Sarıyer Belediye Başkanı Sarıyerlilere hesap verecek!

Ct, 04/11/2006 - 09:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Değerli Komşularımız, Değerli Basın Emekçileri


Doğanın değişmez, değişemez kanunları vardır. Yağmur hep yağar az ya da çok. Deprem dünya var olduğundan beri şu ya da bu şiddette dünyayı sallar. Havada her zaman mikroplar dolaşır, verem ya da grip. İnsanın da sahip olduğu bir aklı vardır. Bu aklı ona doğa kanunlarını insanlığa en az zarar verecek şekilde karşılama, hatta bunlardan yaralanma şansı vermektedir. İşte ikibinlerin dünyasında, insanlığın sahip olduğu akıl ve bilgi birikiminin bu denli gelişkin olmasına rağmen biz burada denizin kenarında tepelerde biriken yağmur suyunun tasfiye edilmemesinden kaynaklanan sorunlar için toplanmış bulunmaktayız. Ülkemizin pek çok yerinde meydana gelen su baskını ve sellerde onlarca insanımız hayatını kaybetti. İstanbul’un en eski semtlerinden birinde evi yıkılan, işyeri kullanılamaz duruma gelen komşularımız var. Neden? Kaderimiz mi böyle yazılmış. Halkımızın değiştirilemez durumlarda, yapılacak hiçbir şeyin kalmadığı durumlarda inandığı kader nasıl olurda bu durumu açıklamak için kullanılabilir. On binlerce insanımızın hayatını kaybettiği bir deprem felaketinden bu güne kadar depreme karşı hiçbir gerçek önlem almayan yöneticiler bu sorumluluktan kader diyerek kurtulabilirler mi ? Mevcut belediye yönetimi, her kış semtimizde yaşan su baskını, sel ve heyelanların sorumluluğunu kader diyerek üstlerinden atabilirler mi ? Bizce hayır. Yaşananlar kader değil basbayağı ihmaldir, işbilmezliktir, suistimaldir. İnsan akıl ve olanaklarının, halka ait olan maddi manevi kaynakların, tüm Sarıyerlilerin insanca bir yaşam sürdürebilmesi için kullanılmaması veya kullanılmak istenmemesidir.


Bu tip felaketlerden sonra tüm yöneticilerin ilk verdiği tepki “çarpık kentleşme” tespiti yaparak halkı suçlamaktır. Ne kadar hoş değil mi? Hem seçimlerde kapılarına kadar gidip halktan onlar adına iş yapma yetkisi isteyeceksin, sıra iş yapmaya gelince onları orada oturdukları için, ev veya dükkan yaptıkları için suçlu, işgalci, kaçak gibi sıfatlarla adlandıracaksın. Bu durumun tek açıklaması, yapılanın aymazlık olduğudur. Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali bir durumdur yaşadığımız. 


Sayın Belediye yönetimi;


Soruyoruz size, Sarıyer’in yaşadığı altyapı sıkıntıları çözülemez sorunlar mıdır? Yani sizin deyişinizle takdiri ilahi midir? Eğer öyle ise seçimlerde önce bizden yetki isterken söylediğiniz altyapıyı çözerim sözü ile elli yıl sonrasını mı kastediyordunuz?


Soruyoruz size; yıllardır altyapı çalışmaları adı altında yaptığınız, ve bizim türlü sıkıntılarla katlandığımız ve sizin verdiğiniz rahatsızlıktan dolayı “özür dilediğiniz” yüzlerce kazı film seti çalışmalarımıydı? Gördüğümüz onca belediye işçisi set işçilerimiydi?


Soruyoruz size, kaz kapat rezilliğine çözüm diye sunduğunuz ve Sarıyer’in pek çok mahallesine döşediğiniz yol zemin taşlarının ne durumda olduğunun farkında mısınız? Bu taşlar Büyükdere gibi mahalleleri basan selin baş nedenlerinden oldular. Bazı sokaklara şu an hala girilememektedir. Tebrik ederiz. Paramızın böyle anlamlı (!) çalışmalara harcanmasından gerçekten mutluluk duymaktayız.


Soruyoruz size, ve gerçekten çok merak ediyoruz. Belediye binanızın önünden geçen Büyükdere/Çayırbaşı Caddesi’nin “doğal felaket” olmadığı zamanlar dahil olmak üzere sürekli tıkalı olduğunu ve otobüs şoförlerinin saatlerce Büyükdere’den birer ruh hastasına dönüşmelerini izlemekten sıkılmadınız mı ? Sarıyer merkez caddelerinin durumundan bahsetmek bile istemiyoruz. Belki orası uzak diye göremiyorsunuzdur. Elbette bu soruları uzatmak mümkün ve tüm soruların muhatabı sizsiniz. Bu soruları sizi yıpratmak veya herhangi başka bir art niyet taşıyarak sormadığımızı belirtmek isteriz. Biz halkevciler olarak bilim ve teknoloji birikiminin bu denli gelişkin olduğu günümüzde bu gibi sorunlar karşısında halkımızın can vermesini sefillik ve rezalet çekmesinin büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Çarpık kentleşmenin tek sorumlusunun ülkenin içinde bulunduğu sorunlar kendilerinin ve küçük bir azınlığın çıkarları doğrultusunda günü birlik politikalarla  “çözmemeye” çalışan siyasal iktidarlar ve onların yerel yöneticileri olduğunu düşünüyoruz. Biz Halkevciler olarak bu sorunların gerçek çözümünün toplumun bütününü gözeten bilimsel yaklaşımlarla halk için ve halkla birlikte gerçekleştirilebileceğine düşünüyoruz. Ve biz Sarıyer halkı olarak artık reklam ve bilbordlarda tanıtım değil, çözüm istiyoruz. Yetki verdiğimiz yöneticilerin halkın sefalet ektiği dönemlerde yaşadıkları Lale devirlerinin geçmişte olduğu gibi ne topluma ne de kendilerine hayırlı olmadığını önemle belirtmek istiyoruz.


Altyapı sorunlarımızı acilen çözülmesini istiyoruz.


Halkevleri Sarıyer Şubesi   Başkanı


Hasan Pulat