Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait maden ocağında meydana gelen kazada 30 işçimiz yerin 540 metre altına gömüldüler. Onlar daha kara toprağın altındayken Başbakan tarafından dün yapılan açıklamalar büyük bir insanlık suçunu işlerken suçüstü yakalanmanın paniğini yansıtmaktadır.
Patlamanın olduğu maden bir devlet işletmesidir. Devlet, “asıl iş” kapsamındaki galeri açma işini taşeron Yapıtek firmasına vermiştir. “Asıl iş”in taşeron firmaya ihale edilmesi yasalara göre bir suçtur! Devlet bile bile suç işlemiştir!
Madenlerin özel şirketlere ve taşeronlaştırmaya açılmasıyla ve sendikasız, güvencesiz çalıştırmanın bu yolla yaygınlaştırılmasıyla birlikte madenlerdeki iş cinayetlerinde 2008’de 43 işçi, 2009 yılında 92 işçi öldürülmüştür. Zonguldak’ta en son yaşadığımız iş cinayet hariç 2010 yılının ilk 5 ayında da ölen işçi sayısı 37’ye ulaşmıştır. Ancak kar hırsı ve Başbakan’ın çok sevdiği özel sektör mantığı kana doymamaktadır!
AKP hükümeti tarafından çalışma yaşamının her alanında yaygınlaştırılan taşeronlaştırma uygulaması işçileri güvencesiz, sendikasız, iş güvenliği olmadan, sefalet ücretleriyle ve kölece çalıştırmayı hedeflemektedir. Sermayenin kar hırsı dışındaki tüm kriterleri, standartları ezip geçen taşeron sisteminin sonucu olarak tersanelerde, hastanelerde, belediye hizmetlerinde yaşanan olaylarda kaybettiğimiz yüzlerce insan hükümet için bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü hükümet de devleti “özel sektör mantığı” ile yönetmeyi slogan olarak benimsemiştir.
Bu yüzden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer her maden katliamı sonrası ‘maden denetimden geçmişti, ihmal yok’ demeyi gelenek haline getirmiştir. Bugün daha iyi anlaşılmaktadır ki madenlerde yaşananlar “ihmal” değil, “taammüden cinayet”tir.
Ve bu cinayetlerin süreceği Başbakan’ın Zonguldak’taki ifadelerinden de anlaşılmaktadır.
“Bu yörenin insanları aslında bu tür olaylara alışık” ifadesiyle bizlere “Herkes alışsın, ölümler sürecek” denmek istenmektedir.
“Bu mesleğin kaderinde maalesef bu var” ifadesiyle “İş güvenliği, iş güvencesi, sendika, sigorta olmadan çalışmak artık kaderinizdir” mesajı verilmektedir.
“Bu mesleğe giren kardeşlerim bunu bilerek giriyorlar” ifadesiyle tüm topluma “Aç kalmak istemiyorsan sermaye için ölümü göze alacaksın” denmektedir.
Hayır Tayyip Erdoğan, bin kere hayır! Biz sermaye için ölmeye alışmayacağız! Biz iş güvencesi ve güvenliği olmadan çalışmanın kader olmadığını, sizin neoliberal kapitalist düzeninizin bir sonucu olduğunu biliyoruz!
Sizin bilmeniz gereken şey ise işçileri açlıktan ölmekle madende, tersanede, hastanede ölmek arasında bırakan bu düzeninizi “ama bu koşullarda çalışmaya siz kabul ettiniz” pespayeliğiyle savunmanızın emekçilerin öfkesini arttırmaktan başka bir işe yaramadığıdır.
Sorumlu oldukları alanlarda insanlar arka arkaya toplu halde ölürken istifayı düşünmeyen bakanlardan ve onların başından oluşan AKP hükümetini alaşağı edecek olan da emekçilerin bu öfkesidir!
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Sekreteri