Hopa-Kemalpaşa’da 9. Halkevleri Kemalpaşa Halk Festivali'nin sona erdiği gün Halkevcilere yönelik faşist saldırı yaşandı. 6 Halkevi üyesi saldırıda yaralanırken, Kemalpaşa Halkevi’nde büyük hasar meydana geldi. Jandarma kuvvetleri ise faşist saldırganlara değil Halkevcilere gazla müdahale etti, havaya ateş açtı. Faillerin tamamı bilinmesine karşın sadece bir kişi gözaltına alındı.
Bu saldırının münferit olmadığını biliyoruz. Hopa’da faşist provokasyon ve saldırıların Halkevleri’ne yönelmesi şaşırtıcı değildir. 80 sonrasının en karanlık günlerinden beri Hopa’da kesintisiz biçimde mücadelelerini sürdüren, devrimci değerleri bugünün mücadelesi içinde yaşatan, çayda sömürüye, derelerin satılmasına karşı mücadelenin, Hopa halkının siyasal iktidara karşı 31 Mayıs 2011’deki direnişinin en önünde yer alan Halkevciler Hopa halkının değerlerine ve mücadelesine dönük saldırı politikalarında hedef haline getirilmektedir. Hopa’da Halkevcilere dönük her saldırı halka yapılmıştır, çünkü Hopa Kemalpaşa’da Halkevleri halktır.
31 Mayıs 2011’de AKP iktidarının karanlığına meydan okuyan Hopa halkının direnişinde üyemiz ve Halkevleri Kemalpaşa Halk Festivalinin emektarı Metin Lokumcu’yu polis saldırısı sonucu yitirdik. Hopa’da ve Ankara’da onlarca üyemiz tutuklandı. Halkevleri doğrudan Başbakan’ın ağzından “tek yol sokak tek yol devrim” pankartı üzerinden hedef gösterildi. Halkevleri üyeleri, yöneticileri hakkında toplamda yüzerce yıllık hapis istemleri ile davalar açıldı. Halkevleri hakkında soruşturma başlatıldı. Hopa halkına yönelik baskı ve terör sistematikleştirilirken, Hopa’ya çevik kuvvet yerleştirildi. Ama ne tutuklamalar, ne baskılar ne de değeri tartışılmaz bir yoldaşımızı kaybetmemiz mücadeleden bir adım dahi geri atmamıza yol açmadı, tersine mücadeleyi büyüterek ve güçlenerek bu saldırganlığın karşısına dikildik.
31 Mayıs saldırılarından sonra Hopa’da ve Kemalpaşa’da HESçi şirketleri halkla birlikte kovduk. Geçtiğimiz yıl Halkevleri Kemalpaşa Halk Festivali’nin sekizincisini Metin Lokumcu anısına ülkenin dört bir yanından katılımla, Hopa-Kemalpaşa’dan binlerce insanın coşkulu varlığı ile gerçekleştirdik. Bu yıl Karadeniz otoyolları çay üreticisi kadınlar tarafından kesildi, dört bir yandan çayda sömürüye son eylemleri gerçekleştirildi. Hopa halkı, Halkevciler siyasal iktidara meydan okumaya devam etti.
Devletin kolluk güçlerinin, mahkemelerinin, savcılarının devrimcileri ve siyasal iktidara biat etmeyen halkı yıldırmaya, sindirmeye yetmediği yerde bildik ezber devreye sokuluyor; faşist saldırı ve provokasyonlar. Geçtiğimiz yıl Hopa 31 Mayısının ardından polisin doğrudan MHP'ye giderek “Burayı solculara neden bırakıyorsunuz, bir şeyler yapın biz arkanızdayız” dediği tanıklarla biliniyor. O dönem MHP yöneticilerinin kendi beyanlarına göre “Biz bu işlere karışmak istemiyoruz” demesinin ardından polis provokatif saldırıları bizzat organize etmeye girişmişti. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında Çukurca’da askerlerin ölümünün ardından Hopa’da faşistlerce polis destekli bir eylem düzenlenmek istenmiş ırkçı sloganların atıldığı eyleme müdahale eden bir Hopalı polislerce şiddet görmüş ardından Hopa Meslek Yüksek Okulu’nda sivil faşistlerle işbirliği içinde polis bir öğrenciye saldırmış saldırı haberinin duyulması üzerine olay yerine giden Halkevciler polis şiddeti ile karşılaşmıştı.
Açık ki yıllardır Hopa-Kemalpaşa halkının kolektif emeği ve üretkenliği ile düzenlenen, çayda sömürüden su hakkı mücadelesine, demokrasi mücadelesinden doğa mücadelesine, eğitim hakkından sağlığa kadar onlarca konuda panellerin, söyleşilerin yapıldığı, Hopa’nın devrimci değerlerini ve bugünki mücadelesinin binlerce insanla açığa çıkaran Halkevleri Kemalpaşa Halk Festivali’nin bitiminde gerçekleşen bu saldırı Hopa halkına yönelen sistematik saldırı politikasının bir parçasıdır. Bu saldırıların devamının başka biçimlerde gelmesi de muhtemeldir.
Ancak unutulmasın Hopa’nın havasında suyunda, dağında ormanında, tarihinde ve bugününde faşizme karşı mücadele yazılıdır. Polis saldırılarına, iktidar mahkemelerine, işlencelere boyun eğmeyen Halkevcilerin ise yönlendirmeyle üzerlerine gönderilen faşist saldırganlara karşı tutumu açıktır.
31 Mayıs 2011’den bugüne iktidarın öğrenemediği/öğrenmek istemediği dersi tekrarlayalım. Hopa/Kemalpaşa’da Halkevi halktır, halkın örgütüdür. Hopa halkı ise kendini hükümdar zanneden Başbakan Erdoğan’ı Hopa’dan kovmuştur, onun tetikçilerine karşı da bir an olsun geri adım atmayacaktır. Hopa halkı faşizme karşı omuz omuza karanlığa meydan okumaya devam ediyor.
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy