Kardeşliğin ışığının sönmesine izin vermeyeceğiz!

Pa, 20/12/2009 - 02:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

 “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine

bu davet bizim”

 

AKP’nin “açılım” manevrasının birinci aşaması sona erdi. “Kürt Açılımı” diye başlatılan, “demokratik açılım” tanımlamasının ardından “milli birlik projesi” adında karar kılınan sürecin adı gibi istikrarsız olduğu ortaya çıktı. Gelinen noktada bu adlandırmaların tümünün tersine bir sonuç ortaya çıktı. Ortada ne “kürt açılımı” ne “demokratik açılım” ne de “milli birlik” anlamına gelen bir sonuç var. Kürt çocukları cezaevinde kalmaya devam ediyor, DTP kapatıldı, sokaklarda Türk-Kürt çatışmalarının öncü örneklerini görülmeye başlandı.

 

Kürtleri öteleyip,  siyaset dışına atan bu anti demokratik yaklaşım kabul edilemez. Kürtleri susturmaya dönük her türlü yaklaşım çatışmalara ayrışmaya düşmanlaşmaya yol açmaktadır.  Eşit ve özgür, birlikte yaşamak isteyen bizler DTP’nin kapatılmasını kınıyoruz.

 

Tüm bu gelişmelerin asıl sorumluları başta iktidar partisi AKP olmak üzere CHP ve MHP’nin de parçası olduğu inkarcı politikadır.

 

Kürt Sorununu ‘terör sorunu’ olarak gören, Kürtlerin eşit yurttaşlık haklarını göz ardı eden, meşru ve yasal temsilcilerini muhatap almayan manevraların barış ve kardeşlik getirmeyeceği ortadadır.

 

Bir yandan demokratik açılım masalları anlatılırken, diğer yandan taleplerini dile getiren silahsız kitle gösterilerine tahammül edemeyip halkı ‘teröristlikle’ suçlayan, taş atan Filistinli çocuklara sahip çıkıyor görünerek şov yapan Başbakan’ın, Kürt çocuklarını ‘taş atan teröristler’ olarak ilan eden tutumunun demokrasi adına bir gelişme sağlaması mümkün olamazdı, olmadı da.

 

Bununla birleşen, Kürtlere Kürt denmesine bile tahammül edemeyen MHP’nin kışkırtıcı tutumlarıyla, CHP’nin şoven tutumları halklarımız arasında tehlikeli bir düşmanlığı tırmandırmaktadır. İzmir’de DTP konvoyuna saldırı ve Bayramiç’te Kürtlere dönük kitlesel linç girişimiyle başlayan, Diyarbakır’da bir üniversiteli gencimizin öldürülmesiyle devam eden tehlikeli süreç, birçok ilde DTP binalarına saldırıyı tetiklemiş bulunuyor. AKP, CHP ve MHP’nin bu kışkırtıcı tutumları sürdükçe, Muş’ta yaşanan vahim saldırı gibi başkaca olumsuz gelişmeler devam edeceğe benzemektedir.


Diğer yandan masum bir genç kızımızın ölümüne yol açan otobüslere ‘molotof  kokteyli’ atılması olayında olduğu gibi halka zarar veren eylemlerin barış mücadelesine hiçbir katkısının olmadığı ortadadır.  

 

 

Ne ABD’nin mihmandarlığı, ne de burjuva gericiliği Kürt Sorununda demokratik çözüm getirebilir. Emperyalizmin ve burjuva gericiliğin sultasından uzak, Kürt halkının tüm hak ve özgürlüklerine sahip olduğu, eşit, özgür ve kardeşçe bir arada yaşamın temellerinin atılması için, hep birlikte mücadeleye ihtiyaç bulunmaktadır.

 

Bunun için;

 

Başta AKP, CHP, MHP olmak üzere, bütün siyasal erk sahipleri, demokratik haklarını talep eden Kürtlere dönük saldırgan dilden vazgeçmelidir.

 

Halka dönük tüm saldırılar gerekçesiz reddedilip, kınanmalıdır.

 

Tutuklu Kürt çocukları derhal serbest bırakılmalı, Kürtlere dönük ırkçı saldırılar durdurulmalıdır.

 

Operasyonlara son verilmeli, savaş ve şiddet son bulmalı, çatışmalar durmalıdır;

 

Kürtsüz Kürt sorununu çözme hesaplarından vazgeçilip halkın temsilcileri muhatap kabul edilmelidir.

 

Anadilde eğitim hakkı ve bölgede Kürtçenin yerel yönetimler ve kamu yönetiminde kullanımının önü açılmalı, eşit yurttaşlık hakkı tanınmalıdır.

 

Bizler, başta emek örgütleri olmak üzere, aydın, sanatçı, bilim insanı ve tüm halkımıza çağrı yapıyoruz; Siyasal aktörlerin düşmanlaştırıcı siyasetlerine ve diline karşı duralım! Kardeşliğin siyasetini ve barışın dilini kuralım! Eşit ve özgür bir ülkede yaşamak için birlikte mücadele edelim! Halka dönük saldırılar karşısında kardeşçe, özgürce birlikte yaşamanın sesini yükseltelim! Bugün  bir arada yaşamanın yolu, halkların düşmanlaştırılmak istenmesine karşı  Kürt sorununda demokratik çözümü geliştirmekten geçiyor.

 

Düşmanlık değil, kardeşlik zamanıdır!

 

Barış umudunun, umutsuzluğu yenmesi için Kürt ve Türk halkının el ele vermesi zamanıdır!

 

Barışı başarmak mümkündür.

 

Bizler bulunduğumuz her yerde; Barış ve demokratik çözüm olanaklarını geliştirebilmek için toplumsal düzeylerde de bütün gücümüzle çaba göstereceğiz. Kürtlerin ve Türklerin iç içe yaşadığı mahallelerde, üniversitelerde, iş yerlerinde, yaşamın her alanında, dışlayıcı, ötekileştirici söylemler ile faşist/şoven saldırılar karşısında, bu saldırıları püskürtecek, kardeşlik ve barış duygularını geliştirecek, bir arada yaşam zeminlerini güçlendirecek ve çoğaltacağız.

 

Barışı ısrarla, inatla ve kararlılıkla omuz omuza savunacağız. Kardeşliğin ışığının sönmesine izin vermeyeceğiz.

 

Ankara Halkevleri, EMEP Ankara İl Örgütü, ÖDP Ankara İl Örgütü, İHD Ankara Şube, Devrimci 78’liler Federasyonu, AKA-DER, Demokrasi İçin Birlik Hareketi, 78’liler Girişimi,  EHP