Adana’da öğrenci katliamı! Artık yeter! - Oya ERSOY

Çar, 30/11/2016 - 13:28
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Adana’nın Aladağ ilçesinde “Süleymancılar” olarak bilinen cemaate ait “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda” çıkan yangında 11’i çocuk 1’i görevli 12 kişi hayatını kaybetti, 22 kişi yaralandı. Yaşanan katliamdır!
Yangının çıkma nedeni, çöken çatının ahşaptan yapıldığı, ihmaller ortaya çıkacak ve mutlaka yaşanan katliama mantıklı gerekçeler bulunmaya çalışılacaktır. Olayın talihsiz bir kaza olduğu söylenecek, ölenlere rahmet, ailelerine başsağlığı dilenecektir. Çocukların yakınları “kader” denilerek avutulmaya çalışılacaktır. Ülkenin ise bu katliamı görmesi istenmeyecek, bir an önce olayın gündemden düşmesi için çaba harcanacaktır. RTÜK’ün aceleyle haberlere yasak getirmesi bundandır. 
Kamusal eğitim hakkının gasp edilmesi demek yalnızca eğitim hakkının elinden alınması demek değildir. Yaşadığımız onlarca örnek bu politikanın aynı zamanda can güvenliğini de ortadan kaldırdığını göstermektedir. Bölgede bulunan devlet yurdu yıkılmış, öğrenciler kendilerine mezar olan yurda bu nedenle yerleştirilmişlerdir. Üstelik eğitim alanını örgütlenme ve rant sağlama alanı olarak gören bu cemaatin yurtlarında daha önce de katliamlar yaşanmıştır. Konya’da, 1 Ağustos 2008’de cemaate ait adı “Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu” olan ama aslen kaçak bir Kuran kursu olan binada LPG tankından sızan gaz patlamıştı. Patlama sonucu 17 çocuk yaşamını yitirmiş, 29 çocuk yaralanmıştı. 8 yıldır sorumlular hala cezalandırılmadı.
Gerici cemaatlerle, tarikatlarla ve onların temsilcisi iktidarla sadece ülkenin geleceği değil bugünü de karartılıyor. Katliamın sorumluları yıllardır eğitim sistemini piyasalaştıran, “dindar-kindar nesil yetiştirme” hayalleriyle eğitim alanını tarikatlara, cemaatlere açanlardır. 
Kamusal, laik eğitim yoksa yaşananlar ne yazık son olmuyor. Anne babaların bin bir zorlukla yetiştirmeye çalıştıkları çocuklar devlet yurdundan alınıyor, cemaat yurduna yerleştiriliyor. Fiziki koşullar denetlenmiyor, yurt olamayacak binalar yurt oluyor. Yangın çıkıyor ama yangın merdiveninin kapısı kilitli tutulduğu için öğrenciler kurtulamıyor. Bu yalnızca Adana’da yaşanan bir istisna değildir. Bu eğitim alanında yaşanması olası toplam durumun bir örneğidir. 
Açıktır ki ne taciz-tecavüz olayları ne yaşanan ölümler AKP iktidarını gerici politikalarından vazgeçirmemektedir. Ensar rezaleti yaşandığında “hepimiz Ensar’ız” diyenlerin benzer tavırları göstereceği malumdur.
Adana Aladağ’da çocukların yanarak ölümünün üstünün örtülmesini engellemek bu ülkede yaşayan her yurttaşın görevidir. Yapılacak bellidir, olayın sorumluları derhal ortaya çıkartılmalıdır. Ancak hepsinden önemlisi bir daha yaşanmaması için piyasacı-gerici eğitim politikasından derhal vazgeçilmelidir. Eğitim alanı kamusal, parasız ve laik esaslara göre yeniden düzenlenmelidir. Eğitim alanı üzerine çöreklenen gerici vakıf, tarikat, cemaatlere derhal el çektirilmelidir. 
Adana’da hayatını kaybeden çocukların yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Adana’da yaşanan katliamın son olması için herkesi parasız, kamusal, laik eğitim için mücadele etmeye çağırıyoruz. 
Oya Ersoy 
Halkevleri Genel Başkanı