Halkın ve emek örgütlerinin bütün karşı çıkışlarına rağmen, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası tasarısının TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine devam ediliyor ve emekçiler sokaklarda, alanlarda seslerini duyurmaya çabalarken, yasanın maddeleri mecliste birer birer oylanıp, kabul ediliyor.
AKP iktidarı, bu yasayı eleştirenleri bizzat başbakanın ağzından yalancılıkla itham ederken; gerçekleri çarpıtarak, bu yasanın halkın yararına olduğunu üstelik yüzleri kızarmadan dile getirirken; bir yandan da kendilerini bu yasanın yol açacağı yıkımdan korumak için, akla ve vicdana sığmayan kurnazlıklar sergilemekte.
Bilindiği üzere yasanın TBMM’de görüşülmesi sürecinde verilen bir önerge ile, milletvekilleri ve dışardan atanan bakanlar ile yakınlarının bu yasa kapsamından çıkarılması, bu yasa ile halka reva görülen tedavi, ilaç ve protezlerde katkı payı alınması, yüksek prim ödeme koşulu gibi yükümlülüklerden muaf tutulmaları sağlandı. AKP iktidarı, yediden yetmişe bütün ülke halkını, IMF direktifleri doğrultusunda sağlık ve sosyal güvenlik alanında bir yıkıma sürüklerken, kendisini kollayıp korumayı unutmadı.
Bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından, her nedense yalnızca iktidar güçleri arasındaki çatışmalarda aleyhine bir durum doğduğunda ancak aklına gelen ve partisi hakkında açılan kapatma davası nedeniyle son günlerde de sıkça dile getirdiği “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesinin, bir başka takiye malzemesi olduğu da böylelikle ortaya çıktı. Çünkü GSS yasasının bütünü ve özellikle son yapılan bu düzenleme, her koşulda halkın çıkarlarını savunan, halkın gerçek anlamda söz, yetki, karar hakkını temel alan demokratik bir sistemin değil; açıkça bir “saltanat rejiminin” karanlık yüzüdür.
Belli ki “egemenlik” de, sağlık ve sosyal güvenlik alanında her türlü hak ve olanak da, yalnızca AKP saltanatınındır. Millete düşen ise, piyasalaştırılmış sağlık hizmetleri nedeniyle hastane kapılarında ölmek ve artık ancak mezarda emekli olabilmektir.
Bu gün Halkevciler olarak TBMM kapısında, işte bu kurnazca oyunun farkında olduğumuzu ve kendilerini kayırken, halka bir sosyal yıkımı reva görenleri unutmayacağımızı, bir kez daha ilan etmek amacıyla toplandık.
Önerimiz o dur ki, GSS yasası yalnızca AKP iktidarını ve milletvekillerini kapsamalı; ülke halkına ise her koşulda eşit, parasız, nitelikli bir sağlık hizmeti ve sosyal güvenlik hakkı tanınmalıdır. Böylelikle, bu yasayı canla başla savunanların, her nasılsa bizzat kendilerini bu yasanın kapsamı dışına almasının yol açtığı akla ve vidana aykırılık da, belki bir nebze olsun giderilebilir.
Halka sırtını dönerek IMF’ye uşaklık yapmayı tercih edenler, öncelikle kendileri için efendilerinin sözüne sadık kalmalıdır. Geldikleri noktada nafile bir çaba olarak görülse de, AKP iktidarını yine de onurlu, erdemli, ahlaklı ve vicdanlı davranmaya davet etmek, halkımıza ve ülkemize duyduğumuz sevginin ve bağlılığın bir gereğidir.