Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da katıldığı bir iftar yemeğinde; gündemde olan “Sağlıkta dönüşüm projesi” ve özelde “SSK’ya ait sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığı’na devri” konusunda kimi sözlü açıklamalarda bulunmuştur.
Başbakanın, alışageldiğimiz kendine has ahlak, terbiye ve demagoji unsurlarını fazlasıyla barındıran bu yeni açıklaması, bir çok basın yayın organında yer almıştır.
Başbakan; “Birileri feryada başladı. Niye feryat ediyorlar ? Çünkü çomağı sokuyoruz ya, rahatsızlık başladı” demiştir.
Evet, “birilerinin feryat ettiği” doğrudur. Feryat eden, SSK’nın gerçek sahibi yüzbinlerce işçi ve sağlık çalışanı, onların mesleki, sendikal örgütleri başta olmak üzere bütün bir halktır. Çünkü en temel insan hakkı kapsamında olan ve sosyal devlet gerekleri doğrultusunda planlanması ve sunumu gereken sağlık hizmetleri, AKP hükümeti tarafından liberal ekonominin kurallarına ve sermayenin insafına terk edilmektedir.
Başbakan ve hükümetinin sağlık hakkımıza “çomak soktuğu” da doğrudur. Ancak bilinmektedir ki çomağın ucunu tutan asıl el, IMF ile yerli ve yabancı sermaye aittir. Bütün eksiklerine rağmen –ki sağlık alanındaki mevcut eksikliklerin ve çarpıklıkların sorumlusu, yıllardır SSK’yı ve diğer kamu kurumlarını kendi politik çıkarlarına ve rant ilişkilerine alet eden AKP’in selefi sağ iktidarlardır- varolan sağlık kurumları da, şimdi AKP hükümetinin taşeronluğunda elimizden alınmaktadır.
Kaldı ki; AKP’nin sağlık sisteminde yaşanan sorunları çözme vaadi; ABD’nin Irak’ı kurtarma vaadi ile kıyaslanabilir; sonuçları da benzer olacaktır.
Başbakan, anılan açıklamasında “hastanelerde danışıklı dövüşün olduğunu herkesin bildiğini” de söylemiştir. Bu danışıklı dövüşün adresi ve tarafları ancak ve ancak, AKP hükümeti ile IMF arasında kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarda bulunabilir.
HALKEVLERİ, geçmişten bu güne yoksul emekçi halkımızın çıkarlarının savunusunu amaç edinmiş; halkımızın evi, halkımızın örgütüdür.
Halkımızın sağlık hakkı ile oynanmasına izin vermeyeceğimiz, Başbakan ve AKP hükümeti tarafından bilinmelidir.
Yarın insanlarımız, hiçbir sosyal güvenceye sahip olmaksızın, daha dün kamuya ait iken liberal uygulamalar doğrultusunda yerli ve yabancı sermayenin denetimine girmiş olan hastane kapılarında öldüğünde; Başbakanın bu ve benzeri demagojileri, çarpıtmaları; iktidarlarının devamını sağlamaya yetmeyecektir. Çünkü yoksulluk, açlık, işsizlik, güvencesizlik ve ölüm; her biri yalın gerçeklerdir.
Halkevleri; halkımızın mutlu, güvenli, sağlıklı yarınları için, “herkese parasız sağlık” demektedir.
Halkevleri, bu süreçte haklı ve onurlu bir mücadeleyi yükselten meslek örgütlerinin, sendikaların yanındadır.
Halkevleri; halkımızı, bütün bir kamuoyunu uyarmayı görev bilir;
AKP ve IMF sağlığa zararlıdır !
Mustafa Coşar
Genel Sekreter
27.10.2004