AKP konuştukça kadınlar ölüyor, kadına yönelik şiddet artıyor, savaş büyüyor! AKP, 12 yıllık iktidarı boyunca kadın düşmanı sözleriyle, gerici politikalarıyla, erkek egemen yargısıyla kadınları hedef göstermiş ve kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bugün de Arınç’ın açıklamalarıyla, kadın cinayetlerine verilen tahrik indirimleriyle, cihatçı çetelere IŞİD’e verdiği destekle bunu sürdürmektedir.
AKP konuştukça erkekler Temmuzda 33 kadını katletti!
Kadın cinayetlerinin gün geçtikçe arttığı AKP hükümeti döneminde, Alile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın söylediklerinin tam tersine 2014 yılının ilk yedi ayında erkekler 162 kadın öldürdü; 61 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti; 362 kadına şiddet uyguladı. Temmuz ayında ise erkekler 33 kadını öldürdü, 3 kadına tecavüz etti, 70 kadına şiddet uyguladı.
Koruma başvurusu yapmış olmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle hayatlarını kaybeden pek çok kadın var. Kadın cinayetleri bu denli atarken AKP’nin erkek egemen yargısı kadınları değil erkekleri korumuştur. Boşanma davası sürerken 3 yıllık eşini bıçakla yaralayan erkeğe, kadının otomobilde 'hafif yana yatmış vaziyette oturması' ve 'tayt giymiş olmasından’ tahrik indirimi verilmiştir.
Tıpkı 17 Eylül 2012’de Mamak’ta kocası tarafından öldürülen Zülfü Öztürk’ün ‘beyaz pantolon giymesi’ ve ‘pembe telefon kullanması’ haksız tahrik indirimi olarak sayılmıştı. AKP ile artan kadın cinayetleri, yargının erkeği koruyan kararları ile meşrulaştırılmaktadır.
AKP konuştukça kadın emeği sömürülmeye devam ediyor!
AKP’nin kadınlara müjde diye sunduğu Kadın İstihdam Paketi’nden ucuz, esnek ve güvencesiz çalışma ile daha çok çocuk doğurabilme çıktı. Kadının hem 3-5 çocuk bakabileceği, hem de ucuz emeğini satabileceği, kadına özel bir istihdam biçimi yarattılar.
Siz konuştukça yürüttüğünüz kirli savaş politikaları en çok kadınları hedef alıyor!
Ortadoğu’lu kadınlar için büyük bir tehlike oluşturan IŞİD, bizzat AKP eliyle besleniyor. Ele geçirdikleri yerlerde ilk işleri kadınların sokağa çıkmasını yasaklamak olan IŞİD, recim ve kadın sünneti ile AKP’nin gericiliğinin ve kadın düşmanlığının ileri boyutu olarak karşımıza çıkıyor.
19 Mayıs’ta Şırnak Cizre'de, sınırı geçmeye çalışan Rojavalı bir ailenin üzerine Türk askerince ateş açılması sonucu 28 yaşındaki iki çocuk annesi bir kadın, çocuklarının gözleri önünde vurularak hayatını kaybederken cihatçı çetelerin sınırdan geçişlerinde ise hiçbir sorun yaşanmıyor.
16 Temmuz’da Rojava-Cizre sınırından Türkiye’ye geçmeye çalışan bir kadın Katran sınır karakoluna bağlı askerlerin tecavüzüne uğradı. Tecavüzün bir savaş silahı olduğu bu coğrafyada şimdi de Rojavalı kadınların bedenleri birer savaş alanına dönüştürülmektedir. Bu tecavüz yalnızca askerlerin eylemi değil, AKP’nin savaş ve sınır politikalarının bir sonucudur.
Siz konuştukça Gericiliğin kadın düşmanlığının iki yüzü de ortaya çıkıyor!
