BASINA VE KAMUOYUNA

Değerli Basın Mensupları,

Halkevlerini Yalnız Bırakmayan Değerli Dost Kurum Yöneticileri,

Değerli Halkevciler,

31/12/2005 günü kentte yaşanan olayların ardından birkaç gündür gerek yerel basında gerekse ulusal basında kurumumuzla ilgili yanlış haberler yayınlanmaktadır. Yapılan haberlerde kurumumuzda çivili sopalar demirler ve 1 adet ruhsatsız tabanca bulunduğu söylenmektedir. Gelişmeler üzerine kurumumuz olaylarla ilgili bir komisyon oluşturmuş ve gelişmeleri yakından incelemiştir

Olaylar 30/12/2005 tarihinde Çağış Kampusünde başlamıştır. Kendilerini ülkücü olarak adlandıran 50 kişilik bir grup okulun kantininde oturan 7 öğrenciye "burası bizim kalemiz bir daha bu okula gelmeyeceksiniz çıkın buradan" diyerek tehditlerde bulunmuşlardır. Bunun üzerine 7 öğrenci bu okulun öğrencisi olduklarını ve okuldan çıkmayacaklarını söylemişlerdir. Bunun üzerine kantin çalışanı Uğur isimli şahıs (bu şahıs ertesi günkü olayda öğrencilere silahla saldıran ve bu saldırıdan dolayı tutuklanan şahıstır) öğrencilere "kantin bizim sorumluluğumuzdadır sizi bu kantinde istemiyoruz" demiştir. Öğrencilerin kantinin bütün öğrencilere ait olduğunu söylemesi üzerine bu şahıs kantin çalışanları ve 50 kişilik grup öğrencilere sandalyelerle saldırmışlardır. Saldırı sonrası 1 öğrenci başından ağır yaralanmıştır. Gerek olaylar sırasında gerekse olaylardan sonra ne jandarma ne okul yönetimi nede okulun güvenlik görevlileri hiçbir işlem ve müdahalede bulunmamıştır.

Meslek Yüksek Okulu Müdürü öğrencilere "okuldan çıkın yoksa karışmayız" diyerek okul yönetiminin tavrını net olarak sergilemiştir. Öğrenciler okuldan çıktıktan sonra bu sefer okulun terasından 50 kişilik grup ve kantin çalışanları öğrencilerin üzerine jandarmanın gözü önünde kola şişeleri ve okulun demirbaş eşyalarını atarak saldırılarına devam etmişlerdir.

31/12/2005 günü bu sefer NEF önünde 2 öğrenciye 7-8 kişilik bir ülkücü grup saldırmıştır. Bu saldırıda yaralanan öğrenciler gözaltına alınırken saldıran şahıslar ellerini kollarını sallayarak olay yerinden ayrılmışlardır. Bu olayın ardından olayı duyan 3'ü bayan 5 öğrenci arkadaşlarının sağlık durumunu öğrenmek için Atatürk Devlet Hastanesine gitmişlerdir. Acil Servis girişinin önüne geldikleri sırada içinde okulun kantin işletmecisi Halil İbrahim Sarı ve kantin çalışanı Uğur isimli şahsın bulunduğu araç gençlerin üzerine doğru gelmiş ve durmuştur. Araçtan iner inmez öğrencilere saldırmaya başlayan şahıslar öğrencilere silah çekmiş ve darp etmişlerdir. Olay yerinde şahıslara müdahale eden polis şahısları silah ile birlikte gözaltına almıştır.

Basında halkevinde bulunduğu söylenen silah bu silahtır. Hatırlanacağı gibi Halil İbrahim Sarı daha önce kantinlerde uyuşturucu satışı organize ettiği için cezaevinde yatmıştır böyle bir kişinin bu olaylara karışması ve hala kantin işletmelerini elinde bulundurması okul yönetimi ülkücü grup ve bu kişi arasında nasıl bir ilişki bulunduğunu düşündürmektedir.

Yaşanan bu olayları duyan öğrencilerin arkadaşları NEF'te toplanmış ve olaylarla ilgili basın açıklaması yapmak için şehir merkezine doğru yürüyüşe geçmişlerdir. Grup Atalar Caddesi'ne geldiğinde 3-4 kişilik bir ülkücü grup öğrencilere küfürle sataşmıştır. Bunun üzerine bir arbede yaşanmıştır. Arbede üzerine polis hiçbir uyarıda bulunmadan gruba müdahale etmiş ve öğrencileri gözaltına almıştır. Toplam 33 kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlar arasında Balıkesir Halkevi Başkanımız Volkan Erdoğan da vardır.

