Hiç bir şey eskisi gibi değil ve bundan sonra da olmayacak!

31 Mayıs sabahı Gezi Parkı direnişçilerine yapılan vahşi polis saldırısı, bardağı taşıran son damla oldu.

Ülkenin dört bir yanında sokaklara, meydanlara çıkan halkın tek “kışkırtıcı”sı vardır, o da bizzat Tayyip Erdoğan’ın kendisidir.

Tayyip Erdoğan’ın halkın taleplerini, onları ifade etme biçimini aşağılayan, küçümseyen, “ne yaparlarsa yapsınlar biz istediğimizi yapacağız” tavrı halkın isyanını tetiklemiştir.

AKP iktidarı, 31 Mayıs ile başlayan halk isyanının nedenini ve niteliğini anlamamak için direnmekte, eski ezberiyle hareket edip “bildik yöntemlerle” bu direnişi bitirebileceğini düşünmektedir.

Polis terörüyle, basına yönelik sansürüyle, yalanlarla halk isyanını engelleme çabaları boşa düşünce dünden itibaren yeni bir planı uygulamaya koymuştur. Bir yandan kendi “muhatabını” icat etme, diğer yandan sokaklarda 15 gündür hep birlikte demokrasi ve özgürlük isteyen halkı “içeriden bölme”yi içeren bu plan da halkın direnişi ile boşa düşürülmüştür.

Ve bunun üzerine panikleyen AKP iktidarı ve Valisi Mutlu tek bildikleri yönteme; vahşi polis terörüne sarılmışlar, gaz bombaları, tazyikli su, plastik mermi terörü ile halkı evlerine gönderebileceklerini, sokaklarda ise sadece “aşırı gruplar”ın kalacağını tasarlamışlar ancak bu planları da tutmamıştır.

11 Haziran sabahı önce Taksim Meydanı'na ilerleyen saatlerde Vali'nin "kesinlikle saldırmayacağız" dediği Gezi Parkı'na gaz bombaları, plastik mermiler, ses bombaları ve TOMA'larla vahşice saldırılmıştır. Ancak başta Gezi Parkı ve Taksim çevresi olmak üzere polis saldırısını duyan herkes sabahlara kadar sokaklara akın etmiştir. Ne polisin gazı, ne de halkın direnişi sabah 4.30’a kadar bitmemiştir.

11 Haziran'da saatler süren direnişle halk Tayyip Erdoğan'a tek muhatap var "o da benim"  demiştir.

“Kimse kusura bakmasın Tayyip Erdoğan değişmez” diye Meclis grubunda kükreyen Tayyip Erdoğan bilmelidir ki 31 Mayıs’tan itibaren özgürlük ve demokrasi talebiyle sokakları dolduran insanlar otoriterleşmeye, yaşam tarzına müdahalesine, halka uyguladığı sınırsız şiddete karşı artık seslerini yükseltmektedirler. Asıl Tayyip Erdoğan kusura bakmasın bundan sonra ağzından çıkan her söz kanun olmayacak!

Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere, anlamak istemeyenlere bir kez daha söyleyelim;

Manipülasyonla, AKP patentli muhataplarla, “Kürtler-Türkler, çevreciler-aşırı gruplar” söylemleri ile bu halk direnişini bölemezsiniz. Çünkü bu halk, 15 gündür sokaklarda eşit, özgür, kardeşçe bir dünyayı Türkü, Kürdü, Ermenisi, Alevisi, Sünnisi, inananı, inanmayanı hep birlikte örmeyi başardı!

Oya ERSOY

Halkevleri Genel Başkanı