Kaza değil katliam!

Cu, 02/06/2006 - 08:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Son aylarda artan iş kazalarına ne yazı ki dün bir yenisi eklendi. Balıkesir Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de Şentaş Madencilik’e ait kömür ocağı, grizu  patlaması sonucu çöktü. Madende çalışan 57 işçiden 17’si göçük altında kalarak hayatını kaybetti. 35 işçi ise sağ olarak kurtuldu. 3 işçi ise hala göçük  altında.


Son aylarda artarak devam eden ve son olarak da dün Balıkesir’de gerçekleşen patlama göstermektedir ki güvencesiz ve insanlık dışı koşullarda çalıştırılmanın sonuçları artık katliam gibi ölümlerle sonuçlanmaktadır. Elimize ulaşan bilgilere göre 19 Mayıs’tan bu güne ülkemizde 20 iş kazası meydana gelmiştir. Bu kazalarda onlarca işçi yaralanmış, onlarcası ise maalesef hayatını kaybetmiştir. Açıktır ki ölen ve yaralanan işçilerin çoğunun iş güvencesi, sigortası yoktur.


İşverenler ve hükümet ise olaya tam anlamıyla seyirci kalmaktadır. Üstelik dün yaşanan kazadan sonra Enerji Bakanı Hilmi Güler üzgün olduklarını, ölenlerin çevre köylerden olduğunu, ancak metan gazının bazen böyle problemlere neden olduğunu söylüyor ve daha soruşturmanın sonucu bile ortaya çıkmadan gazetecilerin “kaza eksiklikten kaynaklı mı? sorusuna “Hayır, bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Çünkü, patlamadan birkaç dakika önce ölçümü yapmışlar, ama bu ani gaz gelimi, zaman zaman birikmiş gaz çıkışı olabiliyor. Ama bu konuyu yine de arkadaşlarla görüşeceğiz. Henüz daha incelemeler neticelenmedi. Ama maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor. Çünkü gazın nerede biriktiğini, ne zaman ortaya çıktığını tespit etmek mümkün olmuyor.” diyor. Yani bakan ölen ölmüştür üzüldük ama oluyor böyle şeyler demektedir.


AKP hükümeti, son yıllarda madenlerde yaşanan tüm göçük olaylarından sonra sadece cenaze kaldırmaktadır. Dursunbey’de dün yaşanan ilk değildir. Aylardır “bireysel ölümler” yaşanan ocakta beklenen sonuç gerçekleşmiş ve 17 işçi yaşamını yitirmiştir. Tüm bu yaşananlar, hükümetin madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimi yapmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Oysa ki bu ülkede madencilikle ilgisi olmayanlar bile bilmektedir ki maden ocaklarının çoğunda insan hayatını hiçe sayan çalışma koşulları mevcuttur.


AKP Hükümetinin Bakanı, daha kazanın sebebini bile öğrenmeden kazayı normal görmekte ve bir eksikliğin olmadığını söylemektedir. Sorumluluktan kaçmaya dönük bu sözlerin yaşanan katliam karşısında bir anlamı yoktur. Madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimlerini yapmayan hükümet birinci elden sorumludur!


Biz Halkevleri olarak yıllardan beri söylemekteyiz. Güvencesiz insanlık dışı koşullarda çalıştırılmanın faturası emekçilere çok ağır şekilde kesilmektedir. Son işçi katliamı da ne yazık ki bunu kanıtlamıştır. Kimse katliamı “kazadır, kaderdir, oluyor böyle şeyler” diyerek geçiştiremez. Öncelikle olay araştırılmalı, sorumluları cezalandırılmalıdır. Ölen işçilerin aileleri  tam anlamıyla güvence altına alınmalıdır. Başka ölümler yaşanmasını engellemek için maden ocaklarında işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimleri derhal yapılmalıdır.


İstanbul Halkevi Başkanı 


 Av. Oya Ersoy