Çoğunluğu kentlerin yoksul emekçi mahallelerindeki 70’i aşkın şubesiyle Halkevleri, eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin, aydınlığın en köklü çatısıdır.

Halkevleri 1932’de bir aydınlanma, eğitim, kültür ve sanat örgütü olarak kuruluşunun ardından ülkenin dört bir yanına götürdüğü tiyatro salonlarıyla, kütüphaneleriyle, eğitim çalışmalarıyla bu topraklara kök saldı. 1950’lerde, 1970 ve 1980 askeri darbeleriyle baskı altına alınan, kapatılan, üyeleri tutuklanan, mal varlıkları yağmalanan örgütümüz, her yok etme çabasının ardından yeniden diriltilmiş, her türlü baskıya rağmen bu topraklardan silinip atılamamıştır.

Bugün Halkevleri, ülkenin dört bir yanında kendi hayatları üzerinde söz ve karar sahibi olmak isteyen yoksulların, emekçilerin öz örgütüdür. Bugün eğitim, sağlık gibi tüm temel kamusal hizmetler ticarileştiriliyor. Kentlerde sermaye yağması ilerlerken halkın barınma hakkı yok sayılıyor. Su, toprak ve tüm doğa sermayeye sunulup yağmalanıyor. Emekçiler güvencesizliğe, kölece çalışmaya mahkum ediliyor. İş cinayetlerine “kader” denilip geçiliyor. İşte Halkevleri tüm bu saldırıların karşısında “Biz bu dünyaya piyasa malı olmak için gelmedik” diyenlerin çatısıdır. Halkevleri bu ülkenin aydınlarının, sanatçılarının, halk için bilim üreten bilim insanlarının örgütüdür.

“Halkın hakları mücadelesinin ana kucağı” olarak adlandırdığımız Halkevleri, bir eğitim, bilim, kültür ve sanat örgütü olarak da ülkenin dört bir yanında giderek köklerini sağlamlaştırmaktadır. Halkevlerinde çocuklar ve gençler paylaşmanın, kardeşliğin, eşitliğin, bilimin dilini konuşuyor. Kültür, sanat, eğitim, spor gibi çalışmalarda kendilerini özgürce ifade ediyor. Yeteneklerini geliştiriyor. İşçi Filmleri Festivalleri, halk festivalleri, tiyatro ve müzik etkinlikleri Halkevleri’nin sürekli çalışmaları arasında yer alıyor. Halkevleri toplumsal yaşamın tüm hücrelerinde gerici piyasacı iktidarın kuşatmalarına karşı önemli bir mevzi olarak kendini var ediyor.

Biliyoruz Halkevleri’nin tüm bu çalışmaları, hatta varlığı gerici-neoliberal AKP iktidarını fazlasıyla rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık çeşitli baskılarla giderek daha fazla kendini göstermektedir. Halkın tüm sosyal haklarından vazgeçerek sadaka ve yardımlara “razı olması”nı isteyen AKP iktidarı için Halkevleri’nin yükselttiği hak mücadeleleri kendi deyimleriyle bir “illet”tir. Gerici neoliberal AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarının ve kadrolarının karşısında dikilen Halkevci kadınların mücadeleleri, “üç çocuk fetvası” verenler, tacizcileri ve tecavüzcüleri aklayanlar, kadınları ikinci sınıf yurttaş görenler için kabul edilemezdir. Emekçileri birbiriyle düşman ederek kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalışanlar Halkevleri’ni her zaman hedef almaktadır. Çünkü Halkevleri çatısı altında Kürt ve Türk emekçiler omuz omuza mücadele vererek birbirinin türküsünü söylemeyi, birbirinin derdini anlamayı öğrenmektedir.

Halkın “kaderine boyun eğmesi gerektiği”ni söyleyen, tüm toplumu cemaatleştirmeye çalışan gerici iktidar için Halkevleri’nin yoksul emekçi mahallelerinde yaktığı ateş büyük bir tehdittir. Emperyalizmin projelerinde görev alan kapıkulları Halkevleri’nin “defterinin derhal dürülmesi” gerektiğini düşünmektedirler.

Gericilere, ırkçılara, şovenistlere, tüm toplumu baskılarla sindirmeye çalışanlara, halkın haklarını gasp ederek sermayeye her istediğini sunanlara buradan sesleniyoruz sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. AKP bizi dinlesin: Baskılarınız, saldırılarınız, komplolarınız, kurmaya çalıştığınız korku düzeni hak mücadelesi savunucularına sökmeyecek. Özgürlük mücadelesini geçmişimizden aldığımız güçle daha da yükseğe taşıyacağız.

Halkın haklarına her el uzattığınızda karşınızda hak mücadelelerini ve bu mücadelelerin ana kucağı Halkevlerini bulacaksınız. Eğitim, sağlık, barınma, ulaşım, su, güvenceli çalışma gibi alanlarda sermayeyi ve AKP kadrolarını beslemeye yönelik her adımın karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Seçimlere giderken halkı sadece vaatlerden vaat beğenmesi gereken “seçmen” olarak görenlere ve bunu da demokrasi diye yutturanlara inat, halkın yaşamı ve ülkesini değiştirme gücünü göstermeye devam edeceğiz. Halkı seçimden seçime hatırlayıp sadece oy vermeye çağıran egemenlere karşı, halkın gerçek taleplerini örgütleyecek, hak mücadelelerini yükselteceğiz, haklarımızı söke söke alacağız.

Halkevleri hakkımızı yedirmemek, haklarımızı söke söke almak için kuruluşunun 79. yılında işçileri, emekçileri, çocukları, gençleri, kadınları, engellileri, emeklileri, köylüleri, bilim insanlarını, aydınları eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin, aydınlığın çatısında buluşmaya çağırıyor. Halkevinde örgütlenmeye, örgütlenerek mücadele etmeye çağırıyor.

Ve yine Halkevleri, 79. Yılında yoksul halkın en umutsuz anını umuda çevirmek hayatları kurtarmak, aydınlık olmak, yürek olmak, bir çocuğa, bir anneye, bir babaya, bir sevgiliye yani tüm umutsuzlara umut olmak için de organ bağışı kampanyası başlatıyor. Başta halkevi üyeleri olmak üzere tüm halkımızı bu kampanyaya katılmaya çağırıyoruz. Diyoruz ki; haydi son anımızda dahi aydınlık olalım, yürek olalım, nefes olalım, mutluluk olalım, bir sevinç çığlığı olalım.

Halkevleri kuruluşunun 79. yılında gerici, piyasacı AKP iktidarının, sermayenin saldırıları karşısında siyasi iktidarın baskı, zor ve sömürüyü azgınlaştırdığı bu dönemde halkın içinde halkla birlikte hak mücadelelerini büyütmeye bir kez daha söz veriyor.

Yaşasın halkın hakları mücadelesi. Yaşasın Halkevleri

Halkevleri Genel Sekreteri

Oya Ersoy