Öğrencilerden 3'ü olay gecesi 30 kişi ise 2(02/01/2006) gün sonra savcılığa çıkarıldıktan sonra serbest bırakılmıştır. Saldırıda bulunan şahıslardan Uğur isimli kişi nöbetçi hakimlik tarafından ruhsatsız silah bulundurmak ve silahlı tehdit suçlamasından dolayı tutuklanmıştır olayın akabinde polis anlayamadığımız bir şekilde halkevimizin önünü tutmuş ve burada arbededen kaçan öğrencilerle birlikte halkevine gelen insanları gözaltına almıştır. Ertesi gün basına yansıyan haberlerde olay yanlış aktarılmış Balıkesir Halkevi yıpratılmaya çalışılmıştır. Bunun nedeni aslında çok açıktır.

Halkevlerinin tarihine ve icraatlarına bakıldığında nedenler çok daha net görülebilir.

Bilindiği üzere Halkevleri, kurulduğu günden bugüne, ülkemizin aydınlanma ve çağdaşlaşma sürecinde öncü bir rol üstlenmiş; yoksul emekçi halkımızın insanca yaşama özleminin, ülkemizde eşitlik, özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi isteminin savunucusu ola gelmiştir. Bu nedenle doğaldır ki Halkevleri Derneği ve Halkevciler; öteden beri gerici kesimlerin, emperyalizmle işbirliği içinde olan çevrelerin, halkımızı yoksulluğa ve sefalete mahkum eden emek düşmanı, rantiyeci varlıklı sınıfların boy hedefi olmuştur.

73 yıllık tarihimiz, bu tür saldırıların sonuçta hep boşa çıkan örnekleriyle doludur. Ancak bahsi geçen haberlerden anlaşıldığı üzere Halkevleri, 73. yılında yeni bir saldırı ile karşı karşıyadır.

Ve yine görülmektedir ki bu saldırının da failleri, öncekilerle aynı zihniyete sahip malum aktörlerdir.

Halkevlerinin;

-AKP iktidarının IMF direktifleri doğrultusunda; özelleştirmeler, sosyal devletin tasfiyesi, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi kamusal alanların paralı hale getirilmesi, işsizleştirme ve taşeronlaştırma benzeri somut adımlarla, yoksul emekçi halk yığınları aleyhine yaşama geçirdiği liberal politikalara karşı;

-ülkemizi yeniden karanlığa sürüklemek isteyen, halkımızı ortaçağ koşullarında yaşatmayı arzulayan, gerici, düşünce ve yapılara karşı;

-başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin, ülkemiz ve dünyanın kardeş halkları üzerindeki sömürgeci, işgalci kirli emellerine karşı;

son dönemde aktif bir mücadele çizgisi izlemesi, belli ki kimi çevreleri fazlasıyla rahatsız etmiş; böylesi haksız, gerçek dışı ithamlarla derneğimiz yıpratılmaya çalışılmıştır.

Halkımız, Halkevlerini ve Halkevcileri yakından tanır, bilir; hakkımızda söylenenlerin ne denli gerçek olduğu yolunda mutlak hükmü vicdanında kolaylıkla verir. Ancak bugün burada bir kez daha ilan etmek isteriz ki; Halkevleri; yoksulların, emekçilerin, demokratların, aydınların, ilericilerin; halkımızın muhalefet evidir.

Faaliyetlerimizin tamamı yalnızca, ülkemizin ve halkımızın çıkarlarının savunusudur; faaliyetlerimizin ekseni yoksulluğa, işsizliğe, sömürüye, gericiliğe karşı mücadeledir.

Değerli Dostlar,

Halkevleri Derneği ve Halkevciler aleyhinde asılsız ithamlarda bulunanlara, hakkımızda gerçek dışı haber hazırlayan ve hazırlatanlara sesleniyoruz; Halkevlerinin, 73 yıllık tarihinde benzer saldırıları nasıl boşa çıkardığı bilinmelidir. Halkevcilik bir onurdur. Bu toprakların çocukları; bu onuru, başı dik alnı ak, taşımaya devam edecektir. Kamuoyuna saygı ile duyururuz. BALIKESİR HALKEVİ