16 Şubat Pazartesi günü, aralarında İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı ve TÜRGEV’in bulunduğu ve bir sivil toplum kuruluşları buluşması olarak adlandırılan devlet destekli - sermaye güdümlü gerici odakların düzenlemek istediği etkinlik dernek üyelerimizce protesto edilmek istendi. Adı geçen bu gerici topluluklar zaman zaman yaptıkları açıklamalarla gericilikte sınır tanımadıklarını defalarca göstermiş kuruluşlardır. Eğitimde zorunlu din dersinin anaokuluna kadar düşürülmesi planının sahiplerinden Ensar Vakfı ile ‘sıfırlanan’ paralarla kurulan, devletin yurtlarının ve lojmanlarının hükümet eliyle peşkeş çekildiği TÜRGEV’in ortak mesaisinde Eskişehir halkına nasıl itaat edileceği ve gerici nesillerin nasıl yetiştirileceği konusunun işlendiği aşikardır.
Halkevciler olarak “şehrimizde hırsızlara, gericilere karşı söyleyecek sözümüz var” diyerek salona girmek istedik. Eskişehir’de Ali İsmail’i öldüren, pek çok gezi eylemcisini öldüresiye darp eden emniyet yetkilileri; eleştiri ve basın açıklaması hakkımızı engelleyerek bu haklı eylemimize zor gücüyle saldırdı. Defalarca üyelerimize gaz sıkıldı, etkinliğe katılmak isteyen arkadaşlarımız darp edildi. Söz konusu tecavüzcüler, hırsızlar, katiller olunca eli kolu bağlı olan devlet kurumlarının Tayyip Erdoğan güdümündeki herhangi bir etkinliğe yönelik protestoya gösterdikleri tahammülsüzlük şehrimizin ve ülkemizin en temel sorunlarından biri olmuştur.
Her türlü hak ihlalini şehrimizde uygulayan kolluk amirleri bu aralar demokrasiden, demokrasiye aykırı davranışlardan dem vuruyorlar. Bu açıklamalar Eskişehir halkını aptal yerine koymaktan başka bir anlam ifade etmemektedir. En demokratik hak olan protesto gösterilerine orantısız saldırılar gerçekleştirenlerin; çocukları ve gençleri sokak aralarında döverek öldürenlerin; devlet eliyle yapılan hırsızlıklara göz yumanların; çalınan ve sıfırlanan paralarla kurulan kadın düşmanı vakıf ve dernekleri himaye edenlerin bu aralar düşünce özgürlüğü, demokrasi ve sivillikten bahsetmeleri ayrı bir komedyayı oluşturuyor. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü yaptığı açıklamada suç işlendiğini ve yasal sürecin başlatıldığını ifade ediyor. Bizler de sormuş olalım; “acaba çıkarılacak iç güvenlik paketinin hazırlığı mı yapılıyor ?” Sokaklara, çarşıya, pazara ve yaşanan tüm gerçekliğe baktığımızda gericileri protesto etmek de, hırsıza hırsız demek de suç değildir.
Özgecan’ın ölümünün ardından “Kadın erkek eşit değildir” diye açıklamalar yapan TÜRGEV Başkanı Arzu Akalın’ın etkinliğe katılmaktan son anda vazgeçmesi manidardır. Özgecan’ı, Çiğdem’i ve sayısız kadını ölmekten, aile şiddetinden koruyamayan Emniyet Müdürlüğünün söz konusu Bilal Erdoğan ve TÜRGEV olunca hiç gecikmeden harekete geçmesi hepimizi kaygılandırmaktadır.
Emniyet Müdürlüğü yetkililerine son sözümüzü söyleyelim; “Bu demokrasi, özgürlük zırvalarınızı güdümünde olduğunuz Tayyip Erdoğan’dan çokça dinledik, dinledikçe de öldürüldük. Artık söz sırası bizde. Gericiliğin karşısında duran Halkevleri kadın düşmanlarının, hırsızların yakasını bırakmayacaktır” böyle bilinsin.