Kürtaj yasağına izin vermeyeceğiz!

Sa, 08/01/2013 - 13:24
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Mayıs 2012’den beri AKP iktidarının üzerinde çalıştığı Üreme Sağlığı Hizmetleri Kanun Tasarısı meclisteki bütçe görüşmelerinden sonra yeniden gündeme geldi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ yasa taslağının tamamlandığını açıkladı.  10 haftalık resmi süresine dokunulmayan kürtajın Bilim Kurulu onayı ile gerçekleşeceğini, tamamen doktor inisiyatifi ile yapılacağını, anne- babalara düşünmek için 2-3 gün süre verileceğini, tecavüz mağduru kadına 20 haftaya kadar süre tanınacağını söyleyen Sağlık Bakanlığı cinsel istismar suçuna verilecek hadım yöntemini de bu yasa kapsamına alıyor.

Kürtaj yasa taslağı tartışmaları sırasında kürtajın yasaklanması,  kürtaj süresinin 10 haftanın altına çekilmesi biz kadınların sokakta gösterdiği güçlü tepki ile durduruldu. Kürtajı yasaklayamayan hükümet süresine de dokunamadı. Ancak kürtaj tartışmaları ile birlikte fiili kürtaj yasakları da başlamış oldu. Pek çok devlet hastanesinde kürtaj yapılmazken her hastane hangi haftaya kadar kürtaj yapıldığı konusunda farklı süreler verdi. Bu yasa kadınlar için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Güvenli kürtaja erişimi kısıtlanan kadınlar, yaşadıkları baskı sonucu hayatlarını tehlikeye sokacak çareler aramaya başladılar bile.

Kürtaj yasağı tartışılırken AKP meclisten Sezaryen yasasını geçirdi. Sezaryene “tıbbi zorunluluk” getirildi. Gerekli olup olmadığı doktorun inisiyatifine bırakıldı. Bu yasanın ilk kurbanı 4 Temmuz 2012’de Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan Arife Kaplan ve bebeği oldu.  Sezaryen uygulaması anne ve bebek sağlığını riske sokarak hayatlarına mal olurken, sağlık çalışanları üzerinde de baskı uygulandı.

Üreme Sağlığı Hizmetleri Kanun Tasarısı olarak gündeme gelen yasa Başbakan’ın kürtaj yasağı talimatından beri tartışılmaya devam ediyor. Bütçe görüşmelerinin hemen ardından tasarının son hazırlıklarının tamamlandığını ifade eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kürtajın doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmasının bu yasa ile birlikte ortadan kalkacağını söylüyor. Kısacası tasarıda baştan sona bütün maddeler kadın bedenini ve kimliğini parçalamaya, İslamcı yeni muhafazakârlığın (biz buna kısaca gericilik diyoruz) değerleri çerçevesinde kadının ezilen cins konumunu derinleştirmeye ve toplumu bir bütün olarak bu değerler çerçevesinde yeniden inşa etmeye hizmet ediyor;

  • Tecavüz ve cinsel istismar suçlarına ve yasadışı kürtaj yapan hekimlere verilecek cezalar sekiz yıla çıkartılarak ikiye katlanıyor.
  • Yasal kürtaj süresi geçtikten sonra bebeği kendi düşüren kadınlara verilen bir yıllık hapis cezası da iki yıla çıkarılıyor.
  • Gebelikte 10 haftalık süresi geçen kadına kürtaj yapan hekim, kadının ölmesine neden olursa en az 20 yıl hapis cezası yatacak.
  • İsteğe bağlı kürtaj için 10 haftalık süre korunurken, bunun tam teşekküllü devlet hastanelerinde yapılması şartı geliyor.
  • Kürtaj için başvuran kadına, kürtajın riskleri anlatılırken, tekrar düşünmesini sağlamak üzere ceninin kalp atışının dinletilmesi kuralı getirilecek.
  • Tecavüz ve ensest suçlarını işleyenler, cezalarını tamamladıktan sonra okul, hastane ve kreşlerde görev alamayacak, çocuklarla ilgili hiçbir işte çalışamayacak.
  • Kürtaja karşı olan hekim "ret" hakkına sahip olacak ve hastasını başka meslektaşına yönlendirecek.
  • Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 99. maddesinde yer alan ve kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalınması halinde 20. haftaya kadar kürtaj imkanı tanıyan düzenleme süre yönüyle korundu. Ancak yasa metnindeki "kadının mağduru olduğu bir suç" ifadesi değiştirilerek yerine, "ensest ve tecavüz sonucu mağdur olan bir kadın" ifadesi getirildi.

(…)

Basına yansıyan maddelerden anlaşılacağı üzere kürtaj için 10 aylık süre sınırına dokunulmadan getirilen diğer sınırlamalarla kürtaj aslında tamamen engelleniyor. Kadının mağduriyeti durumunda 20. haftaya kadar kürtaj olabilmenin kapsamı daraltılıyor. Kürtaj için tam teşekküllü hastane şartı ile sağlık hizmetine erişim olanağı olmayan pek çok kadının kürtaj hakkı sınırlanıyor.  Kürtaj karşıtı hekime “ret hakkı” tanınarak hekimler baskı altına alınırken şu an pek çok hastanede fiilen yasak olan kürtaj uygulamasına yasal kılıf bulunuyor. AKP bu düzenlemeyi cinsel istismar suçlarının cezalarını ağırlaştıran maddelerle birlikte düzenleyerek, sözde toplum yararına bir düzenleme yapıyormuş gibi görünüyor.

Kürtaj yasağı tartışmaları başladığından beri AKP’ye, onun bakanlarına, tüm Türkiye’de AKP İl ve İlçe Kadın Kolları’na sözümüzü sokakta söyledik. Her yaştan her kesimden binlerce kadın kürtaj yasağına karşı yan yana geldik. “Kürtaj Haktır Karar Kadınların” diyerek,  bedenimiz üzerinde kurulmaya çalışılan tahakküme karşı yaşam hakkımızı savunmak için cevabımızı sokakta verdik. Bizler kadınların özgürlük mücadelesinin en başında yer alan “kendi hayatında söz ve karar sahibi olma” mücadelesini bugün atılan her gerici adım karşısında vermeye hazırız. Onlar ellerinde fermanlarla, kağıttan iktidarlarıyla çıkacaklar karşımıza bizler haklarımızı kazanmak için her daim ortaya koyduğumuz bedenlerimizle karşılayacağız onları. Yasa meclise geldiğinde yeniden çıkacağız karşılarına. Davetiniz kabulümüzdür…

Yaşasın Kadın Dayanışması!

 

Dilşat Aktaş

Halkevleri Kadın Sekreteri

 

(*) 28.12.2012 tarihli Akşam Gazetesi ve bianet.org’den alınmıştır.