OHAL değil Acil Demokrasi!
15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek alınan OHAL kararı bekleme odasına alınan parlamenter sistemin tamamen baypas edilmesi, Kanun Hükmünde kararnamelerle ülkenin yönetilmesi, keyfi bir şekilde hak ve özgürlüklerin askıya alınabilmesi demektir. Böylece anti-demokratik bir müdahaleyle, fiili başkanlık rejimine hukuki temel kazandırılmasıdır.
15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi, bizzat AKP iktidarı tarafından demokratik kurum, kuruluş ve örgütlenmelerin faaliyetlerinin engellenip, halkın haklarını aramasının ve siyasete katılmasının önünün kesilirken; demokrasinin en küçük kırıntılarına bile tahammülsüzlüğün, yargının, ordunun, emniyetin, din ve diyanetin, eğitimin, basının siyasetin aparatlarına dönüştürülmesinin sonucudur.
Ülkenin içerisine sokulduğu darbe/iç savaş ortamından çıkışın yolu daha fazla baskı, faşizm, OHAL değil ülkeyi bu hale getiren koşulların ortadan kaldırılmasıdır.
İktidar ise tam tersi yönde ilerlemektedir.
Anti-demokratik bir hamle olan darbe girişimini gerekçe gösteren AKP iktidarının kendisi de şimdi bir başka anti-demokratik hamleyle “karşı-darbe”ye girişmektedir.
Erdoğan’ın yalnızca kendine oy vermiş olan %52’nin darbeye karşı çıktığı şeklindeki açıklamaları ve muğlak “terör tehdidi” tanımı, güçleri yettiği ölçüde, darbecilerle sınırlı kalmayıp diğer bütün muhalefete de yönelme niyetini açığa vurmaktadır.
Güçleri yettiği ve bir direnişle karşılaşmadıkları ölçüde de saldırılarını ilerletecekleri açıktır.
Öte yandan bu iktidarın meşruiyet ve destek temelinin de zayıf olduğu ortadadır. İktidar anti-demokratiktir, gayrimeşrudur, ne sağlam bir devlet yapısına, ne sağlam bir ekonomik temele, ne gerçek zorluklar karşısında güvenilir bir kitle temeline, ne de pürüzsüz bir uluslararası desteğe sahiptir.
İktidar OHAL’i sadece devlet içindeki rakipleri karşısında pozisyonunu güçlendirmek için değil, kentlerin doğanın yağmalamak, emek sömürüsünü daha da arttırmak, halkın hak mücadelelerini bastırmak, muhalefeti susturmanın için de değerlendirmek niyetindedir. Burada iktidarın saldırılarının sınırını çizecek olan şey demokrasi güçlerinin direnişidir.
Baskı, faşizm, gericilik, darbeler, sıkıyönetimler, olağanüstü haller bu ülkeye ve bu ülke halklarına acı, kan, gözyaşından başka bir şey vermedi bu sefer de vermeyecek. Daha önce bu yol ve yöntemlere başvuranlar tarihe nasıl geçtiler ise bugün uygulayanlar da öyle geçecektir. Demokrasi ve özgürlük halkın öz gücüyle mutlaka kazanılacaktır.
Acil Demokrasi!
Bizler her koşul altında faşizme, gericiliğe, kentlerin-doğanın-emeğin yağmasına karşı halkın hakları ve demokrasi, özgürlükler için aynı inanç ve inatla mücadele etmeye devam edeceğiz.
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı