Emeklileri adını bile bilmedikleri bir derneğe üye yapıp, maaşlarından kesinti yapanlar 14 milyon TL’yi zimmetlerine geçirirken yakalandı. Üyelerinin adını bilmediği, emekliler için ne yaptığı meçhul “700 bin kişilik bir örgüt” için SGK tarafından yapılan kesintiler kelimenin gerçek anlamıyla dolandırıcılık suçudur.
Yakalananlar sadece emeklileri sahte olarak üye yapanlar değildir. Aynı zamanda emeklilerin bordrosu olmamasından faydalanarak taşeron bir derneği ihya etmeye çalışanlardır. Bu nedenle SGK’ya soruyoruz, emeklilerden bugüne kadar hangi adlar altında ne kadar kesinti yaptınız? Bu dernek, emeklilerin bilgilerini sizden ne zaman aldılar, bu bilgiler ne gerekçeyle, hangi hesaplar karşılığı derneğe aktarıldı.
Ortadaki suç aynı zamanda siyasi yönleri olan bir suçtur. Hergün demokrasiden, özgürlüklerden bahsetmeye kalkıp daha dün Emekli-Sen sendikasını kapattıranların neyin peşinde olduğu daha net anlaşıldı. AKP iktidarı halkın en temel haklarını, sağlık hakkını, emeklilik hakkını, güvenceli çalışma ve insanca yaşam gasp ederken sesini çıkarmayacak dernekler ve sendikalar yaratmak istiyor. Bu amaçla, halkın, emekçilerin, emeklilerin haklarını savunan her türlü örgütlülüğe saldırırken, sermaye ve iktidar taşeronu örgütler için her türlü desteği esirgemiyor. Emeklilerin maaşlarından yapılan kesinti bu desteğin en arsızca, en yüzsüzce örneklerinden birini oluşturuyor. Bir işçinin sendikaya üye olabilmesi için noter şartı gerekirken, her ne hikmetse bu derneklere 700 bin kişi bir şekilde üye yapılıyor. Açıkça suç işleniyor.
Bu suçun işlenmesinin bir nedeni elbette akçeli kaygılardır. Bu paralarla Ankara’da yaptırılan banyolu, yatak odalı, lüks plazadaki dernek merkezi bu hesapların büyüklüğünü göstermektedir. Ancak diğer taraftan suçun siyasi temelleri de mevcuttur. Bu derneğin yöneticilerinin aynı zamanda SGK toplantılarına katılmaları ve en büyük hak gaspları karşısında dahi çıtlarını çıkarmazken sefalet ücretlerine “teşekkür etmeleri” tesadüf değildir. Bu taşeron örgütler, kazandıklarının hakkını iktidara işbirlikçilik yaparak vermektedir.
SGK olayın ciddiyetinden uzak bir biçimde, emeklilere çağrı yaparak derneklerden paralarını geri isteyebileceklerini söylemektedir. Bu nasıl bir aymazlıktır? SGK bu zararın sorumlusudur ve paraları derhal geri ödemesi gerekmektedir. Dernekten tahsilatı yapması gereken de emekliler değil, bu suçun sorumluluğunu üzerinden atamayacak olan SGK’dır.
Uzun lafın kısası bizler burada hem dernek hem SGK yöneticileri hakkında savcılığa ihbarda bulunmaya geldik. Sadece 18 TL’mizin değil, insanca yaşam hakkımızın her yıl daha fazla gasp edilmesinin hesabını da sormaya geldik. Ve sonuna kadar bu davamızın takipçisi olacağımızı buradan bir kere daha ilan ediyoruz.
Mesut Akıncı
Emekli Öğretmen
Bahçelievler Halkevi Yönetim Kurulu Üyesi