Türkiye halkları güne yine bir felaketle başladı. Doğal olayların bir felaket gibi yaşandığı Türkiye’de, sel olayı 9 cana mal oldu. Olay Samsun’da, AKP’nin gözdesi, seçim yatırımı, yoksulları ev sahibi yapma bahanesiyle hem yaşamlarını ipotek altına almalarına hem de yaşadıkları yerlerden sürmelerine yarayan TOKİ konutlarında gerçekleşti. Samsun'da dün akşam saatlerinde başlayan ve gece ilerleyen saatlerde şiddetini artıran sağanak yağmur sele dönüşmesi sonucu Mert Nehri taştı, Kuzey Yıldızı TOKİ Konutlarında yaşayan 6'sı çocuk 9 kişi hayatını kaybetti.
Sel sonucu derelerin taşmasına, evlerin sular altında kalmasına, yaşamların kaybedilmesine alışkın olan halkın bu kez TOKİ konutlarında yaşam mücadelesi vermesi, afetlere, depreme çözüm olarak sunulan TOKİ evlerinin sağlamlığını tartışılır hale getirdi.
Samsun’daki 9 canın ölümünün ardında yatan gerçek ise TOKİ konutlarının dere yatağına yapılmış olması. Çevre ve Şehircilik Bakanı müteahhit Bayraktar’ın “yer seçimi ve yapılaşma konusunda yanlış olduğunu zannetmiyorum” açıklaması ise ölümlerin sorumluluğunu üzerinden atmaya çalıştığının göstergesi oldu.
Fransız balkonlu Kuzey Yıldızı TOKİ konutlarının 9 kişiye mezar olmasının sorumluluğu dere yatağında yapılaşmaya izin veren ve evleri oraya kuran yetkililer, Çevre ve Şehircilik Bakanı ve Büyükşehir Belediye Başkanıdır.
TOKİ rüzgarını arkasına alıp siyasi kazanç sağlamaya çalışan AKP’nin bakanı Bayraktar, 2010 yılında Canik’teki TOKİ konutların açılışında “Dünya ile kucaklaşmaya çalışan Türkiye'de 120 belediye ile toplu konut anlaşması imzaladık. Projelerimizi büyük bir başarıyla yürütüyoruz. Türkiye'nin gerekli imar şartlarını taşımayan binalardan artık kurtulmasının zorunlu olduğunu düşünüyoruz. Canik'te halkımız için çağdaş bir yaşam alanı oluşturacağız. Bu projede sadece konutlar yaklaşık 350 milyon TL'ye mal olacak. Ticaret merkezleri, okullar, camiler, parklar, diğer tesisler ve cezaevinin yeniden inşa edilmesi de dikkate alındığında beldede yaklaşık 500 milyon TL'lik bir yatırım gerçekleşecek” demişti. Canik Belediye Başkanı Osman Genç ise “Toplu konut yatırımları ile modern yapılaşmada öncü, sosyal donatıları zengin, sağlık ve eğitim yatırımları ile zirvede olan Canik’in” toplu konutlarının Fransız balkonu ile övünmüştü.
Can pazarına dönüşen sel felaketinde, bodrum katlarında çaresizce çocukların can vermesine neden olan, bu yaldızlı lafların sahiplerinin, halkın canını hiçe sayan, teknik ve yeterli donanım sağlanmadan, yanlış yerlere yapılaşmaya izin veren, dere ıslah çalışmalarını değil, kentlerdeki rantı önemseyen, belediyeciliği yandaş sermayeye ihale kazandırma kurumu olarak çalıştıran zihniyetidir. Bugün Samsun’da, daha önce de İstanbul’da defalarca kez yaşanan sel nedeniyle ölümlerin sorumlusu kentleri, yeterli altyapıyı sağlamadan inşaat sektörünün çılgın kar hırsına açan AKP iktidarı ve yerel yönetimleridir.
Halkevleri olarak Samsun’da yitirdiğimizin 9 canın akıbetini kadere, şanssızlığa teslim etmeden sorumluların açığa çıkarılması ve yargılanmasını talep ediyoruz. AKP hızlı tren faciasına dönüşen ve sermayeye rant aktarmayı hedefleyen rantsal dönüşümüne son vermeli, halkın insanca yaşayabileceği konutları yeterli teknik inceleme yapılarak ve altyapı kuralları sağlanarak hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmalıdır.
Halkevleri Genel Sekreteri
Nuri Günay