Sizler, bulunduğunuz mahallelerde halkın oylarıyla seçildiniz. Halkın mahalle vekillerisiniz. Ne Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne Başbakan Ahmet Davutoğlu ne de herhangi bir siyasi parti görevlisi sizleri o koltuğa oturtmadı. O yüzden onlara karşı değil, halka karşı sorumlusunuz. Onların çıkarlarını değil, halkın çıkarlarını savunmalısınız.

Tayyip Erdoğan’ın muhtarları neden topladığını, 13. toplantıya varan buluşmalarında ne konuşulduğunu hepimiz biliyoruz.  Muhtarların sorunlarını dinlemek ve çözüm bulmak için toplamadı. Muhtarlar aracılığıyla halkın sorunlarını dinlemek ve çözüm bulmak için de toplamadı. Bu toplantılarda muhtarlar konuşturulmadı bile. Tek konuşan Tayyip Erdoğan oldu. Ve muhtarlara kendi laflarını köy ve mahallelerde yayma görevi verdi. Onlardan Tayyip Erdoğan’ın muhtarları olmalarını istedi.

Hırsızlığın muhtarı olmayın!

Hepimiz biliyoruz, hepiniz biliyorsunuz, akrabaları ve yakın arkadaşlarıyla birlikte halkın milyarlarca dolarının kendi kasalarına, ayakkabı kutularına aktarıldığını. Hepimiz “oğlum paraları sıfırla” dediği sesini işittik. Hepimiz “hediye kol saatlerini” gördük. Hepimiz pis işlerin kokusunu duyduk. Hepimiz rüşvete, ihaleye fesat karıştırmaya, kupon arazilerin el değiştirmesine şahit olduk.

Katliamların muhtarı olmayın!

Hepimiz biliyoruz, hepiniz biliyorsunuz, 7 Haziran’dan beri 1000’e yakın insanımız tek bir nedenden dolayı hayatını kaybetti; AKP’nin yeniden tek başına hükümet olması ve dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın diktatörlük uygulamalarının kolayca devam etmesi için. İstikrarsızlık yaratıp, huzursuzluk yaratıp, terör yaratıp sadece kendilerine çalışan düzeni korumak için tehdit ve şantajla halktan oy istiyorlar.

Talanın, yağmanın muhtarı olmayın!

Sizler, hepimizden daha iyi biliyorsunuz, bulunduğunuz köyün/mahallenin arazilerinin “birilerine” nasıl peşkeş çekildiğini, yağmalandığını. Sizler, hepimizden daha iyi biliyorsunuz. Bu araziler halkın çıkarı için değil, AKP’ye yakın olanların, başkanın adamlarının çıkarı için yağmalandı, yağmalanıyor. Sizler, hepimizden daha iyi biliyorsunuz, “bu işler” için de sizlerden yardım isteniyor.

Diktatörlüğün muhtarı olmayın!

Hepimiz biliyoruz, hepiniz biliyorsunuz, tarih hiçbir diktatörü saygıyla yad etmez. Tayyip Erdoğan da bundan muaf olmayacak. 1 Kasım’da hangi sonuç çıkarsa çıksın diktatörlükle özdeşleşen uygulamaları tüm halk nezdinde meşruiyetini kaybetmiştir. Geleceğini ona bağlayanlar onunla birlikte çökecek, onunla birlikte halkın vicdanında “affedilmez bir suçlu” olarak yerlerini alacaklar.

Halkın muhtarı olun!

Kendiniz için, oylarıyla seçildiğiniz mahalle ve köy halkı için diktatörlüğün, zorbalığın, yağmanın karşısında onurlu yerinizi alın. Kendiniz için, oylarıyla seçildiğiniz mahalle ve köy halkı için çocuklarımızın, torunlarımızın hepimizin geleceği için doğamıza, suyumuza, havamıza sahip çıkın. Kendiniz için, oylarıyla seçildiğiniz mahalle ve köy halkı için diktatörün çıkarının değil, halkın çıkarının yanında yerinizi alın.  Sarayın değil, halkın muhtarı olun!

Oya Ersoy

Halkevleri Genel Başkanı