduğu silahlı terör örgütü THKP/C DEV-YOL Devrimci Gençlik örgütü alt yapılanması olan Halkevleri Derneği'nin çağrı....”
“İlk Belirlemelere göre söz konusu protesto gösterilerine silahlı terör örgütleriyle iltisaklı.... Halkevleri Derneği .... “ İltisaklı: birleşik, yapışık, bitişik anlamındadır.
“Halkevleri’nin yapılanmaları”, “Halkevleri'ne müzahir şahısların”, “elde edilen bilgilerden protesto gösterilerine silahlı terör örgütleriyle bağlantılı.... Halkevleri Derneği....” gibi nitelemeler ve anlatımlarla savcı mahkemede ve kamuoyunda bir kanaat oluşturmaya çalışmaktadır.
“Halkevleri Derneği’nin Merkez Yönetim Kurulunda görev yapan (36) şahıstan, (10) şahsın THKP/C Dev Yol, (2) şahsın eşinin THKP/C Dev Yol, (1) şahsın babasının THKP/C Dev Yol örgütüyle bağlantılı olduğu,
Derneğin Genel Yönetim Kurulu Üyesi Çetin UYGUR’un 1991 yılı itibariyle THKP/C Dev Yol Devrimci Gençlik terör örgütü Merkez Komite üyesi olarak faaliyet yürüttüğü,
Derneğin Genel Yönetim Kurulu Üyesi Durdu ÖZBOLAT’ın, 12 Eylül 1980 döneminde THKP/C Dev Yol örgüt mensuplarına yönelik çalışmalarda çeşitli tarihlerde gözaltına alındığı,
Derneğin Genel Yönetim Kurulu Üyesi Ender BÜYÜKÇULHA’nın, Çağdaş Hukukçular Derneği mensubu olduğu, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah ÖCALAN’ın avukatlığını yaptığı, sol ve bölücü örgüt mensuplarının davalarını takip ettiği,”
Bu paragraflardan da savcının delillere başvurmak yerine iftirayla iş yapabileceğine olan inancı ortaya çıkıyor. Halkevleri'nin “Merkez Yönetim Kurulu” diye bir organı yoktur ve hiçbir organında da 36 kişi görev almamaktadır. Genel Yönetim Kurulu 30 kişiden ve Merkez Yürütme Kurulu 9 kişiden oluşmaktadır. Savcı bu kadar ciddi suçlama yaparken Halkevleri Tüzüğü'nü dahi okumamıştır. Dernek yönetiminde bulunmasının önünde yasal engel bulunmayan kişileri keyfi olarak suçlamaktadır. Üç kişi hakkında aslında suç olmayan bilgiler verirken diğerleri hakkında bir bilgi dahi vermeye gerek dahi duymamıştır. Hızını alamayıp eşlerinin ve babalarının sicilini de delil saymaya çalışmış ancak bu saçma iddiaları delillendirmeye dahi tenezzül etmemiştir.
“1991 yılı itibariyle THKP/C Dev Yol Devrimci Gençlik terör örgütü Merkez Komite üyesi” olarak suçladığı Çetin UYGUR hakkında bu konuda ne açılmış bir dava ne de verilmiş bir hüküm bulunmaktadır. İşin daha komik tarafı bir gençlik örgütünün merkez komitesi olarak suçladığı kişi 73 yaşındadır.
Durdu Özbolat ise 2007’den beri Kahramanmaraş milletvekilidir.
Savcının nasıl bir hukuk anlayışı olduğu Ender Büyükçulha’nın kimlere avukatlık yapıp yapmayacağını takdire kalkışmasıyla daha da açıklığa kavuşuyor. Cinayet davalarına baksa katil, hırsızlık davalarına baksa hırsız sayacak herhalde.
“terör örgütü üyeliği suçunun delili niteliğinde olan dergi, bilgisayar çıktısı yazılar, el ilanı ve kitaplar ile suçun işlenmesinde kullanılan maske’nin .....”
Orbay Gayret’ten elde edilen yayınlar listesindeki kitaplar ve dergiler arasında yasaklanmış yayın bulunmadığına dair Güvenlik Şube Müdürlüğü'nün yazısı mevcuttur, buna rağmen savcı bu kitapları “örgüt üyeliği suçunun delili niteliğindeki dergi, kitaplar” olarak niteleyebilmektedir.
Bu yaptığı şey AKP hukuku açısından bilinmez ama evrensel hukuk normları açısından suç teşkil eder.
Fezleke ve iddianame birbirinin kopyasıdır ve bu saçmalıkların mucitleri 3. Sınıf emniyet müdürü Yusuf Ziya Toprak ve Cumhuriyet Savcısı Atilla Rahimi’dir. Ve kendileriyle alay ettikleri yargı önünde hesaplaşacağımızı söyleyelim.
Halkevleri itibarını ne Hikmetyar’ın dizinin dibinden ne de Beyaz Saray’ın sorgusundan geçerek almıştır. Biz itibarımızı bu ülke halklarının emeğinden alınterinden kültüründen ve barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesinden aldık. AKP ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve adamları istedikleri kadar saldırabilirler. Biz tarihimizle onur duyuyoruz; Halkevleri tarihinde halkına sırtını dönmek yoktur, halkımız AKP’nin saldırısı altındayken de, yaz boyunca onlarca insan kör edilirken yüzlercesi sakat bırakılırken, yedi tane gencimiz öldürülürken elbetteki tarihsel sorumluluklarının gereği olarak halkın haklarını en önde savunduk; savunmaya devam edeceğimizden de kimsenin kuşkusu olmasın.
Baskılar, provakasyonlar, operasyonlar Halkın Hakları mücadelesini durduramayacak.
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı