Halkevleri Eş Genel Başkanları Dilşat Aktaş ve Nuri Günay'dan yeni eğitim ve öğretim yılı ile ilgili açıklama: "Çocuklarımıza, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkalım. Parasız, bilimsel, laik bir eğitim için birlikte mücadele edelim!"
2018-2019 eğitim öğretim yılında öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılar diliyoruz.
Yeni eğitim öğretim yılı başlıyor. Yüzbinlerce çocuğumuz okula yeni başlamanın heyecanını yaşıyor. Milyonlarca öğrenci, binlerce öğretmen yaz tatilinin ardından okullarına dönüyor. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimiz için başarılı bir eğitim öğretim yılı olmasını diliyoruz.
Bizler eğitimin her insanın en temel haklarından biri olduğunu; anasınıfından, yükseköğretime kadar bütün kademelerinin parasız ve kamusal olmasını; laik, bilimsel esaslarla oluşturulmasını savunuyoruz. Çünkü eğitim, insanlığın binlerce yıllık ortak mirası olan bilgi birikiminden yararlanma, insanın kendini gerçekleştirme, hayata eleştirel bakabilme becerisi kazanma ve toplumsallaşma sürecidir. Bu yüzden ticaretin konusu yapılmamalıdır. Bütün velilerimizin, öğrencilerimizin ve eğitim emekçilerinin bu ilkelere sahip çıkmasını arzu ediyoruz.
Bununla birlikte ne yazık ki eğitim sistemimiz alarm veriyor. Yıllardır “eğitime bütçe” talebi görmezden gelindi, eğitim gideri olarak sadece personel giderleri görüldü. Bunun dışında kalan yükler velilere yıkılmaya çalışıldı. Krizin içerisinde sürüklenen ülkemizde bu durumun daha da derinleştiğini görüyoruz. 2018 eğitim yılı bütçesinin önemli bir kısmı kesintiye uğradı, önümüzdeki dönem bütçesinde yeterli kaynak ayrılmayacağı, ayrılan kaynağın da doğru kullanılmayacağı ortada. Krizin en acı faturasını ise ne yazık ki veliler ödüyor. Eğitim giderleri daha okulun başında birçok ailenin belini büktü. Eğitim bütçesinden tasarruf olmaz. Parasız eğitim için mücadelemizin süreceğini bir kez daha ifade ediyoruz.
Bugün eğitimde sorun sadece döneme uygun yapısal adımların atılmaması değildir. İktidar eğitim alanında var olan bütün birikim yok ediyor. Halkın çocuklarını gönderecekleri liseler imam hatip dayatması yüzünden ortadan kaldırıldı. İmam hatiplerde ısrarla binlerce gencin geleceği yok ediliyor.
Bütün bu karanlık tabloda kimileri için “değişim umudu” olarak sunulan Milli Eğitim Bakanı da kısa sürede gerçek yönelimini açığa çıkarmıştır. Ticarileştirmenin, eğitimin içeriğini dinselleştiren uygulamaların aynen devam edeceği ortadadır. En son ortaya atılan karma eğitim tartışması bunu gösteriyor. Eğitim sistemi açısından tartışma konusu edilemeyecek kız ve erkek öğrencilerin bir arada okuduğu eğitim sistemi “veli tercihi” gibi tartışmalarla hedef tahtasına konulmuştur. Karma eğitim bir tercih değil, zorunluluktur.
Eğitim emekçileri ise ülke tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor. Güvencesizlik, iktidar baskısı eğitim emekçilerinin başında kılıç gibi sallanmaktadır. Binlerce aydın, demokrat eğitim emekçisi ise sırf iktidar yandaşı olmadığı için KHK’lerle görevden uzaklaştırıldı.
İktidar istiyor diye ne ülkemizden, ne çocuklarımızdan, ne de eğitim hakkımızdan vazgeçecek değiliz. Eğitim bütün ülkeyi ve bütün yurttaşları ilgilendiren temel bir meseledir. Bütün yurttaşlara sesleniyoruz: Hakkımız olana sahip çıkalım! Çocuklarımıza, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkalım. Parasız, bilimsel, laik bir eğitim için birlikte mücadele edelim!