“Örgütlenme özgürlüğü” ve özelde “dernek kurma, kurulmuş derneklere üye olma, dernek bünyesinde faaliyet yürütme ve yürütülen faaliyetlere katılma hakkı”; demokratik, uygar toplumlar için vazgeçilmez olan temel bir insan hak ve özgürlüğüdür.
Bu konuda toplumun beklentisi yolunda daha demokratik ve özgürlükçü düzenlemeler yapma vaadinde bulunan siyasi iktidar, yeni bir “Dernekler Yasası Tasarısı” hazırlayarak TBMM gündemine getirmiş ve söz konusu tasarı, 17.07.2004 günü TBMM tarafından kabul edilerek, ilgili Anayasa hükümleri gereği onay için Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmuştur.
Ancak söz konusu yasa tasarısı, “örgütlenme özgürlüğü” ve “dernekleşme hakkı” açısından, evrensel hukuk düzenine ve demokratik toplum gereklerine kimi aykırılıklar taşımakta ve bu açıdan toplumumuzun anılan daha fazla demokrasi ve özgürlük beklentisini karşılayamamaktadır.
Bu kapsamda;
Yasa tasarısında olumlu bir yaklaşımla, derneklerin denetlenmesinde “içdenetim” esası getirilmiş bulunmakla birlikte; ancak her nasılsa, aynı yasa tasarısının “Kamu Yararına Çalışan Dernekler” başlığını taşıyan 27 nci maddesinde, kamu yararına çalışan derneklere 2 yılda bir idarenin zorunlu denetimi öngörülerek, bu esastan sapılmaktadır. Bir anlamda “kamuya yararlı dernekler” açısından, Anayasamızda da yeralan “eşitlik” ilkesine aykırı bir düzenleme ile, siyasi iktidarların müdahale ve denetimi ağırlaştırılmıştır.
Öte yandan aynı maddede, kamuya yararlı derneklerin yönetim organlarında görev alanların “geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilecekleri ve yerlerine dernek üyeleri dışından da görevlendirme yapılabileceği” düzenlenmektedir. Söz konusu düzenleme, “örgütlenme hakkı”nı temelden yok saymakta; doğrudan siyasi iktidar ile kamuya yararlı dernek arasında bir hiyerarşi ve vesayet ilişkisi kurmaktadır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi, 13.07.2004 tarih ve 2004/52 E., 2004/94 K. sayılı kararı ile, yürürlükteki 2908 Sayılı Dernekler Yasası’nın aynı kapsamda bulunan 71 inci maddesinin iptaline karar vermiş; kararında “yetkili organların iradeleri dışında, bu organların görevlerine son vermeye ve bunların görevlerini yerine getirmek üzere geçici kurullar oluşturmaya yürütmenin yetkili kılınması, Anayasa’nın 33 üncü maddesinin güvence altına aldığı dernek kurma özgürlüğü alanına yapılmış açık bir müdahale niteliğindedir” ifadesini kullanmıştır.
Böylelikle görülmelidir ki, AKP hükümetinin “demokratikleşme” adına çıkardığı bir yasa, henüz daha yürürlük kazanmadan, Anayasa’da güvenceye alınmış hak ve özgürlüklere aykırılığı nedeniyle iptale konu olmuştur.
Son olarak, yasa tasarısının “Altıncı Bölümü”nde düzenlenen cezai hükümlerin, özgürlüklerle bağdaşmayan ve özgürlükleri temelden sınırlayan fahiş bir ağırlıkta olduğu dikkat çekmektedir. Bir anlamda “örgütlenme hakkı”nı kullanan vatandaşlarımıza, “ateşten gömlek” giydirilmekte; dernek evrakındaki basit bir maddi hatadan dahi son derece ağır bedeller ödemeleri istenmektedir.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER’e bir mektup gönderen Genel Başkanımız Abdullah AYDIN; söz konusu yasa tasarısının, özellikle yukarda değinilen hükümlerinin, Halkevciler tarafından büyük kaygı ile karşılandığını, toplumumuzun “örgütlenme özgürlüğü” karşısında siyasi iktidarlara, demokratik toplum gerekleriyle bağdaşmayacak ölçüde bir keyfiyet sağladığı yolundaki düşüncemizi iletmiş;
Bu nedenlerle söz konusu yasa tasarısının, değindiğimiz maddeler kapsamında; Anayasa’da ve ülkemizce de kabul gören evrensel hukuk normlarında tanımlanan özgürlükler anlayışına ve demokratik toplum gereklerine aykırılığı gerekçesiyle, TBMM’ye iade edilmesini talep edilmiştir.
Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarız.
27.07.2004
Mustafa COŞAR
Genel Sekreter