Savaşa hayır! Yaşasın halkların kardeşliği!
AKP/Saray rejimi, hükümete verilen sınır ötesi operasyon yetkisini bir yıl daha uzatan yeni bir savaş tezkeresini TBMM’nin onayına sundu. MHP ve CHP’nin desteğiyle de onaylattı. AKP bu yetkiyle Suriye’ye ve Irak’a yönelik yeni askeri müdahalelerde bulunabilecek.
Halihazırda Fırat Kalkanı operasyonu gerekçesiyle Suriye’nin kuzeyine asker göndermiş olan AKP iktidarı; Rusya’nın ittirmesiyle, bir cihatçı bataklığına dönüşen İdlip’e de asker gönderileceğini açıklamıştı. Bundan başka Suriye’de PYD’nin kontrolündeki Afrin kantonuna ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yönelik askeri müdahale olasılığı iktidar sözcüleri ve medyasınca sık sık dile getiriliyor.
Savaş, AKP’nin diktatörlük projesine hizmet eder
Bugün TBMM’de görüşülen savaş tezkeresinin gündeme getirilmesinde bahsi geçen askeri operasyonlar ve yeni operasyon olasılıkları; Ortadoğu’daki gerici beklenti, ilişki ve çıkarlar bir neden olmakla birlikte, esas olarak ülkemizin iç ortamını AKP’nin faşist bir diktatörlük kurma hedefine göre şekillendirme çabası belirleyicidir.
AKP faşist diktatörlüğe geçiş sürecinde önemli bir merhale olarak gördüğü 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimini, demokratik şartların kısmen de olsa güvence altına alınabildiği “olağan” koşullarda bir seçim olarak yaptırmamaya kararlıdır.
Son iki yılda gördüğümüz gibi şiddet terör, baskılarla dolu bir dönemin sonunda bile referandum sonuçlarını bile ancak hırsızlıklarla kendi lehine çevirmiştir. AKP/Saray rejimi savaşsız şiddetsiz gerilimsiz bu ülkeyi yönetememektedir.
Kürtlere karşı içte ve dışta savaş politikaları, diktatörlük inşasının da temeli olan AKP-MHP ittifakının çimentosu olarak görülmektedir. Bu politika aynı zamanda CHP’yi ve genel olarak da batıdaki bütün toplumsal muhalefeti devletçi-milliyetçi reflekslerle AKP’ye yedeklemeye yönelik bir manevradır ve CHP de her kritik dönemeçte olduğu gibi yine AKP’ye “evet” demiştir. Bu bir acizlik gösterisidir ve bu acziyetle diktatörlük engellenemez.
Komşularımızın egemenlik hakkını ihlal etmek gayrimeşrudur
AKP, tezkere oylamasının Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yapılacak olan bağımsızlık referandumu nedeniyle erken yapıldığını, Mesud Barzani yönetimine yönelik bir gözdağı olduğunu söylemektedir. IKBY’deki referandumun gayrimeşru olduğu iddia edilmektedir. Oysa referandum Irak’ın iç işidir ve dışarıdan müdahalenin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bunun da ötesinde her ulusun kendi kaderini tayin hakkı vardır ve gayrimeşru olan diğer ulusların kaderini belirlemeye yönelik dış müdahaleler, komşu yönetimlerin egemenlik haklarını ihlal eden askeri operasyonlardır.
Ortadoğu’da, ABD hizmetinde bir Sünni ittifakı kurmaya çalışırken PKK ve Suriye Kürtlerine karşı Barzani yönetimini kullanmaya çalışan, IKBY’nin petrollerini merkezi Irak yönetiminin karşı çıkmasına rağmen pazarlayan ve Bağdat’ı değil Erbil’i muhatap alacağını söyleyen AKP, şimdi ne oldu da Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda hassasiyet gösterip ve bağımsızlık referandumuna karşı çıkıyor?
Savaş tezkeresi Türkiye halklarına karşıdır
Belli ki Irak’ta ya da Suriye’de Kürtlere karşı yapılacak bir sınır ötesi harekat ya da böyle bir harekat yapılmasa bile bir olasılık olarak sürekli gündemde tutulması, AKP’nin diktatörlük projesini üzerine kurduğu ittifakın sürdürülebilmesi ve milliyetçiliği körükleyerek oyların konsolide edilebilmesi açısından yaşamsal görünüyor.
AKP, bir savaş atmosferi içinde toplumsal muhalefeti bölerek, muhalefet üzerindeki baskıyı ve halka karşı terörü tırmandırarak kendine uygun bir seçim ortamı hazırlamak istemektedir.
Bu savaş tezkeresi Türkiye halklarına karşıdır. Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almak için çıkarılmaktadır.
AKP iktidarı emperyalizmden de icazet alarak yeni sınır ötesi operasyonlara giriştiğinde, halklar arası düşmanlık tırmanacak, Kürt sorunu daha büyük bir çözümsüzlüğe sürüklenecek, Temmuz 2015’ten bu yana süren “Saray’ın savaşı”nda yaşamını yitirenlere yenileri eklenecek, Türkiye hariç olmamak üzere Ortadoğu emperyalist müdahalelere daha açık hale gelecek ve halkların bir arada, kardeşçe yaşama umutları zayıflayacaktır.
Savaşa hayır! Yaşasın halkların kardeşliği!
Halkevleri Genel Sekreteri Dilşat Aktaş