1 Mayıs Meydanı’nı savaşın, sömürünün, gericiliğin iktidarı AKP’ye teslim etmiyoruz, Taksim’deyiz!

Per, 25/04/2013 - 19:04
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

AKP kendinden bekleneni yapıyor, biz de yapacağız! 1 Mayıs’ta Halkevleri olarak halkın hakları için 1 Mayıs meydanında, Taksim’de olacağız.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu bugün yaptığı açıklama ile 1 Mayıs’ın Taksim’de yapılmasının “hukuki olarak” mümkün olmadığını söyledi. Mutlu bu açıklama ile İstanbul Valiliği’nden İçişleri Bakanlığına terfi eden Muammer Güler’in gerçek halefi olduğunu gösterdi.

2007-2008-2009 yıllarında Güler “Taksim’e izin yok” deyip bu ülkenin devrimcileri, ilericileri, emekçileri AKP faşizminin ve emek düşmanlığının karşısında tek yürek Taksim’i 1 Mayıs alanı haline getirirken tükürdüğünü yalamıştı, anlaşılan Mutlu da aynı yoldan ilerliyor.

Üç yıl boyunca bizler Taksim için direnirken biber gazları, coplar, panzerlerle emekçilerin canına kast ederek Taksim’i yasaklamaya çalışanlar, 77 katliamının devamcıları bugün “can güvenliğini” gerekçe göstererek Taksim’i emekçilerin elinden almanın hesabını yapıyor.

Taksim 1 Mayıs’ı  emeğine, yaşamına tarihine, kentine, mücadele tarihine sahip çıkmak demektir.

Vali’nin “bahanesine” yol açan “Taksim yayalaştırma projesi” bilim insanlarının, halkın tüm itirazına rağmen İstanbul’u cehenneme çeviren Topbaş’ın önderliğinde başlatılmış bir insansızlaştırma projesidir. Bu yıl 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak tüm diğer anlamlarının yanında, yoksulları kentsel dönüşüm projeleri ile kentlerin dışına süren, meydanları emekçilere kapatan, Taksim Meydanı'nın tarihi çevresi, kültürel mirası, sosyal, kültürel, yapısı ve fiziksel koşullarını yok sayarak rant ve kendi gösteri alanı olarak tanımlayan AKP iktidarına karşı emeğin sözünü 1 Mayıs meydanına sahip çıkarak söylemek demektir. Emeğine, yaşamına tarihine, kentine, mücade tarihine sahip çıkmak demektir.

Biliyoruz ki AKP “Taksim yayalaştırma projesini” yaparken emekçilerden iktidarı boyunca aldığı en önemli yenilgilerden biri olan Taksim’in 1 Mayıs Meydanı haline gelmesini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. Emperyalistler İstanbul’u ziyaret ettiğinde, Erdoğan bir yerden bir yere gittiğinde köprüleri, yolları bir günde bitirenler aylardır İstanbul halkına çile çektirdikleri yetmezmiş gibi Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs’a hazırlamamak için bahaneler ileri sürmektedir. Oysa açıktır ki sadece 1 Mayıs’taki olası teknik sıkıntılardan değil her gün milyonlarca insanın geçtiği Taksim’de yaşanan tüm sorunlardan AKP iktidarı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sorumludur.

Taksim 1 Mayıs’ı önündeki tek engel AKP’nin kendisidir. Bu engeli daha önce aştık, yine aşacağız.

Yüzbinlerce emekçiyi temsil eden emek ve meslek örgütlerinin yüzbinleri hareket ettiren Türkiye sosyalistlerinin aklı da, tekniği de, örgütlenme becerisi de, halkın – emekçilerin can güvenliğini ve sağlığını düşünme sorumluluğu da AKP iktidarından fazladır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Taksim’deki AKP’nin sorumlu olduğu rezalet inşaatı da, yolların durumunu da gözümüz görüyor. Gözümüzün gördüğü kadar yakın tarihten edindiğimiz bilgi ise şudur; AKP’nin saldıramadığı 2010-2011 ve 2012 1 Mayıs’ların coşkusu ve kalabalığı göstermiştir ki Taksim için “provokasyon kaynağı” ve “güvenlik sorunu” yaratan tek neden AKP’dir. Bugünkü durumu ile Taksim meydanında önlemler alınarak emeğin  taleplerinin en güçlü biçimde dillendirildiği bir 1 Mayıs’ın yapılması mümkündür. Tek engel AKP’nin kendisidir. Bu engeli daha önce aştık, yine aşacağız.

Taksim basitçe bir alan tartışması değildir, hiçbir zaman da olmadı. İktidarı boyunca emek düşmanlığını, kadın düşmanlığını, Kürt düşmanlığını, gericiliği, emperyalizmin taşeronluğunu inşa ettiği rejiimin ana harcı haline getiren AKP, emeği politik bir özne olmaktan çıkarmaya, kendine muhalif tüm kesimleri; emekçileri, Kürtleri, Alevileri yaşamları üzerinde istediği karar verebileceği seyirciler konumuna itmeye çalışıyor. Kendi çizdiği sınırlar içinde muhalefet edilmesini istiyor. Bugün  Kürt halkının haklarını ağzına bile almadan  “demokrasi masalları” ile ilerlettiği “çözüm” sürecinde de temel taktiği budur.

AKP için kabus senaryosu emekçilerin, ezilenlerin, Kürtlerin, kadınların sosyalistlerle kolkola sokağa çıkması, sokağı büyütmesi, AKP iktidarına karşı ayağa kalkmasıdır. İşte İstanbul 1 Mayıs’ı ve Taksim bu “korku” nedeni ile yasaklanmaktadır. Çünkü Taksim geçmişle geleceğin buluştuğu meydandır, kentin merkezi, AKP’nin yumuşak karnıdır.

Bizler, dün olduğu gibi bugün de AKP iktidarının baskısına, şiddetine karşı ayağa kalkıyoruz.

Savaşın, sömürünün, gericiliğin iktidarı AKP’nin karşısında halkın hakları için 1 Mayıs’ta Taksim meydanında olacağız!

Taksim’i 77’de yitirdiklerimiz adına kazandık. 80 sonrası, 1 Mayıs Meydanı'na girmek isterken şehit düşen, sakat kalan yoldaşlarımız adına kazandık. 1996’da Kadıköy Mitingi’nde kontrgerilla kurşunlarıyla katledilen emekçiler adına kazandık. Yıllarca İstanbul muhalefetini Çağlayan çukuruna tıkanların karşısında 2004 yılında Saraçhane 1 Mayıs’ını hep birlikte örgütledik. 2007 yılından  başlayarak Taksim Meydan’ı için gazlara, panzerlere, coplara, her türlü devlet şiddetine kadın, erkek, genç yaşlı işçiler, öğrenciler, kamu emekçileri bu ülkenin devrimcileri olarak direndik ve kazandık. Bu süreç içinde bu direnişi baltalamaya, bölmeye çalışanları, 1 Mayıs’ı resmi bir törene çevirmeye, 1 Mayıs’ı AKP’nin hegemonyasını güçlendirmek için kullanmaya çalışanlara, patronlarla kolkola 1 Mayıs kutlayanlara tanık olduk; çok şey gördük, çok şey duyduk. Bunlar bizi yolumuzdan çevirmedi, tersine birliğimizi tazeledi. Hedefimizi berraklaştırdı.

Taksim direnişi alan tartışmasının ötesinde,  1 Mayıs’ı tarihte olduğu gibi bugünlere de işçi sınıfının en ileri militanlığı ve Türkiyeli devrimcilerle özdeşleştirdi. AKP’nin manipülasyonlarını ortadan kaldırdı. Safları netleştirdi.

Taksim’i 1 Mayıs alanı yapan yüzbinlerin iradesidir. AKP’nin kukla Valilerinin ise bu iradenin karşısında hükmü yoktur. 

1 Mayıs bayrağımızda Halkın Hakları yazıyor, emekçilerin iradesiyle kazanılan Taksim’i, 1 Mayıs’ı savaşın, sömürünün, gericiliğin iktidarı AKP’ye teslim etmiyoruz.

1 Mayıs’ta Halkevleri olarak ilerici emek ve meslek örgütleri, devrimci, demokrat tüm güçlerle birlikte İstanbul’da 1 Mayıs Meydanı’nda, Taksim’deyiz.

Oya Ersoy

Halkevleri Genel Başkanı