Kadının adının ve yerinin olmadığı bir seçim süreci ile yeniden karşı karşıyayız. Bir tarafta bildiğimiz, yıllarca mücadele ettiğimiz, kadın düşmanlığı defalarca kanıtlanmış Tayyip Erdoğan. Diğer tarafta CHP ve MHP’nin çıkardığı, AKP ile derinleşen “ılımlı İslam modelinin” emperyalistlerce “uygun adaylarla” yola devam edilmesinin bir parçası olan, tüm kesimlere “kurtulmak için mecbursunuz” denilen Ekmeleddin İhsanoğlu. İhsanoğlu’nun bir röportajda kürtaj hakkı sorusuna verdiği “İnanç meselesi ve hayat meselesi… Verilen canı, insanın alma hakkı var mıdır?” yanıtı, Tayyip Erdoğan’ın “kürtaj cinayettir” açıklamalarının bir diğeri olmuştur. Kürtaj hakkını tartışmaya açmak, yasaklama girişiminde bulunmak gericiliğin kadınlar üzerindeki en önemli denetim araçlarından biridir. Biz kadınlar kadın düşmanlığının, gericiliğin iki yüzüne de mecbur değiliz. İkisi de bizi temsil edemez, yakalarını bırakmayacağız diyoruz.
Arınç konuştukça ise biz kadınlar kahkahalarımızı daha yüksek sesle atıyoruz!
Kadın cinayetleri her geçen gün artarken bir de AKP’nin kadın düşmanı sözcüsü Bülent Arınç’tan ahlak dersi geldi. Katıldığı toplantıda kadınlara seslenen Arınç “Kadın iffetli olacak. Herkesin içinde kahkaha atmayacak.” dedi. Gelen eleştirilere cevap vereyim derken daha fazlasını yaptı ve “kocasını bırakıp tatile çıkanlar, direği gördüğünde dayanamayıp direğe çıkanlar… Böyle bir hayatın içinde siz olabilirsiniz… Size ancak acıyabilirim.” dedi. Şaşırmadık! Daha iki yıl önce Aylin Nazlıaka’nın kürtaj tartışmasında dile getirdiği “Başbakan vajina bekçiliğini bıraksın” sözlerine karşı, Arınç “Evli bir bayan milletvekili, çocuğu olan milletvekili organını nasıl böyle açıkça konuşabilir, nasıl bundan yüzü kızarmaz” ifadesini kullanmıştı. Gün geçmiyor ki Arınç’ın düşmanlığı tüm hızıyla devam ediyor. Dün yaptığı açıklamada “Toplum, 76 milyonsa ve bunun yarısı kadınlarımızsa bunların içinden 576 kişinin, böyle fotoğrafçı çağırarak, gazeteci çağırarak beni eleştirmiş olması, hatta hakarete yeltenmiş olması, çok önemli değil. Sivrisinek ısırığı bile bundan daha değerlidir” diyor.
Artık yeter! Mutsuzluğun iktidarını biz kadınlar kahkahalarımızla yıkacağız!
Siz mutsuzluğun iktidarısınız, biz kahkahalarımızla eşit ve özgür dünyayı inşa etmek için yan yana, omuz omuza duran kadınlarız!
Bizim kahkahalarımızda hayat var, yaşam var, özgürlük var, eşitlik var. Sizin iktidarınızda ise kadın düşmanlığı, gericilik, katliam, emek sömürüsü, zorbalık, tacizin ve tecavüzün meşrulaştırıldığı yasalar, çocuk gelinler, savaş, kadını aile içine hapsettiğiniz bir düzen var.
Siz yıllardır gericilikten ve kadın düşmanlığından beslenen iktidarınıza, biz kadınları tehdit olarak görenlerdensiniz.
İşte bu yüzdendir ki gülmek devrimci bir eylemdir ve en büyük kahkahayı gerici, kadın düşmanı iktidarınızı yıktığımızda atacağız!
HALKEVCİ KADINLAR