2007 de AKP tarafından Ergenekon operasyonları ile rejimin yeniden yapılandırılması için başlatılan “Ergenekon davası” sonuçlandı.
Yargılamanın sürdüğü 6 yıl, bir yandan kontrgerillanın yeniden yapılandırılması ve “yeni”nin gerektirdiği tasfiye süreci olarak yaşanırken aynı zamanda AKP karşıtı muhaliflere yönelik bir operasyon haline getirilmiştir.
Erdoğan’ın 2008 yılı “hukuk yılı” olacak sözleri ile başlayan süreç, siyasi iktidarın operasyonlarını yargı eliyle sürdürdüğü, adil yargılanma hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme özgürlüğü gibi en temel hukuk ilkelerinin ihlal edildiği bir süreç olarak yaşanmıştır.
Gizli tanıklık, gizlilik kararları, uzun tutukluluk siyasi yargılamaların “olağan”ı haline getirilmiş, psikolojik harpten izleme-dinleme faaliyetlerine kadar her türlü kontrgerilla taktiği Ergenekon operasyonları vesilesiyle meşrulaştırılmıştır.
Sonuç itibariyle Ergenekon davası, kontrgerillayı aklama davasıdır. Bu davada Kontrgerillanın halka karşı işledikleri suçlar; yargısız infazlar, kayıplar, faili meçhul cinayetler, gözaltında ölümler yoktur. Tasfiye edilen kontrgerilla unsurları bu davada halka karşı değil AKP’ye karşı suç işlemekten cezalandırılmıştır.
“Devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir” diyenler, 1000 operasyon yaptık diye övünenler dışarıdadır.
Veli Küçük içeride ama Hrant Dink cinayetinin diğer sorumluları yerlerinde oturmaktadır.
Türk-Kürt çatışması çıkarmak isteyenler güya içeride ama provokasyonlar, linç kışkırtmaları devam etmektedir.
Tasfiye edilen unsurlar içerde ancak fikirleri iktidardadır. Zikirleri ise Roboski Katliamıdır.
Yargısız infazlar, işkenceler, polis şiddeti, hak ve özgürlüklere yönelik baskılar devam etmektedir. Haziran boyunca vahşi polis saldırılarıyla yaşamını yitiren Ali İsmail'in, Abdullah'ın, Ethem'in, Mehmet'in, Medeni'nin katilleri bulunmamıştır.
Bu ülke tarihi; solun, sosyalistlerin faşizme, darbelere, kontrgerillaya karşı mücadele tarihidir.
Ergenekon operasyonları başladığında, “gerçek bir demokrasi için mücadele Ergenekon davası etrafında yürütülen özgürlük, demokrasi, laiklik, bağımsızlık tartışmalarına sığdırılabilecek kadar çapsız ve içeriksiz değildir” demiştik.
Evet bugün halkın kendi yaşamında doğrudan söz, yetki, karar sahibi olabildiği gerçek bir demokrasi için mücadele; Sokakta, kent meydanlarında, mahallelerde, parklarda sürmektedir, sürecektir!
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı