Yaşamı savunanlar değil Metin Lokumcu'yu ve derelerimizi katledenler yargılanmalıdır

Sa, 11/12/2012 - 17:46
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Metin Lokumcu’nun polis tarafından öldürülmesinin, Merkez Yürütme Kurulu üyemiz Dilşat Aktaş’ın kalça kemiğinin polis tarafından kırılmasının, onlarca kişinin Ankara’nın göbeğinde polis araçlarında işkence görmesinin, hakaret, tehdit ve cinsel tacize uğramasının ardından tam 561 gün geçti.

 

Aradan 561 gün geçmesine rağmen bugüne kadar katiller, işkenceciler, tacizciler hakkında hiçbir dava açılmamışken Hopa’da doğasına sahip çıkanlara polis müdahalesiyle başlayan, doğrudan Başbakan tarafından yönlendirilerek tutuklamalarla, yargı operasyonlarıyla, devam eden saldırı, Ankara’da, Hopa’da, Erzurum’da toplamda yüzlerce yıllık ceza talepleriyle açılan onlarca dava ile derinleştirilerek sürdürülmek isteniyor. Rize Pazar’da dün açılan yeni Hopa davası da bunu göstermektedir.

 

Ancak bugün bizler, ülke halklarının kaderini düzmece operasyonlara, iddianamelere ve yargılamalara terk etmeyeceğimizi, Hopa davasının takipçisi olduğumuzu göstermek üzere bir araya geldik. Yargılamanın düzmeceliğini anlamak üzere önceki duruşmaları kısaca hatırlayacak olursak: iki celse önce Ankaralıların demokratik hakkını kullanmasını engelleyen ve bu durumu “Kızılay meydanında ilk taşı polisler attı” diyerek ifade eden şikâyetçi polislerin ifadesi savcının ve mahkeme heyetinin müdahaleleriyle düzeltilmiş; şikâyetçi/işkenceci polisler ifadeleri sırasında yaptıkları teşhisin yasadışı olduğunun açığa çıkması üzerine birbirlerinin ifadelerini düzeltirken bu duruma müdahale eden avukatların itirazları mahkeme heyeti tarafından değerlendirilmemiş ve avukatların şikayetçi polislere doğrudan soru sorma hakkı engellenmişti. 31 Mayıs’ta Ankara’daki müdahaleyi yöneten polislerden Osman Can sanık avukatlarının ısrarlı çağrılarına rağmen mahkemenin davetine icabet etmemişti. Ankara’daki işkencenin tanığı olan Ankara Barosu başkanı Metin Feyzioğlu’nu duruşmada dinlenme talebi mahkeme heyeti tarafından reddedilmişti.

 

Davamızın takipçisiyiz çünkü halkın hakları mücadelesine yönelik operasyonlar her gün bir başka ad altında devam ediyor. Kürt halkına yönelik operasyonlar daha dün Siirt’te, Diyarbakır’da, Dersim’de halka ve seçilmiş temsilcilerine yapılan operasyonlarla; özgür basına yönelik operasyonlar yine daha dün Gündem ve Evrensel Gazeteleri muhabirlerinin gözaltına alınmasıyla; emek hareketine ve kadın hareketine yönelik operasyonlar KESK üye ve yöneticisi onlarca sendikacının aradan aylar geçmesine rağmen halen cezaevlerinde tutulmasıyla devam ediyor. AKP iktidarı halkın hakları mücadelesine her gün bir başka operasyonla müdahale ederken, “Ampul Tayyip” şarkısı söyleyen öğrencilerden, HES karşıtlarına kadar bu operasyonların hedefi bütün yaşama ve tüm yurttaşlara kadar genişliyor.

 

AKP’ye muhalefet eden, protesto edenler suç işlemişçesine hızla yargı önüne çıkartılırken ve akıl almaz tekniklerle yargılanırken; halka karşı suç işleyenler, derelerimizi kurutanlar, ormanlarımızı talan edenler, insanlarımıza işkence yapanlar, Roboski’de olduğu gibi otuz dördünü birden bombalayarak öldürenler yargı önüne bile çıkartılamıyor. Yaşamı, doğayı, özgürlüğü, kardeşliği savunanlar yargılanırken; yaşama kastedenler; hüküm sürüyor. Biz, AKP’nin kasalarıyla birlikte cezaevlerine doldurma politikalarını durduracağız, durdurana kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

 

Nuri GÜNAY

Halkevleri Genel Sekreteri